Yaşlıyım Çeviri Fransızca
1,336 parallel translation
Korkmak için çok yaşlıyım hiç risk almıyorum.
Je suis trop vieux... pour avoir peur de ce qu'on pense.
Yaşlıyım.
Je suis vieux.
Ben daha yaşlıyım zaten.
Je suis plus vieux.
Bunun için çok yaşlıyım. Hey!
J'suis trop vieux pour ces conneries.
- Bunun için çok yaşlıyım.
Je deviens trop vieux pour ce sport.
Sizin gibi gençlerle dans etmek için artık fazla yaşlıyım.
Trop vieux pour danser avec la jeunesse.
Dinle çocuk : Böyle şeyler için çok yaşlıyım. Anladın mı?
Écoute, je suis trop vieux pour ces trucs.
Amacın ne, ben çok yaşlıyım.
Ca te servirait à quoi, je suis trop vieux.
Yaşlıyım benim yaşımdaki bir kadın, bir erkeğin himayesi olmaksızın hiçbir şeydir. Hiçbir şey.
Je suis vieille et une femme de mon âge sans mec pour l'entretenir, c'est rien du tout.
- Yaşlıyım.
- L'âge qu'il faut.
Yaşlıyım.
Epargnez-moi.
Ben, benim yaşımda sağlıklı kalmak tam günlük bir iş ve ben iki işte birden çalışamayacak kadar yaşlıyım.
Ben, à mon âge, garder la santé devient un travail à plein-temps et je n'ai plus la force d'avoir deux métiers.
Yorgun değilim, ölmüyorum işin gerçeği, harika bir kadın için de fazla yaşlıyım yani burada olsam da olur.
Je ne suis ni fatigué, ni en train de mourir, et je suis trop vieux pour les jolies femmes. Je suis donc très bien où je suis.
Canım, ben yaşlıyım. Kandırılmaktan, aldatılmaktan da yoruldum.
Ma chère, je suis âgée, et fatiguée de tous ces mensonges.
Ben de fazla yaşlıyım.
Je suis un vieillard pour elle.
Çok yaşlıyım, ve eğilemiyorum.
JE NE PEUX PAS M'ALLONGER.
Ben yaşlıyım, Sabina.
Je suis vieux...
Kovalamak için çok yaşlıyım.
Je suis bien trop vieux pour cela.
"Bilmiyorum" için fazla yaşlıyım artık.
Je devient trop vieille pour entendre "Je ne sais pas".
Birden nasıl çok genç olduğumu anlamadım onunla başladığımız zamana göre daha yaşlıyım.
Mais je vois pas pourquoi! Je suis plus vieux que quand on s'est rencontrés!
Kendim de yapardım, ama çok yaşlıyım.
Le grand-père de Stan veut mourir.
Evet ee senden daha yaşlıyım.
Je suis plus vieux que vous.
Ben yaşlıyım.
Je suis vieux.
Senin için çok yaşlıyım.
Je suis trop vieux pour toi.
Erkek kardeşin başlık parasını biriktirmek zorunda. Ben de çok yaşlıyım. Şimdi artık sen bizi geçindirmek zorundasın.
Ton frère doit acheter sa charge et je suis trop vieille, c'est à toi maintenant de subvenir à nos besoins.
Oh, bunun için yaşlıyım.
Vieillir.
Asistanınız olmak için çok yaşlıyım.
J'ai été longtemps votre assistante.
Ne kadar gençsin, bense o kadar yaşlıyım ki.
Tu as l'air si jeune et je me sens si vieux.
Ben çocuk doğurmak için çok yaşlıyım.
Je suis si âgée pour avoir un enfant.
Hem ona göre çok yaşlıyım.
Et puis, je suis trop vieille pour lui
- Demiştim, ona göre çok yaşlıyım.
Bien sûr! Je suis trop vieille pour lui
Ben yeterince yaşlıyım.
- J'ai trop de bougies pour ça.
Hayatımın geri kalanında çöp möp toplamak için çok yaşlıyım.
Je suis trop vieux pour trimballer des ordures toute ma vie.
Ben o kadar bekleyemem yaşlıyım.
Tu verras dans quelques années...
- Myra bu yaşlıyı dolandıracak mı?
Myra arnaquerait la vieille?
O yaşlı kadınlardan birinin daha başını yıkarsam parmaklarım düşecek.
Si je dois coiffer encore une vieille, mes doigts vont tomber!
Kaygı, Aziz Vincent de Paul, Afrika'ya Gıda, Yaşlılara Yardım var. Belki Mizahi Yardım'a da birkaç sterlin veririm.
Il y a Concern, St Vincent de Paul, SOS Ethiopie, Aidons les Personnes Agées. Peut-être un peu d'argent pour les clowns à l'Hôpital.
Evet, yaşlı bunak. Bandoyla alakası olmasa ağzımızı burnumuzu kırardı.
Si il n'y avait pas la fanfare, il prendrait sa retraite.
Uzun zaman önce, adam gençken ve ejderha da yaşlı iken, ırkımızın en akıllısı adama üzülmüştü.
Il y a bien longtemps, au début de l'humanité, le plus sage de notre race prit les hommes en pitié.
Çok yaşlıyım ben.
Je suis un vieux chnoque.
- Yani artık o kadar yaşlı mıyız?
On est si vieux que ça?
"Trent, sana karşı dürüst olmalıyım. Bence, sen biraz yaşlı olabilirsin... kardeş rolü için."
"Je vais être franc avec toi, il se peut" que tu sois un peu trop âgé pour le rôle du frère. "
Başlatma beni, yaşlı adam!
Ne m'y oblige pas, Lempke!
Yıkayıp boynuna kurdele taktım mı, 5 yaşından yaşlı gözükmez.
Avec un bon lavage, un nœud autour du cou, il paraîtra avoir... 5 ans.
Senin kocan olamayacak kadar yaşlıyım.
Non, je suis trop vieux pour être votre mari.
Biliyorum, biliyorum, biliyorum, biliyorum, ama sadece 1 dakikanı bağışlayabilirsen... Sanırım bu ikimiz için de hoş olur... yani Dharma ya birkaç öğüt vermek. Çünkü bizler kabilenin kıdemli yaşlılarıyız.
Je sais, je sais.Je sais, mais si vous aviez un moment... je pensais que ce serait le bon moment pourvous et moi... de donner quelques conseils à Dharma, car nous sommes les aînées de la tribu.
- Peki ya büyükbaba ölmek isterse, çünkü o gerçekten yaşlı ve sadece yarım istiyorsa?
Il y a mieux à faire que regarder 2 types se péter dessus.
Yaşlı adam, ne söyleyebilirim? 25 yıl görevden bounca Hiç bir görevden el çektirilmemiştim, şimdiye kadar!
En 25 ans de carrière, on ne m'a jamais retiré de mission.
Sanırım bu yaşlı adam hikayesi Jason Nichols'ın 25 yıldan müebbet hapise kadar hapis cezası almasına neden olacak.
Le vieil homme, ce sera Jason Nichols, après avoir passé 25 ans minimum en prison.
Tanrım, bunun için fazla yaşlıyım ben.
Je suis trop vieux pour ça!
- Çok mu yaşlıyım?
A mon âge?
yaşlı 147
yaşlılar 28
yaşlılık 18
yaşlı adam 222
yaşlı kadın 40
yaşlı cadı 18
yaşlı bir kadın 19
yaşlı bayan 17
yaşlı kız 17
yaşlı bir adam 43
yaşlılar 28
yaşlılık 18
yaşlı adam 222
yaşlı kadın 40
yaşlı cadı 18
yaşlı bir kadın 19
yaşlı bayan 17
yaşlı kız 17
yaşlı bir adam 43