Yı seviyorum Çeviri Fransızca
1,358 parallel translation
Ben Amerika'yı seviyorum.
J'adore l'Amérique.
"Abrosyna'yı seviyorum,"
"J'aime l'abrosyna"
Burayı seviyorum.
Je m'y plais.
"Ben de şu fahişeye benzeyen şarkıcıyı seviyorum."
Moi, c'est la bombe de la pop que j'adore
Aman ya, bu şarkıyı seviyorum!
Bon sang, j'adore cette chanson.
Bu şarkıyı seviyorum.
J'adore cette chanson.
Bak, Donna'yı seviyorum ben tamam mı?
Hey, j'aime Donna, ok?
Donna'yı seviyorum.
J'aime Donna.
Ben burdayım çünkü Hannah'yı seviyorum.
Je suis là car j'aime Hannah.
Şey... Sarah'yı seviyorum.
J'aime Sarah.
Sarah'yı seviyorum.
C'est que j'aime Sarah.
Tanrı'yı seviyorum, ve Kral Elvis Presley'i seviyorum.
J'aime le Seigneur et j'aime le Roi, Elvis Presley.
Bu şarkıyı seviyorum. Benimle dans et!
Viens danser avec moi!
- O şarkıyı seviyorum.
- J'adore cette chanson.
Marta'yı seviyorum.
J'aime Marta.
Seni Seviyorum "Geçmiş Olsun" kalmamış.
Il n'y avait plus "Prompt Rétablissement".
Balzac'ı seviyorum. Hepsi bu.
J'aime Balzac, je n'y peux rien.
Seni seviyorum, Ama bizi ayıran çok şey var.
Je... t'aime, mais il y a des choses qui nous séparent.
Bu caddeleri seviyorum. Bunları L.A.'de göremiyorsun.
J'adore ces avenues Y'en a pas beaucoup comme ça à L.A.
Bu anne-kız diyaloglarını seviyorum, bunu daha sık yapmalıyız.
J'adore ces conversations mére-fille. On devrait le faire plus souvent.
Gitmeliyim. Seni seviyorum.
Il faut que j'y aille.
- Bilgisayarları seviyorum ama her zaman suçu yerinde incelemek daha iyidir.
Il y avait une grosse pluie. C'est toujours mieux de voir les crimes dans leur contexte.
Kabul ediyorum ama bu grubu çok seviyorum.
Alors on y va.
Benim bir sorunum var Bunun için yardım almalıyım Ama karımı seviyorum.
J'ai conscience qu'il faut que je me fasse soigner, mais j'aime ma femme.
Bu oyunu çok seviyorum ve oynama fırsatı bulabilirim diye umuyordum.
[UNCUT] C'est juste que j'aime tant ce jeu, que je voulais avoir une chance d'y jouer un peu.
Birinin, ilkel bir canlıyı sevebileceğini anlamam gerekirdi çünkü ben de seni seviyorum.
J'aurais dû comprendre que tu puisses aimer un inférieur car je t'aime.
Sistemimi seviyorum. - Düzenli bir kaos.
Je m'y retrouve, j'aime bien mon système.
- Süper kahraman olduğun anları seviyorum.
- Il y a du super héros en toi.
Seni seviyorum, sen dünyanın en harika çocuğusun ve etek giyiyorsun.
Faut que tu t'y fasses, je suis dans la politique maintenant. - Où est... - Elle n'est pas encore là.
- Evet, seviyorum.
- Vous y êtes bien?
Öğrendiğim bir şey var. O çocuğu her zamankinden daha fazla seviyorum.
S'il y a une chose que j'ai apprise, c'est que... j'aime ce gosse plus que jamais.
Çikolatayı gerçekten severim. Ama Rhonda'yı daha çok seviyorum. Gerçekten mi?
Oui, j'adore vraiment les sucreries, mais j'aime Rhonda encore plus.
- Ama benimkinin üzerinde "Seviyorum Büyük Kırmızı- -"
Sauf qu'il y a un gros coq dessus et ça dit "J'aime mon gros"...
- Seni seviyorum, Binky. Ama seni şimdi sevmem gerekmiyor.
Je t'aime, poussin... bien que je n'y suis pas obligée.
Federal Birliği seviyor olsam da, Virginia'yı daha çok seviyorum.
Même si j'aime profondément l'Union, j'aime la Virginie encore plus.
Ama seni seviyorum.
Mais je t'aime, et rien n'y changera.
Seni seviyorum. Konuşmalıyız.
Je t'aime. ll faut qu'on parle.
Futbola aşığım. Her şeyini seviyorum.
J'adore le football... et tout ce qui s'y rapporte.
ama sen daha ileri gidip "seni seviyorum bernie" demişsin.
Mais non... il a fallut que tu y ailles à fond et que tu dises : "Je t'aime, Bernie".
Ben bir Klan adamıyım. Zencilerden, Yahudilerden ve homolardan nefret ediyorum, ama Brian Lewis'i seviyorum.
J'appartiens au K.K.K. Je hais les nègres, les juifs et les pédés mais j'adore Lewis.
Uzun zaman önce öldü ama ben onu hala seviyorum.
Elle est morte, il y a bien longtemps. Mais je l'aime toujours.
Aman Tanrım! İspanyolca'yı çok seviyorum.
Oh, mon Dieu, j'adore l'espagnol si bellissimo.
Ben de seni seviyorum. - O günü hatırlıyor musun? 15 yıl önce banyoda şeyini ölçerken.
Tu te rappelles ce jour, il y a 15 ans, dans la salle de bain, quand tu te mesurais?
Doğu Kıyısı'nı seviyorum. Orada doğup büyüdüm.
J'adore la côte est, je viens de là-bas.
- Aman. - Seni seviyorum.
Qu'est-ce qu'il y a de plus important que ça?
İçindekini seviyorum.
J'aime ce qu'il y a dedans.
Ben çok mutluyum, en iyi arkadşaım sen varsın, ve Lisa'yı çok seviyorum.
Je suis tellement content de t'avoir comme meilleur ami, et j'aime tellement Lisa.
Ama büyük para'yı daha çok seviyorum.
Mais je préfère Grosse Pâte
Bu yeri seviyorum. İyi bir arkadaşım var. ve babam gibi sevdiğim bir hocam.
J'aime bien cet endroit j'y ai rencontré un ami fidèle et un maître qui est comme mon père
Ben bir kardeş gibi Aslan seviyorum, ama biliyorsun, yapmanız gereken bir adam sormak ne bir sınırı vardır.
J'aime Léo comme un frère, mais il y a des limites à ce qu'on peut demander.
İkinci yılımdaki bir doktor olmayı seviyorum.
J'adore être interne de 2e année.