English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ Y ] / Ya bunu

Ya bunu Çeviri Fransızca

5,607 parallel translation
Ya bunu bana karşı kullanırlarsa?
Et s'ils l'utilisaient contre moi?
Ya bunu zaten biliyorsam?
Et si je devais savoir?
Belki de Brenda'ya bunu yapanın kim olduğunu biliyorsundur.
Mais peut-être savez vous qui a fait ça à Brenda.
- Ya bunu geride bırakırsın...
- vous pouvez soit l'ignorer...
Bunu senden asla istemezdim ama Çok geç olmadan Kanlı Ormanı geçip Lola'ya ulaşmalıyım.
Je ne vous demanderai jamais cela, mais j'ai besoin d'aller dans le Bois Ensanglanté voir Lola avant qu'il ne soit trop tard.
- Bunu Joe'ya öğreten sensin. - Ona ilham verdim.
- C'est vous qui l'avez formé.
Ve bunu yaptığımda Skype, Facebook ya da Facetime ile bağlanman mümkün olmayacak.
Je ne te préviendrai qu'une fois.
Şey... Benim üstüme vazife değil ancak bunu kabullenmek Rebecca'ya oldukça zor geliyor ve ben de belki sizin onun kamyonda kalması için izin verme ihtimaline bir bakayım istedim. Bakın.
Euh..
Ya her şeyi bozan ben olduğum için bunu düzeltebilecek olan tek kişi de bensem?
Vu que c'était moi qui rassemblait tout, peut-être que je pouvais aussi arranger les choses.
Ve bunu yapamayacaksam Finn'le yeniden birlikte olmam haksızlık olacaktı. Ya da onun etrafında olmam.
Et si je n'arrivais pas à la faire... ce n'était pas juste de recommencer à nouveau une relation avec Finn... ou lui tourner autour.
Bunu yazıya da dökebilir miyiz?
Est-ce que je peux l'avoir en écriture?
Bunu uzun uzadıya düşün.
Alors ré f échis bien :
Bunu severseniz demek ki tatlıya bayılacaksınız.
Et bien, si vous aimez ça, alors vous allez adorer le dessert.
Benden sonra dışarıya çıktıysa, bunu ben de ilk defa duyuyorum.
S'il est ressorti, vous me l'apprenez.
Ama eğer dışarıya çıktıysa, bunu bilse bilse Harold bilir.
Mais s'il est ressorti, Harold l'a sûrement su.
- Bunu almak için spa'ya mı gittin?
Tu as été au spa pour acheter ça?
Mary'e, Martha'ya, Josephine'e üç kereden fazla sahip olabilirsin. Bunu istemez misin?
Vous pourriez avoir Mary, Martha, Joséphine, et trois fois plus... si vous le vouliez.
Ve bunu bilerek Başmüfettiş amacından haberdar olduğumuzda ortaya çıkacak bugün ya da sonraki gün.
Et cette connaissance, chef inspecteur, cette certitude d'un nouveau but, me perce la vue ce jour, et le suivant. Ça arrive.
Ama bunu senden duymam gerek. Peki ya sen kardeşim?
Mais j'ai besoin de te l'entendre dire.
Bu çocuğa Laoghaire yüzünden takılıyorsan ve kızın babası ya da Colum bunu öğrenirse genç Jamie'nin kanayan bir burundan daha büyük bir derdi olur.
Hé, si tu taquines la dame à propos de Laoghaire, si son père ou Colum en entend parler, le jeune Jamie pourrait avoir plus qu'un nez ensanglanté.
Leoch Kalesi'nden kaçıp en kısa sürede taşlara dönmeli ya da bunu denerken ölmeliydim.
Je devais m'échapper de Castle Leoch et retourner aux pierres le plus vite possible ou mourir en essayant.
Neden biliyorum ben bunu ya?
Pourquoi je sais ça?
Alçıya ihtiyacı var ama bunu Jordan bilmemeli çünkü beni öldürür. Yani yardımına ihtiyacım var.
J'ai besoin d'une attelle, mais je peux pas laisser Jordan le savoir parce qu'elle me tuerait, donc... j'ai besoin de ton aide.
Şimdi bunu Martha'ya nasıl yollarım?
Bien, comment j'envoie ça à Martha?
Seni hayatta Kosta Rika'ya götürmez o kesinlikle bunu yapmanı istemiyor.
Elle ne voudra pas non plus te baiser au Costa Rica... - Elle ne veut clairement pas le faire.
Bunu ya şimdi kabul edersin ya da mahkemede yargıç söylediğinde.
Tu peux me l'entendre dire. Ou tu peux l'entendre d'un juge au tribunal.
Bu gelinliği giymeyeceğim, ya da bunu ya da bunu.
Je ne porterai pas cette robe, ni celle-là, ni celle-là.
Ya da bunu ya da bunu.
Ou celle-là ou celle-là.
Amber'ı gördüğümde... Er ya da geç biriyle karşılaşacaktın ve biri sana söyleyecekti sadece bunu başkasından duymanı istemedim.
Tu vois, quand je suis tombé sur Amber, et je, euh- - Mais quand je... J'ai pensé qu'un jour ou l'autre, tu tomberais sur quelqu'un qui pourrait te le dire, et je ne voulais pas que, tu sais, que tu l'apprennes par quelqu'un d'autre.
Çünkü sizinle mücadele edersek bize çok pahalıya patlayacak ve bunu elde edeceksiniz.
Parce que cela nous coûterait encore moins cher que si nous te battions et tu as ça.
Gradishar'ın bir türlü anlamadığı şey o herifin ya da başka birinin bu işi benim yapacağımı bilmeden bunu halledecek olmam.
Ce que Gradishar n'a pas compris, c'est que je dois faire ça sans que ni lui ni personne d'autre ne sache que c'était moi.
Tamam, bunu yazıya dökecek misin?
OK, est-ce que tu les notes?
Bir kez olsun bunu yaparsan Sarah'ya karşı savunmasız bir şekilde dürüst olmak zorundasın.
Et une fois que vous avez fait ça, vous devez être aussi honnête et aussi vulnérable que vous pouvez l'être avec Sarah.
Bunu yapmak istemiyorum çünkü ya o ya o benimle aynı şekilde hissetmiyorsa?
Je ne veux pas faire ça parce que... Et si elle ne ressentait pas la même chose?
Sanırım bunu yazıya döktün.
J'imagine que tu as ça par écrit.
Bunu istemek aşırıya kaçtı.
C'était beaucoup demandé.
Her şeyi Carlito'ya bağlamamıza ramak kaldı. Bunu yaptığımızda da bütün bir operasyonun işi bitecek.
On est à deux doigts de relier l'affaire à Carlito, et après ça, l'opération sera bouclée.
Leoch Kalesi'nden kendim kaçıp en kısa sürede taşlara dönmeli ya da bunu denerken ölmeliydim.
Je dois m'enfuir de Castle Leoch par moi même et retourner aux pierres dès que possible, ou mourir en essayant.
Şekerim, hayatında çok büyük bir boşluk var ve bunu bu restoranla meşgul olarak kapatmaya çalışabilirsin ama... - Şu eyalette ne kadar mum var ya.
Mon sucre, il y a un grand trou dans ta vie, et tu peux essayer de le remplir en t'acharnant au travail et avec le restaurant et toutes les bougies de cet Etat...
Ya içeri tıktığı biri onun yaptığını öğrenmiş ve bunu ona karşı kullanmışsa?
Et si quelqu'un qu'il avait aidé à mettre hors jeu le découvrait et l'utilisait contre lui?
Hadi ya, bunu nasıl bilebildin?
Et comment savez-vous cela?
Bunu senin hakkın. - Haklısın. Peki ya sen?
D'accord, et toi alors?
Bunu yazıya dökmemi ister misin?
Vous voulez que je le mette par écrit.
Ya da tarih bunu böyle hatırlayacak.
C'est du moins ce que l'histoire retiendra.
Bunu konumum belli olmadığı için ya da yayınımı farklı bir kimlik üzerinden yaptığım için söylemiyorum.
Je ne dis pas ça parce que ma localisation est inconnue ou que ma transmission est fantoche. Non.
Bana bir iyilik yap bırak peşlerini terk et onları, Monroe'ya yaptığın gibi onları gerçekten incitmeden önce yap bunu.
Fais moi une faveur, quitte les juste... Abandonne les, comme tu l'as fait pour Monroe, avant que tu ne les blesses vraiment.
Uzun süreli bir müvekkilinin toplantısını kaçırmışsa ya sen batırdın demektir ki bunu asla yapmazsın ya da bana söylenmeyen çok acil bir durum var.
Il a manqué une réunion avec un client, soit tu as merdé, ce qui n'arrive pas, soit il y a une urgence que j'ignore.
Babanız mirasçılar, piçler üretmekle..... meşguldü. Yoksa niye yardımıma ihtiyacı olsun. Bunu kabul eder ya da etmez.
Pendant que votre père était occupé à engendrer des héritiers, des bâtards et autres, il avait besoin de mon aide, qu'il le reconnaisse ou non.
Sizin sadakatinize ihtiyaç duydu. Bunu sağlarsınız ya da sağlamazsınız.
Il avait besoin de votre loyauté, que vous vous en souciez ou pas.
Bay Dellinger'a verildiğinde ya da o bunu evine götürdüğünde gizli değildi.
Il n'était pas classifié au moment où il a été donné à M. Dellinger ni quand il l'a ramené chez lui.
Londra işi olacağında, sonuçlarına katlanman gerek ya da bunu yapacak başkasını buluruz.
Parce que quand nous serons à Londres, tu devras avoir un objectif ou trouver quelqu'un d'autre qui en a un.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]