English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ U ] / Uyandırma

Uyandırma Çeviri Fransızca

488 parallel translation
Lütfen uyandırma.
"Je t'en prie, ne la réveille pas."
Başım kalbinin üstünde, beni yanından ayırma ve asla uyandırma
Ma tête est posée sur ton cœur Serre-moi contre toi et ne m'éveille pas
Uyandırma. Geceleri uyuyamıyor da. Biraz uykusunu alsın.
Il dort pour guérir son insomnie.
Dinah'ı uyandırma.
Ne réveillez pas Dinah.
- Çocuk. - Tarzan, uyandırma şimdi.
Ne le réveille pas maintenant.
Diğerlerini uyandırma. Çok yorgunlar.
- Ne réveille pas les autres, ils sont fatigués.
Onları uyandırma.
Ne les réveille pas.
Kalktığında beni uyandırma.
Ne me réveille pas quand tu te lèves.
Dram ve merak uyandırma açılarını vurgula.
Jouez la carte du suspense.
Uyandırma.
Ne la réveille pas.
Sessiz ol, konuşma, çocuğu uyandırma.
Doucement. On va réveiller la petite.
Çocuğu uyandırma.
On va réveiller la petite.
- Uyandırma servisi ister misin?
- Tu veux qu'on sonne le clairon?
Ellerini cebine sokma. Güveleri uyandırma.
Réveille pas les mites.
"Uyuyan kaplanı uyandırma."
"Ne réveille pas le tigre qui dort."
Biz en iyi otellerde de en kötü hangarlarda da yattık, anlayacağın bize acıma duygularını uyandırma.
On a dormi dans les meilleurs hôtels et les pires hangars. Vous en faites pas.
Şüphe uyandırma, Alicia.
Ne sois pas si méfiante.
Binbaşının çocuklarını uyandırma. Kahramanlar.
Défense de réveiller ses enfants... des héros...
Çocuklarını uyandırma. Uyuyan horlayan pis şehvet düşkünü çocuklarını.
Ses enfants... qui dorment... qui ronflent... qui sont sales.
Parson, bir kaç adam ayarla, diğerlerini uyandırma, benimle gel.
Pasteur, trouve deux ou trois hommes... assez sobres, et rejoignez-nous dans la rue.
Koskocaman salağın tekiyim, ama sakın beni uyandırma.
Je suis une grande niaise ridicule mais ne m'éveillez pas.
Kızları uyandırma.
Tu vas réveiller les filles.
Uyandırma.
Ne le réveillez pas.
Uyandırma servisini aramayı unutmuşum.
J'avais oublié de mettre le réveil.
Uyandırma servisine.
Le service du réveil téléphonique.
Tanrı aşkına uyandırma onu dadı.
Pour l'amour du ciel, ne le réveillez pas Nanny.
Albuquerque gelmeden uyandırma.
Réveille-moi à Albuquerque.
Uyandırma servisi. Saat 8.30.
C'est votre réveil téléphonique de 8 h 30.
Uyandırma servisiydi. 8.30'da aramalarını istemişsiniz.
C'était le central téléphonique, pour votre réveil de 8 h 30.
Hiç uyku uyuyamayan birinin uyandırma servisini araması... sizi şaşırttı mı Bay Dobbs?
Quelqu'un qui n'arrive pas à dormir et qui demande un réveil téléphonique, ça vous surprend, M. Dobbs?
Benim çok berbat bir hafızam var. Uyandırma servisini uyandırılmak için değil, bir şeyi hatırlamak için ararım.
Voyez-vous, j'ai une très mauvaise mémoire, donc l'appel ne devait pas me réveiller, mais me rappeler quelque chose,
Ayrıca, uyandırma servisi düzenli olarak... kullanılıyor muymuş? Eğer öyleyse, tüm ayrıntıları alalım.
Je veux savoir si c'était une demande pour être réveillé tous les matins, et si c'est le cas, je veux les détails.
Dün akşam Walliston 294'tan sadece uyandırma servisi için aramışlar.
Nous n'avons qu'une chose pour 294 Walliston, c'est un réveil.
8.30 uyandırma servisi işinin konumuzla ilgisi yok.
Le réveil de 8 h 30 n'a rien à voir là-dedans.
Çünkü uyandırma servisinin aramasını... kocasının intiharındaki sorumluluğundan... kurtulmak için kullanabileceğini düşündü. Bu davranışı da affedilebilir bence.
Car elle a pensé, ce qu'on ne peut lui reprocher, que vous utiliseriez le réveil pour fuir votre part de responsabilité dans ce suicide.
Onu uyandırma.
Ne le réveille pas.
Uyuyan diğerlerini uyandırma çabalarımızın sonucu, ışınlanmış olanın durumuna bağlı.
Le réveil des autres en hibernation dépendra de notre succès ou échec à ranimer le rescapé ramené à notre bord.
Uyuyanı uyandırma, ha?
Ne réveillons pas le chat qui dort?
- Uyandırma onu. Buraya gelin, çocuklar.
Laissez-le, venez par ici, les gars.
- Bizi uyandırma nedenin bu mu? - Evet.
- C'est pour ça qu'on nous réveille?
Onu uyandırma Tim. Çok yorgun.
- Elle est fatiguée.
Bebeği uyandırma Tim.
Ne réveillez pas le bébé, Tim.
İsterseniz en baştan alalım, ama başlamadan önce size Pazar sabahı uyandırma müziği gönderiyorum.
Commencons au debut. Mais avant ca, voici de la musique pour le dimanche matin.
Lütfen onları uyandırma.
- Vous allez réveiller tout le monde.
Tanrı aşkına, sakın onu uyandırma!
- Ne le réveille pas.
- Sakın şimdi onu uyandırma.
- Ne le réveille pas.
Bağırma. Onu uyandıracaksın.
Tu vas la réveiller.
Ya da gece rüyanda kimi gördüğünü sormak için, seni uyandırma mı isterdin?
Que je te suive dans les rues, jaloux, rasant les murs? Que je te réveille, la nuit, pour te demander à qui tu rêves?
- Dikkatli ol, şüphe uyandırma.
- N'éveillez pas les soupçons.
Merhaba Spartaco. Uyandırma onu.
Ne réveille pas la petite.
Neler olacak bilmiyorum, ama uyandığın andan itibaren... gözünü benden ayırma.
Je ne sais pas ce qui va se passer, mais dès que vous vous réveillez, ne me quittez pas des yeux.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]