Unutur Çeviri Fransızca
533 parallel translation
Bilirsin, her şeyi unutur.
Tu sais bien qu'il est distrait.
Hizmetçi sobayı söndürmeyi unutur ve birileri zehirlenir.
Un domestique oublie d'éteindre un poêle et quelqu'un s'asphyxie.
İlahi kitabına "Merry Oldsmobile" i nasıl sokmuştuk? - Hiç unutur muyum?
Un cantique sur un air de jazz.
Kadınlar çabuk unutur.
Les femmes oublient vite.
Harry'yi unutur musun? Herhalde öyle uykuluydu ki her şeyi rüya sandı.
Oubliez ca. Il a fait un beau rêve.
Eğer onu koklarsa, her şeyi... unutur.
Si elle en respire le parfum... elle oubliera tout.
Çok sevecek. Uçağı unutur.
Comme ça, il oubliera cet avion.
- Çocuk yakında uçağı unutur.
- Boy oubliera avion.
Tanrı aşkına, şunu unutur musun?
Tu ne peux pas oublier ça?
Kocasını bu kadar kolay unutan başkalarını da kolay unutur.
Et ton mari? Tu l'oublies et tu peux en oublier d'autres!
- Sarhoşlar kolayca unutur.
- Ivre, tu as perdu la mémoire.
- Herkes zamanla unutur.
- Tout le monde oublie.
Belki de küçük Pedrito böylece rahatlar ve annesinin öldüğünü unutur.
Comme ça, Pedrito n'aura pas d'ampoules au derrière...
O davet eder, ben öğretirim. Ben onlardan kurtulurum, o hepsini unutur.
Il les convoque et c'est moi qui dois leur apprendre à danser!
Güney Afrika'da beni unutur musun?
Tu m'oublierais en Afrique du Sud?
Hiç unutur muyum!
Je sais.
Birçok katil hatırlamayı istemediği şeyleri unutur.
Les meurtriers oublient souvent.
Sözünden dönmek istediğinden değil de, verdiği sözü unutur işte.
Ce n'est pas qu'il oublie sa parole, mais il oublie qu'il l'a donnée.
Karım yatmadan önce çoğu zaman bahçede dolaşır ve geri döndüğünde genellikle kapıyı kilitlemeyi unutur.
Elle se promène souvent dans le jardin et oublie de fermer la fenêtre.
Mutsuz bir aşık fırını yakmayı unutur.
Une femme malheureuse en amour, elle oublie d'allumer le four.
Şimdiye kadar unutur sandım, ama unutmadı.
Je croyais qu'elle l'oublierait, mais non.
Agrandi'yi unutur.
Il oubliera Agrandi.
Bir süreliğine doktor olduğunu unutur musun?
Peux-tu oublier... que tu es médecin.
Bence adam kaçırma olayına rağmen yine de unutur.
Il marchera encore malgré l'attaque du train.
Şu kadını unutur unutmaz bilecektir.
Il le saura dès qu'il aura effacé cette femme de sa mémoire. Il le saura.
Hatırladın mı? - Unutur muyum?
Comment t'oublier?
- Böyle şeyleri halk çabuk unutur.
- Les gens oublient.
Birçok kişi 30 senedir ölü olan bir kadını unutur. Biraz hatırla, tatlı ve solgun bir resim...
Beaucoup oublient une femme morte depuis 30 ans, quelques-uns honorent une image pâlie.
Artık unutur musun bunu Ginnie?
Laisse tomber, tu veux?
"O çok unutkandır Bazen yemeği unutur" dedi
Il est tellement tête en l'air qu'il en oublie parfois de manger.
Ama çocuklar bunu hep unutur.
Vous oubliez toujours ça, les gosses.
İnsan unutur.
L'homme oublie!
Hayır işi bürosu Noel çanlarını çalmaya başladığında bazı enayiler cinayet gibi bir işin de olduğunu unutur. İş adamları da bu fırsatı değerlendirir. Tıpkı Cleveland'dan gelen ufaklık Franky Bono gibi.
Quand les cloches sonnent, les poires oublient l'industrie du meurtre et ceux qui en vivent grâce à des gars comme toi, petit Frankie Bono,
Olanları unutur ve bizi affederse, bizde bundan böyle dürüst ve düzgün davranırız.
Et que si elle peut oublier cette affaire, notre conduite sera désormais irréprochable.
Tabii. İki hafta içinde olanları unutur.
Dans deux semaines, il aura tout oublié.
Yoksa eşinle beni unutur musun?
Ou bien tu m'oublierais avec ta femme?
Beni unutur musun?
Tu m'oublierais, hein?
Kısmen yalan söyleyenler, gerçeği nereye koyduğunu unutur.
Mais un homme qui ment à moitié oublie où est passée la vérité.
Pek çok insan bu kısmı unutur.
Ce n'est pas grave.
Verdiği sözü unutur mu? Yüzde 10 hissem hâlâ geçerli, değil mi?
J'aurai toujours droit à dix pour cent, comme convenu.
Unutur muyum hiç.
Je suis d'accord.
Bir dahaki buluşmanıza kadar bunu unutur bile.
Il l'oubliera.
Ben gidip Bob'u getireyim. Ne zaman kazmaya başlasa, zaman,... uyku, yemek, her şeyi unutur.
A chaque fois qu'il fait une fouille, il en oublie de dormir et de manger.
Giderseniz belki Tanrı sizi bağışlar ve başkasının malını çalmaya çalıştığınızı unutur.
Si vous partez sans insister, peut-ëtre que Dieu oubliera que vous avez voulu nous faire du tort.
Bazan unutur. Pekala.
D'accord.
- Hiç unutur muyum?
- J'ai déjà oublié? - Tous les deux.
- Boş ver. Unutur gider.
- Ça lui passera.
Unutur muyum?
Bien sûr que non.
Karım gibi yapın alış veriş merkezine girdiğinde her şeyi unutur.
Faites comme ma femme : Dès qu'elle entre dans un magasin, elle oublie tout.
Şapka yok! Şapkasını unutur...
Il oublierait son chapeau...
Her zaman unutur.
Elle oublie toujours.