English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ Y ] / Yanında mı

Yanında mı Çeviri Fransızca

10,989 parallel translation
Samar'ın yanında mısın?
On arrive avec Samar. Avec Samar?
Kitap yanında mıydı?
Avait-il le livre avec lui?
Yanında olacağım.
Je t'y aiderai.
Jocelyn, bu tür davaları ofisime gelip ağızlarından ateş püskürtenler kazanır ve benim o ateşe ihtiyacım var. Çünkü kazanmak hukukun yanında algıyla olur.
Les gens qui gagnent ces affaires rentrent dans mon bureau pétant le feu, et j'ai besoin de ce feu, car gagner a plus à voir avec la perception qu'avec la loi.
Dünya çapında doktorlar, hormon terapisi ve binlerce dolar sayesinde oldu. Yanılmış olsaydım zaman ve para israfı olacaktı.
Ce sont des médecins de classe mondiale, des thérapies hormonales, et des milliers de dollars, et si j'avais eu tort, cela aurait été une perte de temps et d'argent.
Stajımı Lanie'nin yanında yaptım unuttun mu?
J'ai été la stagiaire de Lanie, tu te souviens?
- Bütün bunların yanında bir sürü kişinin hayatını da kurtardım.
- Si ça compte, j'ai sauvé beaucoup de vies aussi.
Hâlâ beni yanında götürmeyeceksin, değil mi?
Vous ne m'emmenez toujours pas avec vous, n'est-ce pas?
Gördüğünde yanında başka biri var mıydı?
Y avait-il quelqu'un d'autre lorsque tu l'as vu?
Onu nasıl gözümden kaçırırım? Annenin yanında kal.
Comment ai-je pu la perdre des yeux?
Neden beni de yanında götürüyorsun?
Je te le dirais quand on y sera. Pourquoi vous m'emmenez avec vous?
- Takım elbiseli adamın yanında bir çocuk vardı.
Il est avec le gars en costard.
Bu kasabanın dışında cereyan eden savaşta, babamın yanındayım.
Dans la guerre qui rage hors de cette ville, Je suis du côté de mon Père... le Père que tu vénères.
O farenin her yanında da almıştım o kokuyu.
Je l'ai senti sur ton petit rat des rues.
Onun yanında duracağım.
Je vais le surveiller.
Senin hakkında gerçekten yanılmış olmak isterdim.
J'espérais vraiment m'être trompé sur ton compte
Bak, bu ufaklıkla ilgili endişelerin var, farkındayım. Kyle'ın annesi nasıl karşılar bir düşün. Hiç tanımadığı birisi oğlunun yanı başında oturuyor.
Vous êtes très inquiète pour lui, mais je doute que la mère de Kyle appréciera de trouver une parfaite étrangère au chevet de son fils.
Ve derdim ki, " senin yanında olamasam bile,... yanındaymışım gibi elimi sık.
Et je lui disais, " même si je ne suis pas avec toi, je ne te lâcherai jamais.
Yanında başka biri var mıydı?
Quelqu'un d'autre l'a fait?
Her halükarda senin yanında olacağım.
Je te soutiendrai de toute façon.
- Hayır, büyük olasılıkla katil yanında götürmüştür. Fakat kurbanın bağlandığı sandalyeden parmak izi almayı başardım.
Je pense qu'il y a de forte chance que le tueur l'ait prise, mais j'ai réussi à avoir quelques empreintes sur la chaise où la victime était lié.
Bu şeyin benim bozuk projemin yanında ne aradığını açıklar mısın?
- Tu peux m'expliquer ce que ça faisait près de mon projet cassé?
Bir daha adımı başka birinin yanında anarsan pişman olursun.
Tu parles encore de moi à qui que ce soit et tu vas le regretter.
Bilmeni istediğim, daha fazla yanında bulunmadığım için özür dilediğim.
Je veux que tu saches que je suis désolé de ne pas avoir été plus présent et...
Adam hakkında yanılmışım.
Je m'étais trompé à propos d'Adam.
Yanında olamadığım için üzgünüm bebeğim.
Désolé que je n'ai pas pu y être, chérie.
Benim kağıdım Daisy'ninkinin yanında sıfır kalır.
Le mien n'est rien à côté de ceux de Daisy.
- Onun hakkında yanılmış mısın?
- Donc, vous avez eu tort de lui?
Pekâlâ, şimdi de Chuck Norris'in yanında bir de liseden eski bir arkadaşı mı çıktı?
Alors maintenant, c'est Chuck Norris et un vieux pote de lycée?
O sözü Sammy vermedi. Anladığım kadarıyla, er ya da geç, yanında sen olsan da olasan da oraya gidecek.
Sammy n'a pas promis et, d'après ce que j'en comprends, tôt ou tard, il ira avec ou sans vous.
Ed'in intiharı hakkında yanıldığını görmek için can attığımı söylemiştim ya?
Souviens-toi quand je t'ai dit que je ne pouvais pas attendre de te prouver que tu as tort à propos du suicide d'Ed?
Bu üç yıl hayatımın en güzel zamanıydı. Ama ailemin yanında olmak istiyorum. Kuzey Karolina'ya gidiyorum.
Ces trois années ont été les meilleures de ma vie, mais je veux être avec ma famille, je vais en Caroline du nord.
Billy, eğer parmaklıklara tutunmazsan beni de yanında götüreceksin.
Je ne peux pas! Si vous n'attrapez pas la rampe, vous m'entrainerez avec vous.
Yanında ben varım.
Je suis là.
Yanında biri var mı?
A-t-elle quelqu'un avec elle?
Çocuklarımın yanında Sosyal Hizmetlerden gelen biri var.
Une assistante sociale est là-bas avec mes enfants.
Sahilde bir cesedin yanında uyandım.
Je me suis réveillé sur la plage une fois, près d'un corps.
Burada bizim yanımızda olman tek başına otel odasında olmandan iyidir.
Vous irez beaucoup mieux ici avec nous que seule dans une chambre d'hôtel.
Hayatında yeni, heyecanlı ve yüksek maaşlı bir sayfa açılıyor ve ben de yanında olacağım.
Non, mais sérieusement, tu t'embarques dans un nouveau chapitre de ta vie exaltant et bien payé, et je veux être là pour toi.
Bu yüzden koca adam olacağın güne değin yanında olacağım şu andan itibaren.
Je te verrai grandir et j'accompagnerai tes progrès... Maintenant et à l'avenir!
Hâlâ Genin olmana rağmen 5 Kage'nin yanında savaşıp tehlikeyi başımızdan defetmeye yardım mı ettin yani?
C'est ce qui a poussé l'Aspirant que tu es à se jeter dans la bataille avec les Kage et à résoudre cette crise?
Casus okulunda oral seksi ikna yolu olarak kullanmanın yanında onu da mı öğrettiler?
Ils t'ont appris ça à l'école pour espions en même temps que la fellation comme outil de persuasion?
Bir yıl Mary'nin yanında kaldım, ama insanların benim için üzülüp durmasından sıkıldım, Londra'ya gittim.
Je suis restée avec Mary un an, mais elle... J'en ai eu marre que les gens me plaignent, donc j'ai été à Londres.
Tabii, bağladığımız polisin yanında oturup hayat seçimlerimi gözden geçiririm.
Bien sûr, je vais m'asseoir là avec la flic qu'on a attaché et repenser à mes choix de vie récents.
Toplantıda ve tuvalette namussuzluk yaptım. Jessica'nın yanında da.
J'ai été un con à cette réunion et encore dans les toilettes et encore avec Jessica.
Hayatın söz konusu olduğu zamanda her daim senin yanında olduğum yalan mıydı yani?
Quand ta liberté était en jeu et que j'étais là pour toi à chaque fois, ça ne signifie rien?
Angie'yi kaybettiğimden beri... Logan'ın yanında bir ben varım, Kelly.
Depuis qu'Angie est morte, je suis tout ce que Logan a.
Her zaman senin yanında olamadığımı biliyorum ama seninle gurur duyuyorum.
Je sais que je n'ai pas toujours été là pour toi, mais je suis fier de toi.
Bu işi kendin mi yapmak istiyordun? Beni yanında getirmemeliydin.
Si tu veux bosser seul, ne m'amène pas.
Yolculuk sizi mecbur bu yolu Ve senin sevgin, ben um... varsayalım Ben senin yanında Cehennemde sona erecek hayatımı değişmez eğer, o beni uyarmaya.
Et votre amour, je suppose... vous a poussé jusqu'ici pour m'avertir que si je ne change pas de vie, je finirai en Enfer à vos côtés.
Bütün bu zamanlar senin yanında olmalıydım, f Hata ettim.
Tout le temps que j'aurais dû passé avec toi... j'avais tout faux.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]