English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ Y ] / Yoksa ben

Yoksa ben Çeviri Fransızca

2,896 parallel translation
Temizleme bölgelerine bakacak mısın yoksa ben mi bakayım?
Tu regardes toutes les zones nettoyées par la protection de l'environnement? où je le fais?
- Mahsuru yoksa ben...
- Ce serait très bien....
- Yoksa ben öld..?
Suis-je...?
Kaltak, lanet çeneni kapalı tut yoksa ben senin için kapatırım!
Tais-toi ou je vais te faire taire.
- Yoksa ben...
Sinon je..
İtirazın yoksa ben başlayacağım.
Je dirige, si ça ne vous dérange pas.
Ona bilmek istediği şeyleri söyleyeceksin yoksa ben söyleyeceğim!
Dites-lui ce qu'il veut savoir, ou je m'en chargerai!
Ona bilmek istediği şeyleri söyleyeceksin yoksa ben söyleyeceğim!
Vous allez lui dire ce qu'il veut savoir, ou je le ferai.
İtirazın yoksa ben başlayacağım.
Si ça ne dérange pas, je m'en charge.
O ev ahalisi için mi yoksa ben de yumulabilir miyim?
C'est pour une occasion ou est-ce que je peux me servir?
Çeneni kapat yoksa ben sonsuza kadar kapatırım.
Tu fermes ta gueule, ou je vais le fermer définitivement.
Sadece Eli ile ikiniz mi geleceksiniz yoksa Ben'in kıçı da bize katılacak mı?
Et ça sera qu'Eli et toi Ou bien est ce que la crosse de Ben sera de la partie aussi?
Bayan yolumdan çekilin yoksa ben yaparım.
Mm, tu bouges ou je te fais bouger.
Sen ne düşünüyorsun, hasta mı yoksa ben mi paranoyağım?
À ton avis, le patient est parano ou c'est moi?
İlk vardiyanda sarhoş olduğundan mı yoksa ben senin kız arkadaşına sarktığım için mi?
Parce que tu étais saoul ou que je draguais ta copine?
Yani çeneni kapalı tut yoksa ben kapatırım.
Alors, tais-toi, ou je t'y obligerai.
Siz söyleyecek misiniz yoksa ben mi söyleyim?
Tu le dis ou je le fais?
Yoksa ben de sizi onaylamam.
vous n'aurez aucune chance.
Zaten hiç şansım yoktu ama o gece en şanssız gecemdi. Şanssız olan sen misin yoksa ben miyim? Benim tabii ki!
Il va le découvrir. il saura vite que c'était toi. vu que j'ai pas su gérer mon employé.
Onu bana şimdi ver yoksa ben almasını bilirim.
Donnez-le-moi maintenant, sinon je vais le prendre moi-même. Et moi? Je t'ai dit de la fermer!
Anlat yoksa ben herkese anlatırım.
Sinon je le dis à tout le monde.
Siz mi başlayacaksınız yoksa ben mi başlayacağım, unuttum da.
Je commence ou c'est vous, j'ai oublié.
Para bozdurmam gerek yoksa ben de kalmayacak.
Il faudrait que je change de l'argent.
Umarım sigortan vardır, yoksa ben..
T'as intérêt à être assuré...
Yoksa suçladığın kişi ben miyim?
Ou est-ce moi que tu blâmes?
Dişleri yoksa onunkileri de ben yerim.
Je mangerai les siens si elle n'a pas de dents.
Ben buradan devam edeyim, sakıncası yoksa tabii.
Je prends la suite, si vous permettez.
Eğer senin için bir sakıncası yoksa, ben sadece ikimiz gideriz diye düşünmüştüm onu sabahtan beri görmüyorum da.
C'est juste entre lui et moi. Je l'ai pas vu de la journée.
Stella'nın annesi sen Rio'dayken hamile değil miydi yoksa burada aptal olan ben miyim?
La mère de Stella est tombée enceinte quand tu étais à Rio - ou est-ce que je me trompe complètement?
"Karıştırdılar mı yoksa hakikaten ben mi seçildim?" diye düşündüm bir an.
Je me disais : "Ils ont fait une erreur, c'est vraiment moi?"
Çabuk olsa iyi olur yoksa anlaşma biter ve ben de müvekkillerinin peşine düşerim.
Bientôt, sinon plus d'accord et j'attaque tes clients.
Yeterince odan yoksa, ben sadece...
Si tu n'as pas assez de place, je peux...
Çünkü yoksa ben çıkacağım.
Sinon je vais y aller.
Evet, ama o implantlerden almak isteyeceksin yoksa on yıl sonra ben aynı kalırken sen yaşlanacaksın.
Il va vous falloir ces implants. Sinon vous allez vieillir, et dans dix ans, je n'aurai pas changé.
Tamam, sonra ben Owen'ı alırım, onu buraya geri getiririm ve seninle buluşuruz, uzanırız, ve bırakalım o karar versin dışarı çıkıp mı yiyeceğiz... yoksa eve mi söyleyeceğiz?
Bien, donc j'irai récupérer Owen, te le ramènerai ici et selon comment ça se passe, c'est lui qui décidera si on sort pour diner ou si on se fait livrer, ok?
- Matty, ben aptal mıyım? Yoksa Jake Samantha Olson pek mi yakın?
Jake est plutôt proche de Samantha Olson, non?
Scanlon'un neden ortaya çıktığını söyleyecek misin yoksa Conrad ve ben meraktan ölelim mi yani?
Tu vas nous dire ce qui paniquait Scanlon, ou tu comptes nous laisser mourir de curiosité?
Ben mi gideyim yoksa sen mi gideceksin?
Je vais le chercher ou vous y allez?
Ben de arkadaşlara göz kulak oluyorum. Yoksa keklik gibi avlanıyorlar komutanım.
Alors je les surveille, sinon ils se feraient descendre comme des perdrix.
Ama iyi bir nedenin yoksa, ben yap derim.
Mais si vous avez une bonne raison. je vous dis de le faire.
Tıpkı evin önünde hangi çiçeğin büyüdüğü gibi ya da gözümün altındaki ben sol tarafta mı yoksa sağ tarafta mı?
Comme les fleurs de notre jardin. Ou si mon grain de beauté est ici ou là.
Ben de yumruk attım ve ona, arkadaş ya da değil, hemen o parayı hesaba geri yatırmasını yoksa bir daha yürüyemeyeceğini söyledim.
Je l'ai cogné et je lui ai dit, ami ou pas, qu'il devrait me rembourser ou qu'il ne marcherait plus jamais.
Ben mi hayal ediyorum Seymour, yoksa sende kahramanlık kompleksi mi oluşmuş?
C'est mon imagination, ou tu as développé un complexe de héros?
İstediğin bir şey yoksa, belki de ben...
- Je pourrais peut-être...
İtirazınız yoksa duayı ben etmek istiyorum çocuklar.
Si ça vous va, les gars, J'aimerai dire une grâce.
Sadece ben mi görüyorum, yoksa elindeki kahve bardağı Emily'ninkinin aynısı mı?
C'est moi... ou sa tasse est la même que celle d'Emily?
Ama reddettiğin sadece ben miyim yoksa... Ji Heon'u da benim gibi reddettin mi?
J'ai osé..
Yoksa son müdür gibi ben de şutlanırım.
Sinon, ma tête rejoindra celle de mon prédécesseur.
Bu sorunu halledin, yoksa olaya ben el koyarım!
Réglez le problème ou je m'en chargerai moi-même!
Ben de bir ölçüm yaptım, bunu mu yapmak istiyorum. Yoksa porno filmde mi oynamak istiyorum, çünkü görünüşe göre eğer porno filmde rol alırsam belki gelecek hayatımla ilgili seçenekleri yok edecektim.
Donc j'essaie de décider si je veux faire un film porno, car je risquais de perdre certaines de mes options pour mon avenir.
Bilmiyorum bu yaratılışımızda mı var yoksa kaderimiz mi böyle anlarsın ya, sen ve ben...
C'est comme quelque chose d'une vie antérieure ou future peut-être. Toi et moi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]