Yanındaki Çeviri Fransızca
3,865 parallel translation
Masanın yanındaki çantayı görüyor musun?
- Viens ici. Tu vois le sac sur la table?
Yanındaki kadın Santa Barbara otelinin oda hizmetçisiydi.
Il était avec une femme de chambre.
Yanındaki kimseyle ilgili bir şey demedi mi? Yalnız mıydı?
Il a dit que s'il était seul ou avec quelqu'un?
- Bu kim, Mariko'nun yanındaki?
C'est qui? Avec Mariko.
Sör Hungı yanına alarak, uyduruk tapınağın yanındaki, Ormanı araştırın.
Prenez Sir Hung l'Agile et explorez la forêt pour trouver le temple légendaire
Amca, orada Jullietin yanındaki adam bir Montague
Oncle, l'homme avec qui Juliet est, est un Montague.
Peki belkemiğinin 3 santim yanındaki doğum lekesi desem?
Et bien, qu'en est-il de la tache de naissance de 5 cm a la base de sa colonne vertébrale?
Yanındaki benim oğlum.
C'est mon fils que tu emmènes.
Belki yanındaki şu eski ve sızıntılı yakıt tankeriyle yarışıyordur.
Il court peut-être contre le vieux camion à côté de lui. Qui traites-tu de vieux?
O yanındaki kimdi?
C'était qui?
Otoyolun bir mil ilerisinde Ivy Caddesi'nde mor evin yanındaki gri evde oturuyor.
Il... il habite vraiment à deux pas de... de l'autoroute du nord, rue Avis. C'est la maison grise à côté de la violette.
Yatağın yanındaki ölü kedi.
Le chat mort près du lit!
Burada yazan on bir, yanındaki biri silmişler.
C'est 23 h au lieu de 13 h.
Julian Assange'ın lnternet'teki zayıf halkalar vasıtasıyla dünyanın her yanındaki bilgisayar sistemlerine girdiği iddia ediliyordu.
On allègue que Julian Assange a infiltré des ordinateurs partout dans le monde en exploitant des liens faibles sur Internet.
Onu evimin yanındaki çayırlıkta büyüyen çiçeklerin arasında görüyorum.
Je la vois parmi les fleurs qui poussent dans mon pré.
Havaalanının yanındaki Schlotzskys'i biliyorsun değil mi?
Le Schlotzsky's Deli près de l'aéroport?
Kulağının yanındaki şu kılları biraz kesmelisin!
Vous devriez enlever ces cheveux de vos oreilles!
Yanındaki kutadaki yemleri kancaya takıyordu.
À côté de lui dans une boîte, il y avait les appâts qu'il a mis sur les hameçons.
Sonra Bender'ın evinin yanındaki favori striptiz kulübü.
Puis à côté de son club de strip-tease préféré.
Şimdi söyle, kadının yanındaki kim ve nereye gidiyorlar?
Qui est avec elle et où va-t-elle?
Evin yanındaki çimenli bayır var ya?
Le talus de gazon vers la maison?
Nehrin öte yanındaki meyhaneye gittim.
Je suis allé au bar de l'autre côté de la rivière.
Yatağının yanındaki küçük masada bulunan yazı çantasını da.
Et le cartable sur sa table de chevet.
Hey, yanındaki piliç kim?
C'est qui la fille avec toi?
Solunda duran şişko ve onun yanındaki genç.
La graisse un à votre gauche et le jeune garçon à côté de lui.
Burada olmamın tek sebebi, babamın tavernaya girip yanındaki kızı değil de, annemi seçmiş olması.
Je suis juste là parce que mon père a pris ma mère et pas la fille à côté d'elle à la taverne.
Dünyanın öbür yanındaki tuhaflıklar, bize tehdit oluşturamaz.
Des curiosités à l'autre bout du monde ne sont pas une menace pour nous.
Yılda bir defa, Broadway cömert kollarını ülkenin dört bir yanındaki müzikal tiyatro öğrencilerine açar.
Une fois par an, Broadway ouvre ses bras généreux aux étudiants de comédie musicale de tout le pays.
Her iki yanındaki adamlara ya da önünde olana güvenemezsen çoktan ölmüşsün demektir.
Si tu ne peux pas te fier à ceux qui se trouvent à tes côtés ou à ceux qui marchent devant toi, tu es déjà mort.
Sincap desenli, kirli bardağın yanındaki rafta!
il est sur l'étagère, à coté du verre crasseux en forme d'écureuil
Sincap bardağının yanındaki rafta?
Euh, sur l'étagère à côté du verre des Chipmunks?
Mako ve yanındaki hatunu bir kaç saatliğine oyalamak için para aldık.
Dommage On a été payés pour distraire Mako et cette fille pendant quelques heures, alors on va le faire
Yanındaki adamları da düşerken götüren herifler.
Les mecs comme lui plongent pas sans entraîner leurs proches dans leur chute.
Başkanın yanındaki vatandaşın kim olduğunu görmek için opera dürbünüyle bakıyordum.
Je regardais à la longue vue pour voir qui était ce citoyen avec le Président.
Hiç uçaktayken yanındaki o, eskiden küllük koyulan kol dayama yerindeki küçük prizin olduğu yere bakıp da düşündüğün oldu mu?
Jamais été sur un plan et de vous retrouver regardant l'accoudoir à côté de vous, regardant le petit bouchon où le cendrier utilisé pour aller?
Babineaux'un minibüsün kirliliği ve Walt'un yanındaki kürekle ilgili dediklerini düşünüyordum.
Il suffit de penser à propos de ce qu'a dit Babineaux sur le van être sale et la pelle que Walt avait avec lui.
Onu kasanın yanındaki enerji içeceklerinin oraya koyabiliriz.
Alors pourquoi ne pas le déplacer à côté de la caisse? parmi les boissons énergétiques.
# Yağmurdan ıslanan parkın yanındaki sokaklarda #
♪ Streets wet from rain near the park
Pantolonlarını lokantanın yanındaki kuru temizlemeciye götür.
Apporte ton pantalon chez Martinizing par le diner
Yanındaki de ölümü bekleyen bir hasta, bir rahibe.
Il est avec une patiente de l'hospice, une nonne.
Beşinci raunt için ipucu, otelin park yerinde delikanlı Tommy'nin arabasının yanındaki arabada seni bekliyor.
L'indice pour le 5e round vous attend dans le stationnement de l'hôtel, dans la voiture à côté de celle de Tommy.
Evet, Aziz Petrus'un parmaklarının yanındaki.
Oui, près des doigts de Saint Pierre.
Yanındaki adam.
Le gars à côté d'elle.
Onu tanır mısın? Onun yanındaki evde oturuyorum.
Nous sommes voisins.
Babam bana polis olmanın en zor yanı... birinin ölmesi ve yaşaması arasındaki fark olduğunu bilmektir.
Mon père m'a dit que le plus dur quand on est un flic, c'est de savoir qu'on pourrait être la raison pour laquelle quelqu'un va vivre ou va mourir.
Sallay Mohamet adındaki deve bakıcısının yanında çalıştım.
J'ai travaillé avec un chameau querelleur nommé Sallay Mahomet.
Bunlara kıyasla ilk pozlarındaki samimiyet nedeniyle... moda öncülüğünün yanında hâlâ plajdaki o kaba, çıplak kız, değil mi?
Que la simplicité de ses premiers clichés tout comme tout ces trucs, font que tu sais toujours que, malgré la haute couture, elle restera cette fille insolente, nue sur la plage?
Yanına adam al ve Floransa ile Siena arasındaki yolları ara.
Prends quelques hommes et parcours les route entre Florence et Sienne.
Araba hakkındaki tüm zor soruları yanıtladım.
J'ai répondu aux grandes questions sur la voiture.
23 yaşındaki cerrah Dr. Charles Augustus Leale dokuz saat boyunca başkanın yanıbaşında durdu ve Lincoln'ün elini neredeyse hiç bırakmadı.
Le Dr Charles Augustus Leale, chirurgien de 23 ans qui est aux côtés du Président depuis neuf heures, n'a presque pas lâché la main de Lincoln.
- Futbol takımındaki çocuk meslek dersinde yanına geldi.
Comment tu sais ça? Un gamin de l'équipe de football est venu pour toi.