English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ H ] / Hastasın sen

Hastasın sen Çeviri Fransızca

868 parallel translation
Çok hastasın sen.
Vous êtes malade.
Hastasın sen.
Vous êtes malade.
Hastasın sen!
Tu es malade!
- Şey, hastasın sen.
- Vous êtes malade!
Hastasın sen.
C'est tordu.
Sen gelmesen de olur. Hastasın sen.
- Mets-moi dans un bus.
Hastasın sen.
Tu es malade.
Peter, hastasın sen.
Peter, tu es malade.
Sen hastasın.
Oui, Joe. Tu es malade!
Ben 10.000 kız içinden seçim yapmak için yırtınıyorum, sen de hapşırık uzmanı, sinir hastası bir kızılı seçiyorsun.
Je me tue à la tâche, je passe en revue 10000 filles... et vous choisissez une rousse dépressive spécialisée en éternuement.
- Sen hastasın.
- Vous êtes malade.
Sen hastasın John.
Tu es malade, John.
Martha, sen hastasın.
Martha, tu es malade.
Sen hastasın Owen. Evlenemeyecek kadar hastasın.
Tu es malade, bien trop pour te marier.
Sen hastasın.
Tu es malade...
Sen hastasın, şimdi... lâkin daha iyi olabilirsin.
Tu es malade.
Sen hastasın.
Tu es malade.
Canım, sen hastasın.
Ma chère, vous êtes souffrante.
- Hayır, Artık değil çünkü sen yaşlı, sakat ve hastasın.
Non, plus maintenant. Tu es vieux, infirme, et malade.
Sen hastasın. 184. maddeye göre seni görevinden alıyorum.
Vous êtes malade. Je vous relève, conformément à l'article 184.
Sen hastasın. Ondan hoşlanmıyorum.
Comme le gamin.
- Dur biraz, sen hastasın.
Tu es malade, tu ne pars pas
- Sen hastasın.
- Vous êtes fou.
sen hastasın, Marylee.
T'es malade Marylee.
- Sen, yatağa gir. - Niye? Hastasın.
Je l'ai élevée comme une artiste et elle a du talent!
- Sen hastasın. - Ne hastası?
Tu as une maladie.
Saknussemm'un mesajını okudun. Oliver, sen gerçekten hastasın.
- Oliver, vous êtes malade.
Ben üzülüyorum... sen çok hastasın. Sonra Tarzan'ı öldüreceksin, Tarzan'dan sonra? Kimleri?
je te plains... t'es un malade alors tu vas tuer tarzan, et qui après?
Sen hastasın, Sophia.
Tu es malade, Sofia.
Adamım, sen hastasın.
Tu es complètement dérangé.
Sen de mi tetik hastasısın?
Et tu sais te servir d'un fusil?
Sen hastasın.
Tu es fou.
Daha küçük bir çocukken evlenmek istemişsin. Sen hastasın!
Tu prenais déjà les choses sérieusement!
üstad Hirate, sen hastasın.
Hiraté... Malade comme vous êtes, c'est de la folie!
Sen hastasın, anlıyor musun?
Tu es malade, tu comprends?
Sen hastasın.
- T'es un pauvre type.
Barney, sen hastasın!
Barney, tu es malade!
Korkarım sen hastasın.
Tu es malade?
Hayır sen hastasın.
"Malade" comme vous êtes?
Bak, sen hastasın.
Tu es malade.
Sen hastasın.
Tu es une malade ici!
- Sen hastasın. - Ne zaman sana karşı gelsem... -... hasta diyorsun.
- Je ne suis pas d'accord, plutôt.
Sen istiyorsan sarılırım, ama hastasın.
Comme tu veux, mais tu es malade.
Sen hastasın.
Vous êtes malade.
- Ama sen hastasın!
Vous délirez.
Hayır. Sen hastasın!
Tu es malade!
Bildiği kadarıyla, sen sadece bir başka hastasın.
A ses yeux, tu n'es qu'une de mes patientes.
Ayrıca, Pauline, sen... sen hastasın.
Pauline, vous êtes... vous êtes malade.
Conrad, bunun bir reenkarnasyon vakası olduğunu ima ediyorsan, sen ondan da hastasın.
Conrad, si tu penses que c'est une réincarnation, tu es encore plus malade qu'elle.
- Sen hastasın, oğlum!
- Vous savez, du boeuf, du porc.
Evlat, sen gerçekten hastasın.
Bon sang, tu es vraiment malade.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]