English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ Y ] / Yoksa

Yoksa Çeviri Fransızca

86,651 parallel translation
Aklından dahi geçirme Oliver yoksa oğlun annesiz kalır.
N'y pense même pas, Oliver... Ou ton fils perdra sa mère.
Yoksa durum sonunda değişti mi?
À moins que les circonstances n'aient enfin changé?
Peki... Şimdi bu Orchard Bay Tesisi mi yoksa şehir merkezi yapılandırması mı?
Est-ce l'établissement de Orchard Bay ou la rénovation en centre ville?
Girebilir miyim yoksa hala "köpekler" giremez mi?
Je peux entrer, ou les chiens sont encore interdits?
Rusya'da olan Rusya'da kalır, unuttun mu yoksa?
Ce qu'il se passe en Russie, reste en Russie, tu te souviens?
Yani şu an mı diyorsun yoksa hiç mi?
Tu veux dire, pas maintenant ou jamais?
Beni indirecek misin yoksa vuracak mısın?
Vous allez me laisser descendre ou me tirer dessus?
Yayı yere bırak yoksa seni delik deşik ederiz.
Lâchez l'arc ou nous tirons.
Yoksa siz de dahil hepimizi aylardır peşinden koşturan bir sosyopat tarafından manipüle edilmiş olması mı?
Ou qu'il a été manipulé par un psychopathe qui nous a tous, vous inclus, fait tourner en rond depuis des mois?
Yorgun musunuz yoksa çok fazla uyumaktan mı oldu?
Vous êtes fatigué... A moins que vous n'ayez dormi tout ce temps?
Onu öldürmeden önce hiç tereddüt ettin mi? Yoksa kara listenden sildiğin bir isimden mi ibaretti?
As-tu hésité un seul instant quand tu l'as tué, ou était-il juste un autre nom à cocher sur ta liste?
Şimdi söyleyeceksin yoksa o kurşunu kolundan bizzat çıkartırım.
Tu vas me le dire maintenant. Ou je vais arracher cette balle de ton bras.
İtiraf et yoksa sen de 3 ok yiyeceksin.
Avoue ou tu auras les trois mêmes flèches.
Benimle erotik konuşmaya mı çalışıyorsun yoksa...
Tu veux m'émoustiller ou...
Yani Cayden James onu hapiste tutmaya çalıştığımızı öğrenmediği için mutluyum. Yoksa buzdolabımdan arabamdan, çalar saatimden korkarak gezerdim. Asansörlerden bahsetmiyorum bile.
Je suis content que Cayden James ne sache pas que nous essayions de le garder en prison parce que sinon j'aurais peur de mon réfrigérateur, de ma voiture, de mon réveil, et on peut parler des ascenseurs?
- Senin için bir sorun yoksa tabii.
- Si c'est bon pour toi.
Bağlantı yoksa?
Et s'il n'y a aucun lien?
Nereye, Starling City'e mi yoksa bu korkunç yere mi?
Quoi, à Starling City ou sur cette île horrible?
Roy'la falan mıydın yoksa...
Tu étais avec Roy ou...?
- Yoksa ne olur?
Ou quoi?
Bunu söylemek için mi geldin? Yoksa zaman mı öldürüyorsun?
Est-ce pour ça que tu es venu ici, ou tu perds juste ton temps?
- Yoksa yakında boğazını keserim.
Je préfèrerais lui trancher la gorge.
Dünya'nın nispet yapmasına izin mi vereceğiz yoksa onları öldürüp bu işi bitirecek miyiz?
On va subir la merde terrestre ou on va s'y mettre pour en finir?
Düğmenin üzerinde parmağımı tutmak zorundayım yoksa kronometre başlar.
Je dois garder un doigt sur le bouton du minuteur.
Yoksa onu tüm sisteme sıçratacak bir risk mi alıyoruz?
Ou on risque de l'éparpiller dans tout le système?
Yoksa bu gerçekten kısa bir yolculuk olacak.
Ou ce sera un très court voyage.
Tanrı'ya şükürler olsun ki Yüzbaşı Yvgeny soğukkanlıdır. Yoksa birbirimizin şehirlerini kırıp döküyor olurduk.
Dieu merci le capitaine Yvgeny a la tête froide ou nos villes et les leurs auraient déjà été vitrifiées.
Acaba sizi gönderdiğim kayanın nükleer bir ateş topunda niye patladığı hakkında mı yoksa bulmanız için görevlendirdiğim DGİ teknisyenine ne olduğu hakkında mı?
Peut-être de celle racontant pourquoi le rocher où je vous ai envoyés a éclaté en boule de feu nucléaire? Ou ce qui est arrivé à l'agent de l'OPA que je vous ai chargés de trouver?
Saklandığın yerden çıkıp şu gizli harekât gemisini işgal etmek zorundasın yoksa kapsüller asla istasyona ulaşamayacak.
Vous devez débusquer et attaquer le vaisseau furtif ou les modules n'arriveront jamais à la station.
Peki bu, onu kahraman mı yoksa hain mi yapar?
Donc ça en fait un héros ou un traître?
Ve unutma, çaba göstermeye ya da buraya gelmeye niyetin yoksa bu işi yapamayız.
On ne peut pas continuer si vous n'êtes pas prête à faire un travail ou à venir.
Sence bunun sebebi o mu yoksa işin resmiyete dökülmesi mi?
C'est elle qui vous met dans cet état, ou le fait que la rupture soit officialisée?
Muson sezonundan önce kazı işlemlerine başlamalıyız yoksa bütün proje çökebilir.
On doit commencer avant la mousson ou le projet risque de capoter.
Bizim yanımızda mı savaşacaksınız yoksa yabancı barbarlar ve hadımların yanında mı?
Vous battrez-vous avec nous ou pour des sauvages et des eunuques?
Tartışıyor muyuz yoksa söylüyor musun?
On en discute ou tu as déjà décidé?
Pekâlâ, şimdi ölü müsün yoksa başka bir şey misin?
Tu es morte, là, ou tu es autre chose?
Yani, her şeyi öğrenmek mi istiyorsun yoksa ana hatları mı öğrenmek istiyorsun tabiri caizse?
Tu veux les détails, ou seulement les grandes lignes?
Soruların olmalı ve eğer yoksa bile olmalı.
Vous devez avoir des questions. En tout cas, vous devriez.
Peki, hangisi önce gelir, tanrılar mı yoksa onlara inanan insanlar mı?
Qui a existé en premier? Les dieux ou les croyants?
O da ailem için dua etmemi söylemişti neyse ben de onların kaybolması için dua ederdim yoksa elimden bir kaza çıkacaktı.
J'ai prié qu'elle disparaisse, ou qu'il y ait un accident.
Tanrıyı seviyor musun yoksa tanrıya aşık mısın?
Dis-moi, tu aimes Dieu ou tu es amoureux de Dieu?
Olmaz yoksa Alp-Luachra ağzınızdan içeri girer ve midenize ev yapar.
L'alp-luachra pourrait entrer par votre bouche et s'installer dans votre ventre.
Tamam, bak, bilirsin, um, Bir yerin yoksa Bu gece kalmak
Bon, écoute. Tu sais... si tu ne sais pas où dormir... y a la place, chez moi.
Mevcut görevim seni ilgilendirmiyor, yoksa sizi davet edeceğim bizimle oynamaya gelmek için Çünkü kalibre adamlarını mutlaka kullanabiliriz.
Ma mission ne vous concerne pas... ou je vous inviterais à jouer avec nous, on a besoin d'hommes de votre calibre.
Siz mi geliyorsunuz yoksa?
Vous venez ou quoi?
Kaçmak zorundaydım, yoksa hapse atacaklardı beni.
Je devais partir ou ils m'auraient mise en prison.
Bol kafeinli kahve getirmiyorsan veya babamın çalınan kalıntıları hakkında bilgin yoksa git başımdan.
À moins que vous n'apportiez un café fort, ou des informations sur les restes volés de mon père partez.
Yoksa babanızın servetini miras edinmek için onları öldürdüğünüz söylentilerinin doğruluk payı mı var?
Est-ce parce qu'il y a un fondement aux rumeurs qui disent que vous les avez tué pour hériter de la fortune de votre père?
Kaçmak zorundaydım, yoksa hapse atacaklardı beni.
Je devais fuir, pour éviter la prison.
Kıpırdamayın, yoksa ateş edeceğim!
Stop ou j'ouvre le feu!
Yoksa bir şeylerden şüphelenecektir.
Il va se douter que quelque chose se trame.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]