Uzaklaştır Çeviri Fransızca
2,691 parallel translation
Kavga ettiğin zaman uzaklaştırılırsın.
C'est donc une exclusion.
Uzaklaştırılma ne kadar süre?
Il est exclu pour combien de temps?
Uzaklaştırılma şartlarım için gerekli olduğunu söyledi.
D'après elle, c'était une condition de mon exclusion.
... etrafındaki herkesi sınıyorsun ve sonra uzaklaştırıyorsun Marisa'ya, Roberto'ya ve Nate'e yaptığın gibi.
Tu testes ton entourage, et après, tu les rejettes, de la même manière qu'avec Marisa, Roberto et Nate.
Görevden uzaklaştırılmayla karşı karşıyayız.
On pourrait être suspendus, ou même pire encore.
Uzaklaştırılmakla meşgul olmasaydınız siz onu nasıl bulurdunuz?
Comment le retrouveriez-vous si vous n'étiez pas suspendus?
Uzaklaştırılma sadece, gözden geçirilmeyi bekliyor.
On est suspendus, en attendant l'enquête.
- Profesör Bauer uzaklaştırıldı ve hepimiz ödevden otomatik olarak A aldık.
Mme Bauer a été suspendue, on a tous eu un A au devoir.
Ve onu uzaktan kumandalı Noel pterodactyli ile Abed gezegeninden uzaklaştırıyorum.
Je l'éjecte de la planète Abed... avec une télécommande... à ptérodactyle de Noël.
- Evet, söyleyelim. Duncan'ı uzaklaştırırken söyleyebilir miyiz?
- On peut chanter en le canardant?
Hayır, elbette uzaklaştırmıyorum.
Je ne te repousse pas.
- Yaradan uzaklaştır. - 0.3 Etomidate daha verin.
- Dégagez sa main.
Yani bu elemanları Maaskant'tan uzaklaştırırsak, her şey normale döner mi?
Donc, si nous nous débarrassons de ces gars de Maaskant, tout va revenir à la normale?
Şimdi o şeyi benden uzaklaştır.
Éloignez ça de moi!
Seni yavaş yavaş uzaklaştıracaktır.
Ça va t'aider.
Tamam, lokantaya bir gideyim, biraz erken gelip onun randevusuymuş gibi yaparım, onu oradan uzaklaştırıp ona durumu açıklamaya çalışırım.
Je vais y aller en avance, me faire passer pour son rendez-vous, la sortir de là et la mettre au courant.
Bence, ben koruyucuları uzaklaştırınca, sen kazmaya başlarsın.
Je distrais le gardien et tu commences à creuser.
Çabuk bir şekilde onun uzaklaştırılmasını istiyorsun. Haklı mıyım?
Tu la veux là où on peut facilement l'atteindre?
Ne yazık ki, başka seçeneğim yok ama soruşturma devam ederken seni bir ay görevden uzaklaştırıyorum.
- Malheureusement, je dois vous suspendre pendant un mois, en attendant l'enquête.
İşten uzaklaştırılması senin hatandı.
- Sa suspension est de ta faute.
Biz görevde değiliz ki. - Sen de işten uzaklaştırıldın.
On est pas en service, et tu es suspendu.
Normalde insanlar ayılmaya başladıklarında beni göz kırparak uzaklaştırırlar.
Les gens me font partir en clignant quand ils arrivent à la solution.
İhtiyacımız olan kanıtı bulana kadar adamı ondan uzaklaştırıp, treni yavaşlatmalıyız.
On doit l'en éloigner, le retarder le temps qu'on ait une preuve.
- 4 gün uzaklaştırıldım.
- Quatre jours de suspension.
Karışıklık yarat, Abib'in adamlarını güverteden uzaklaştır. - Ben de cankurtaran sandalının kilitlerini çözeyim.
Créez une diversion pour éloigner les hommes du pont et je préparerai le canot.
"Muhakemesi etkilenmeye başlamışsa çatışmadan uzaklaştırılır ki ölü sayısı, birden ikiye çıkmasın."
S'il trouve que son jugement est affecté, il le retire du champ de bataille... pour qu'il n'ait pas deux soldats, plutôt qu'un en moins.
Magdelena'yı Fransa'dan uzaklaştırıldığına dair bilgilendirdik.
Nous lui avons notifié qu'elle est interdite de séjour en France.
Başkan Luthor'un uzaklaştırılmasını umut ettiğini ifade etti... Bu zaman barış ve huzur için yeni bir devir olabilir.
Il a dit avoir bon espoir que la démission du Président Luthor... conduirait vers une nouvelle ère de paix et de prospérité.
Bildiğiniz üzere, geçenlerde terfi olarak matkaptan uzaklaştırıldım.
Comme vous le savez, ma promotion m'éloigne de la foreuse.
İnsan ırkı uzaklaştırıldı.
Départ en suspens.
Kendini bizden uzaklaştırıyor.
Il est introuvable.
Suçlamalar askıda kaldığından okuldan uzaklaştırıldım.
235 ) } L'école m'a suspendu à cause de l'inculpation.
Uzaklaştır onu! Uzaklaştır onu! Uzaklaştır onu!
Fais-le partir d'ici!
Geçen sene, uygunsuz davranışları yüzünden okuldan uzaklaştırıldı.
L'année dernière déjà, il avait été accusé de malveillance. La vraie nature des gens ne change jamais.
Köpek balıklarını uzaklaştırıyor.
Il repousse le requin, le son.
Köpek balığı yakınlarda olabilir ve cihazım henüz onu uzaklaştırmak için hazır değil.
Le requin peut être tout près et mon appareil ne peut pas... encore le repousser.
Üç gün uzaklaştırıldın.
Tu es suspendu trois jours.
Okuldan uzaklaştırılmamı sağlayabilirdin.
Tu aurais pu me faire virer. Tu mijotes quoi?
Bugün itibariyle maaşı kesilmeksizin uzaklaştırma almıştır. Sonuçların...
À compter d'aujourd'hui, elle est suspendue de ses fonctions, en attendant les résultats de...
Şef, bir ay önce görevden uzaklaştırıldı.
- Il a été suspendu.
Aşırılık yapanları uzaklaştırmaya alışkın da.
Il me protège des dingues.
Onları o penis geçidinden uzaklaştırdım ve ahır bölmelerine götürdüm. Havaalanı tuvalet ahır bölmeleri Kutsal bir yer. On tane var ve biz beş numaradayız.
Je les conduits devant la parade des pénis dans une cabine, la Shangri-la des cabines, le sanctuaire de la cabine aéroportuaire, numéro cinq sur dix.
Bu yavaş teknede, kendi sebep olduğum suç mahalline doğru gittiğim her saniye onu benden daha da uzaklaştırıyor.
Chaque seconde passée sur ce bateau en route vers mon propre crime, m'éloigne un peu plus d'elle.
Görevinden uzaklaştırıldın.
J'étais un espion jusqu'à ce que... Vous êtes grillé.
Kendini benden uzaklaştırıyor musun?
Tu me repousses?
Bayanı buradan uzaklaştırın!
Emmenez-la!
Şuradaki kadın beyaz bir minibüsün kaldırımın kenarından hızla uzaklaştığını söyledi.
Une camionnette blanche aurait démarré d'ici en trombe.
Müziğin ondan uzaklaştığını hissettiğinde büyük hayal kırıklığına uğruyor ve etrafındakilere zarar veriyor.
Quand elle sent la musique lui échapper, elle devient très frustrée et destructrice.
Uzaklaştırıldım mı?
suis-je suspendue?
Hayır. Ama bir arabanın uzaklaştığını duydum.
Non, mais j'ai entendu une voiture démarrer.
Onları uzaklaştırın.
Fais-les sortir.
uzaklaşın 97
uzaklaş 262
uzaklık 23
uzaklaşma 31
uzaklarda 21
uzaklara 40
uzaklaşıyor 38
uzaklaş oradan 25
uzaklaşıyorlar 24
uzaklaş buradan 43
uzaklaş 262
uzaklık 23
uzaklaşma 31
uzaklarda 21
uzaklara 40
uzaklaşıyor 38
uzaklaş oradan 25
uzaklaşıyorlar 24
uzaklaş buradan 43