Çok hasta Çeviri Fransızca
1,659 parallel translation
Kendisi hasta. Çok hasta.
Elle est très malade.
Arabam bozuldu ve teyzem çok hasta.
Ma caisse est en panne et ma tante est malade.
Kız kardeşim çok hasta.
Ma sœur est très malade.
Şimdi olabilir mi, çünkü gerçekten çok hasta.
Si vous pouviez y aller maintenant, elle est vraiment très malade.
Hayır, o çok hasta.
Non, très malade.
O çok hasta bir adam.
C'est un cinglé cet homme
Zaten çok hasta.
Elle est malade, très malade.
Çok hasta. Öyle aşık.
Totalement malade d'amour.
- Pamela çok hasta.
Pamela est très malade
Evet, çok hasta.
Prenez-la.
Tembellik insanın kendisini daha çok hasta hissetmesini sağlar, öyle değil mi?
J'étais un peu fatiguée.
Ne zamandır buradasın? Çok hasta...
- Il ne nous l'avait pas dit.
Bundan sonra bu sizi, çok ama çok hasta yapacaktır.
Au-delà, vous vous sentirez très malades.
Kocam çok hasta bir adamdı. Hasta olduğu için öldü.
Mon mari est mort parce qu'il était très malade.
Annem çok hasta ve eve gitmem lazım.
Ma mère est très malade et je dois rentrer chez moi.
Çok hasta olmalı çünkü telefonu kaldırıp özür dilediğim için...
Elle doit être très malade, si elle ne peut même pas me passer un coup de fil
Çok hasta, ona söyledikten sonra hemen uyudu.
Mais elle est tellement malade qu'elle s'est endormie tout de suite après.
Raymond geçen akşam çok hasta olduğunu söyledi. Onu görmeme bile izin vermedi.
Raymond m'a dit qu'elle était tellement malade hier soir qu'il ne voulait pas me laisser la voir.
Senin baban çok hasta şampiyon.
Ton papa est très malade, mon p tit.
- Çocuklar çok hasta olmasına rağmen kan tahlillerinde lenfositosis çıkmadı.
Ils sont trop malades et les examens sanguins ne montrent aucune lymphocytose.
Çocuğunuz çok hasta.
Votre enfant est très malade.
Sadece hayatlarını değil hayat tarzlarını da. Çok hasta birini ameliyat etmeyi kimse istemez. Ölüp istatistikleri berbat ederler.
Il ne faudrait pas opérer quelqu'un de vraiment malade il pourrait mourir, et ruiner nos stats
Ve siz NorBAC'in ilgilenmesini sitiyorsunuz değil mi? 00 : 03 : 22,730 - - 00 : 03 : 25,840 Senatör Bainbridge ve bir çok hasta çocuğun isteği bu.
Et vous voudriez que le NorBAC regarde ça de plus près?
Orada çok hasta bir çocuğun babası bekliyor.
Le père d'un petit garçon très malade t'attend.
Bu adam o kadar çok hasta öldürdü ki, hükümet ajanı olduğundan şüpheleniyorum.
Ce jeune homme a tué tant de patients, que je commence à me demander si ce n'est pas un agent du gouvernement.
Çok hasta.
Très malade.
Çok hasta olabilirim Christopher.
- Je suis peut-être très malade.
Dışarıda, yanında donmak üzere olan küçük bir kızla, çok hasta bir adam var.
Il y a un malade dehors avec une fillette dans un froid intense.
O türden çok hasta gelir.
On en voit beaucoup par ici.
Mozart, çok hasta olduğunu biliyorum. Bu yüzden, sana Avusturya'nın en iyi doktorunu getirdim.
( quinte de toux ) oh, Mozart, je sais que vous êtes gravement malade, je vous ai emmené le meilleur apothicaire de toute l'Autriche.
Çocuklarım çok hasta.
Enfants malades.
'Azzam hasta biri ve kız çok gergin.
Azzam est malade. La fille était tendue.
İşinizi yapmaya çalıştığınızı anlıyorum ama hasta ile doktor arasındaki ilişki çok özel ve...
Je comprends très bien que vous essayez de faire votre travail, mais il s'agit d'une relation personnelle et privée - entre un patient et son...
- O çok hasta.
- Non.
Evet, dersinizi izlemek istiyorum. Çok ilginç olmalı. Doktor ve hasta arasındaki ilişki....
Votre exposé sur la relation médecin-patient était très intéressant.
- Küçük olanı çok hasta görünüyor.
Le plus petit a l'air si malade.
- Çok çok... - Hasta ve mutsuz hissediyordum.
Je me sentais vraiment malade... et malheureux.
Ama yeterli değil. Daha çok şeye ihtiyacım vardı ve ben de doktor hasta rolüne devam ettim.
Mais je voulais plus que ça, alors j'ai fait le docteur et la patiente.
Neden, çok mu hasta?
Pourquoi, il est très malade?
Lucas ayrıca, kafasındaki Star Wars dünyasına uyuşmayan kostümler, setler, ve diğer şeylerle ilgili çok sıkılıyordu. Filmin bütçesini aşmaması zorunluluğu hergün onu hasta eden bir şeydi.
Le problème, c'est que dès qu'il sortait d'une certaine zone... il cessait de luire et de paraître extraordinaire... et n'était plus qu'un bâton tournant.
Bu oteldeki herkes çok kötü hasta olacak.
Tout le monde dans cet hôtel va tomber très malade. Malade?
O çok hasta.
- Infirmière, il va mourir?
Hasta bebekler konusunda çok korktuktan sonra bunun senin sorunun olduğunu anladım.
Après votre étrange réaction face à des bébés malades, j'ai pensé que c'était votre truc.
Hasta çok uyuduğu için geliyor.
La patiente vient parce qu'elle dort trop.
- Henüz çok erken. En fazla iki haftadır hasta.
C'est trop tôt, il n'en souffre peut-être que depuis deux semaines.
Evet, hasta izninde olan çok kişi var.
- Beaucoup sont en congé maladie.
Çok garip, çünkü hasta gözükmüyorsun ve hiç bir şey söylemiyorsun.
C'était bizarre, parce que tu n'avais pas l'air malade, tu n'as rien dit.
Bu hasta çok önemli.
C'est un patient important.
Çok çalışmaktan hasta düştü.
IL EST TROP MALADE POUR TRAVAILLER AUJOURD'HUI
Ama gurur duyacağın çok şey olmuştur, Tru. İyi arkadaşlar. Harika, biraz hasta edici, yeni iş.
Mais tu peux être fière, tu as de vrais amis un boulot sympa et un peu morbide
Kalk, hayat çok kısa Bilirim bir yer olunacak hasta
Lève-toi, la vie va plein pot Je connais un endroit pas jojo
çok hastayım 35
çok hastaydı 16
hasta 212
hastayım 158
hastane 65
hasta mısın 277
hastaneye 39
hastaydı 31
hastanede 84
hastalık 59
çok hastaydı 16
hasta 212
hastayım 158
hastane 65
hasta mısın 277
hastaneye 39
hastaydı 31
hastanede 84
hastalık 59
hastaydım 46
hastasın 78
hastalar 23
hasta o 16
hasta mı 113
hastalandı 24
hastane mi 26
hasta değilsin 19
hastalıkta ve sağlıkta 40
hastasın sen 46
hastasın 78
hastalar 23
hasta o 16
hasta mı 113
hastalandı 24
hastane mi 26
hasta değilsin 19
hastalıkta ve sağlıkta 40
hastasın sen 46