Çap Çeviri Fransızca
6,847 parallel translation
Böyle bir bomba... bir alet yanma yarıçapı millerce genişliğinde olur.
Une bombe comme ce... gadget... le rayon d'explosion serait de plusieurs kilomètres.
- Ülke çapında.
Au-delà des espérances.
Ta ki onların yaptığı şeyin dünya çapında bir kısırlığa sebep olacağını bilmiyorsa.
Sauf s'il savait que son expérience pouvait causer une infertilité mondiale.
2016 yılında, dünya çapında doğum oranlarında büyük bir düşüş yaşandı.
EN 2016, IL Y EU UNE CHUTE ALARMANTE DU TAUX DE NATALITÉ MONDIALE.
Hiç zor olmadı çünkü tüm halı kanla kaplıydı. İki tane ilginç alan tespit ettim. En yoğun leke burada, 60 santim çapında.
J'ai marqué les traces à la craie pour determiner l'emplacement des meubles ce qui n'est pas trop difficile vu que toute la moquette est recouverte de sang donc j'ai trouvé deux zones intéressantes ici la tache la plus concentrée
Dünya çapında zenginlik ve kudret bir araya gelmiş.
Il côtoie les riches et les puissants du monde entier.
Burası 50 millik yarı çap içindeki en yüksük nokta.
C'est le point le plus haut dans un rayon de 80 kilomètres.
Beaton klanının şifacıları İskoçya çapında ünlüdür.
Le soigneur du clan Beaton est célèbre à travers les Highlands.
Bak, pi sayısıyla çapı çarpıyorsun.
Regarde, tu multiplies le diamètre par pi.
Bu arada, dairenin alanı pi çarpı yarıçapın karesidir.
Au fait, l'aire d'un cercle, c'est pi x r ².
Eğer hava almak çıktıysa, aldığı tek şey sırtına 9mm çapında 3 tane delik olmuş.
S'il avait besoin d'air, il a été servi Grâce à trois trous de 9 mm dans le dos, de balles à pointe creuse.
O caddede kamera yok, ben de 2 blok çapındaki tüm kamera görüntülerini istedim.
Il n'y a pas de caméra, mais je vais récupérer les vidéos du trafic. dans un périmètre de 2 pâtés de maison.
- O çapı 5 blok olarak genişletelim.
Pourquoi n'élargissons-nous pas à 5 pâtés de maison? 5?
İstediğin gibi 5 blok çapındaki tüm görüntüleri aldım.
J'ai récupéré les images dans un rayon de 5 pâtés de maisons, comme tu as demandé.
Avrupa çapında ani baskın yapan yağmacı göçebeler mi?
Est-ce le maraudeur Hun à travers l'Europe?
Kendi çapında bir prens olabilirsin.
Je te garantis que tu seras le roi de la colline.
Ülke çapında bir yarışmaydı.
C'était un concours national.
Eyalet çapında bir arama başlattık.
On a ouvert une chasse à l'homme dans tout l'état.
Dakikada ortalama 107 adım, bize 800 metre üzerinden bir arama yarı çapı verir.
Une moyenne de 107 pas à la minute donne un périmètre d'environ 800 m.
3 metre yarıçap civarında elektriği keser.
Ça coupe tout le courant dans un rayon de 3 mètres.
Üç inç çapında, çeyrek inç duvar, yarım inç yükleme.
Diamètre de 6cm, 25mm dans le mur, un demi cm par charge.
- 48 metre yarıçap, doğru mu?
53-Yard radius. C'est correct?
Acı sos ülke çapında satılacak gibi gözüküyor.
On dirait que la sauce piquante va devenir nationale.
Bayan Jones, burada sizin ülke çapındaki alışveriş merkezlerine yapacağınız turun açılışındayız.
Mademoiselle Jones, nous voilà au lancement de votre tournée de supermarchés dans tout le pays.
Yaz için planladığınız ülke çapındaki, imza günleri alışveriş merkezi konserleri ve Mariott Otelindeki muhteşem etkinlik hakkında neler hissediyorsunuz?
Alors que vous vous préparez à un été rempli d'autographes, d'apparitions en centre commerciaux et d'évènements luxueux dans les hôtels Marriott de notre fabuleux pays, comment vous sentez-vous?
Her iki yönde de yarım blok yarıçapında.
Dans un rayon de 500 m dans chaque direction.
Ülke çapındaki binlerce kadın gibi.
Comme des centaines de femmes dans notre pays.
R ve D senin çapında bir zekaya ihtiyaç duyuyor.
Et RD a besoin d'un esprit de ta trempe.
- -dünya çapında kâr amacı gütmeyen milyonlarca şirketin kurulmasına yardımcı oldu.
Et a contribué à élever des milliards. Pour des organisations non lucratives partout dans le monde.
Dünya çapında buna benzer yerlerde, bu dünya, büyük bir ilgi ile keşfediliyor.
C'est un domaine que Skouras Worldwide explore avec grand intérêt.
En çok kısıtlanmış alan teleskop çevresinde yarıçapı 10 millik bir alan.
La zone la plus réglementée se situe dans un rayon de 15 km autour des télescopes.
Kurşunun çapı 7.62 mm... 300 metreye yakın mesafe alıyor keskin bir açıdan... hızı neredeyse 3 bin...
Le diamètre de la balle est... de 7,62 millimètres, elle parcouru, quoi, 270 mètres, à un angle très aigu, à une vitesse de... presque trois...
Gözlerimi açtığımda biriniz çıplak olursa 10 adım çapımdaki herkesi öldürürüm cidden.
Sérieusement, si vous enlevez ce bandeau et que tout le monde est nu, Je vais tuer tout le monde dans un rayon de 3 mètre.
İnsanların ortadan kaybolduğu beyaz ölümde uzman dünya çapında bir badanacı.
Il est un peintre en bâtiment de classe mondiale qui excelle dans la "Mort Blanche", c'est faire disparaître des gens.
Her iki yönde de yarım blok yarıçapında.
Un rayon d'un demi bloc dans toutes les directions.
Ülke çapında markalaşıp imtiyaz sahibi olacağız.
Ensuite nous allons créer une marque et se franchiser dans tout le pays.
İkimiz için dünya çapında, tüm yılı kapsayan bir macera planladım. Tabi ilgileniyorsan.
J'ai planifié une année entière d'aventure pour tous les deux à travers le monde... si tu es intéressée.
Gelecek saat boyunca seninle bağlı kalacağız. Birbirimizin yarıçapı içinde olacağız. Yörüngeli gezegenler gibi.
Pendant une heure, toi et moi resterons attachés, dans le rayon l'un de l'autre, comme des planète en orbite.
Bu... yeni bir yön.
C'est un nouveau cap.
- Tamam, yüzölçümü için pi sayısını çap uzunluğuyla çarpacaksın.
- Pour l'aire, c'est pi x 2r.
Hayır, Gina, bunu Canaveral Burnu'ndaki balayımıza harcayacağım parayla aldım.
Non, Gina, je l'ai acheté avec l'argent que j'allais dépenser pour notre lune de miel à Cap Canaveral.
İyi noktaya parmak bastın, Baş Komiser Holt yoksa "Cinsel Büyücü Baş Komiser Raymond" mı demeliyim?
Bon point, Capitaine Holt, ou devrais-je dire "Cap'tain Raymond le charmeur"
Maria Hill, Kaptan, birkaç kişi daha, şimdi siz, bir de ben.
Maria Hill, Cap, deux autres, et maintenant vous et moi.
Unutmuş olmak hiç bilmemekten daha iyidir Cap.
C'est mieux d'oublier que de ne jamais savoir, Cap.
Cap vinç halatını hazırla.
Capp, maintiens prêt le câble du treuil.
Cap ve diğer bazı çocuklara bir araya geliriz dedim ama...
J'ai dit à Cap et aux autres gars qu'on allait sortir ensemble mais...
- Plana göre hareket etmeye devam et Sameen. - iyi.
Tiens le cap, Sameen. Très bien.
Sen dinlemeye devam et, Albay.
Continuez d'écoutez, Cap.
Dünya çok korkulan bir dönüm noktasını aşmış bulunmakta.
Le monde a dépassé un cap longtemps craint.
Donal Henry Saltley'deki Mother Red Cap Barının arka odasında,... anlaşma karşıtı İrlandalılarla buluşuyor hem de bazen hafta da iki kez.
Donal Henry rencontre les anti-traités dans l'arrière pièce du Mother Red Cap à Saltley par moment deux fois par semaine.
Michael City and Guildes'de altı ay eğitim aldı.
Michael a fait un CAP - 6 mois.