Uyandırmayın Çeviri Fransızca
63 parallel translation
Büyük ve Güçlü Oz'un gazabını uyandırmayın!
N'irritez pas le Grand Oz!
Anlıyorum. Uyandırmayın.
Ne le réveillez pas.
Uykusundan uyandırmayın o zaman.
Laissons-le avec ses illusions.
Beni uyandırmayın.
Ne me réveillez pas.
Onu bunun için uyandırmayın.Tabi, efendim.
- Ne le réveillons pas pour ça.
Televizyonu açabilirsiniz ama sesi kısık olsun, çocukları uyandırmayın.
Vous pouvez mettre la télé mais pas trop fort, à cause des enfants.
Beni uyandırmayın.
Ne me réveillez pas, s'il vous plait.
Hayır, uyandırmayın.
Ne faites surtout pas ça.
- Uyandırmayın onu, aptallar!
Ne la réveillez pas, imbéciles!
İnene kadar beni uyandırmayın.
Ne me réveillez pas avant l'arrivée.
Bunu yapın ve bir daha asla onu uyandırmayın. " demişler.
"Faites-le, et ne la réveillez jamais plus."
Olmayacak... Uyuyacağım... Beni uyandırmayın...
Ça peut pas... je rêve!
- Sessiz olun, onu uyandırmayın.
- Pas de bruit surtout.
Eğer bebek ölürse, beni uyandırmayın.
Si le bébé meurt, ne me réveille pas.
"Uyandırmayın, çalışıyorum".
"Ne me réveillez pas, je travaille."
Sakın uyandırmayın, Bu onun göçmesine sebep olabilir.
Ne le réveillez pas, elle pourrait s'envoler.
Şüphe uyandırmayın.
Restez discret.
Haley'i uykusundan uyandırmayın
Ne tuez pas Haley dans son sommeil.
Hayır, uyandırmayın.
Non, ne le réveillez pas.
Bora Bora'da olacağım, iki saat geride yani gerek yoksa beni uyandırmayın.
Il y a deux heures de décalage à Bora Bora, ne me réveillez qu'en cas d'urgence.
- Güçlü ve büyük Oz'un öfkesini uyandırmayın!
N'éveillez pas la colère du grand et puissant Oz!
Kaplanı uyandırmayın.
Ne réveillez pas le tigre.
Ayşe ablaya "Alışverişe gidiyorum, uyandırmayın" demiş, çıkmış.
Elle a dit "je vais faire des courses chez Ayse, ne le réveillez pas"
Onu uyutmak saatler sürdü. Sakın uyandırmayın.
Je veux pas qu'elle se réveille.
Henüz uyandırmayın, az kaldı. Son saniyeleri.
Ne le ramenez pas encore, il y est presque, c'est le plan suivant.
Ben yokken koca adamı uyandırmayın sakın.
Réveillez pas le caïd en mon absence.
Üç gün uyandırmayın beni.
Ne me réveillez pas pendant 3 jours.
"Kudüs'ün aziz kızları, hazır olana kadar, aşkı uyandırmayın."
"Ô, filles de Jérusalem, n'éveillez pas l'amour avant qu'il soit prêt."
Çocuklarımı uyandırmayın yeter.
Juste... ne pas réveiller mes enfants.
Trans sırasında ne olursa olsun beni uyandırmayın.
Quoi qu'il arrive pendant la transe, ne me réveillez pas.
Son bir şey daha sakın anneyi uyandırmayın.
Une dernière chose. Ne réveillez pas la mère.
Ama bebeği uyandırmayın.
Juste ne réveille pas le bébé.
Beni bir otele götürün ve biri beyzbol topu atana kadar beni uyandırmayın.
Emmenez-moi à l'hôtel et réveillez-moi seulement quand quelqu'un sera prêt à lancer une balle.
- Elbette. - Hannigan'ı uyandırmayın.
Réveillez pas Hannigan.
Pederi uyandırmayın!
Réveillez pas le curé.
Kovac, nöbet için beni uyandırmayı unutma.
Kovac, n'oublie pas de me réveiller pour prendre mon quart.
Bağırmayı kes, evdeki herkesi uyandıracaksın.
Ne criez pas! Vous voulez réveiller les voisins?
Onu sakın uyandırmayın.
Ne la réveillez pas.
Bağırmayın, çocuğu uyandıracaksınız.
Zut, doucement, tu vas réveiller l'enfant.
Yolcuları uyandırmayın.
N'alarmez pas les passagers.
Yarın gitmeden bizi uyandırmayı unutma.
Evite de te gratter l'oreille.
Onu uyandırmayın.
Ne la réveille pas.
Belki onu uyandırmayı deneyecek kadar ona değer veren tek insansın.
Vous êtes peut-être la seule personne qui tienne assez à lui pour tenter de le réveiller.
Merakımı uyandırmayı başardınız.
Vous avez piqué ma curiosité.
Sizi uyandırmayı bırakmasını söylemeyi düşündünüz mü?
Est-ce que vous avez essayé de lui demander d'arrêter de vous réveiller?
İlacın son ölçeği için 9 : 30'da uyandırmayı unutma, tamam mı?
N'oublie pas de la réveiler à 21h30 pour sa dernière prise de médicament.
Şu ana kadar kendisini uyandırmayı başaramadık.
Nous n'avons pas pu la réveiller.
Bu adamı uyandırmayı istiyor muyuz cidden?
M. Langton, n'êtes-vous aucunement charitable?
Yaptığınız çok iyi bir şey ama bir gün uyandığınızda onu bulamazsanız şaşırmayın.
C'est très gentil tout ce que vous faites pour lui, mais ne vous étonnez pas si vous vous réveillez un jour et qu'il est parti.
Paige'i üçte uyandırmayı unutma, olur mu?
N'oubliez pas de réveiller Paige à 15 h.
Onu yarın uyandırmayı deneyecekler.
Il la réveilleront demain.
uyandım 69
uyandığında 36
uyandı 37
uyandığımda 33
uyandın mı 44
uyandır 16
uyandırdığım için üzgünüm 18
uyandırdım mı 47
uyandırın onu 16
uyandır onu 30
uyandığında 36
uyandı 37
uyandığımda 33
uyandın mı 44
uyandır 16
uyandırdığım için üzgünüm 18
uyandırdım mı 47
uyandırın onu 16
uyandır onu 30