Ölmuş Çeviri Fransızca
45,600 parallel translation
Sağlam mücadele olmuş.
Une belle bagarre.
- Teknik olarak bunu Ulusal Suçlar Teşkilatı'na havale etmeliyiz ama mümkünü yok bunu benden alamazlar. Tek bir kişi olmayabilir. Komple bir grup dâhil olmuş olabilir.
Ils sont peut-être plusieurs.
- Bu çok zor olmuş olmalı.
- Ç'a dû être vraiment dur.
Evet, öyle olmuş olmalı çünkü burada dev gibi bir örümcek var.
C'est normal, il y a une énorme araignée.
Ne olmuş onlara?
Quoi?
- Evet. Sevimli olmuş.
- C'est mignon.
- Ne olmuş yani?
- Comment ça? Et alors?
- Ne demek, "Ne olmuş"? Ne olmuş yani?
Tu crois que j'ai pas de rencards?
Kötü olmuş.
- C'est terrible.
Sanırım daha önce de olmuş.
C'est pas la première fois.
Ona ne olmuş?
Et lui?
Ya asistanına ne olmuş?
Et son assistant?
- Ne olmuş yani?
Et alors? - Et alors?
- Ne olmuş yani mi?
- Et alors quoi?
Peki sana ne olmuş?
- Et alors? - Et toi alors? Qu'est-ce que t'es?
Dedi ki, her ne kadar düşman olmuş olsanız da, bir zamanlar iş ortağı ve arkadaşmışsınız.
Il m'a dit que même si vous étiez devenus ennemis, vous aviez été associés et amis.
Kendisi kısaca gömlek giyen, tıraş olmuş bir maymun.
Il est... En gros, c'est un singe rasé dans une chemise.
- Nasıl olmuş?
- Comment c'est arrivé?
- Öyle olmuş olmalı.
- Sûrement.
Görünüşe göre, direnişle karşılaşmışlar ve kayıpları olmuş.
Apparemment, ils ont rencontré une certaine résistance et ont subi des pertes.
Kar beresi etekler ve göz çevresi piercingler moda olmuş.
Jupes de neige et piercings sont à la mode.
Kadınlar dünyanın zencisi olmuş.
De toute façon, la femme est le nègre du monde.
- Ne olmuş ona?
Quoi, Max?
Ne olmuş ona?
Pourquoi?
Ne güzel olmuş.
C'est joli.
Nasıl olmuş?
C'est comment?
Bakalım nasıl olmuş.
Nous allons bientôt le savoir.
Ne olmuş sokak lambasına?
Qu'est-ce qu'il a ce lampadaire?
- Ne olmuş Pakistanlı olduysa.
Qu'est-ce que ça peut faire qu'il soit pakistanais.
Ve bu şekilde Bay Burns'ün tam olarak neyin peşinde olduğunu bulmak için iyi bir pozisyonum olmuş olur.
Et je serais bien positionné pour découvrir ce que Mr. Burns mijote vraiment.
Ne olmuş ona?
Qu'en dire?
Görünüşe göre son dakika değişikliği olmuş.
Apparemment il y a eu un changement de dernière minute.
Ne olmuş böyle?
Bon dieu que s'est-il passé?
- Çok güzel olmuş anne. Kenarlarını biraz yakmışım ama.
J'ai un peu brûlé les coins.
- Kıtır olmuş.
- Je suis rouillée.
Evet, ne olmuş?
Oui, et alors?
Hayır, ne olmuş?
Non, quoi?
Yani ne olmuş?
Et c'était qui pour elle?
N'olmuş?
Et alors?
Ne olmuş O'na?
Qu'est-ce qu'elle a de spécial?
Bir kovalamaca olmuş.
T'as été chassé.
Evet, iyi olmuş.
Bien.
Ne olmuş?
Donc?
- Bir kaza olmuş.
Attention!
Cenazesinde kaza olmuş. Tabutu ve arabası parçalanmış.
Il n'y a pas d'urgence dans ce travail.
Önceden ayaklı bir yıkım ekibi olmuş olsa da, size geri döndü.
Peut-être que c'est une équipe de démolition à elle seule, mais elle est revenue.
1982'den beri sadece- - - Edwards? - 38 kez olmuş.
Depuis 1982, ça a été diagnostiqué... 38 fois.
Snoqualmie Şelalesi'nin yanında planör kazası olmuş.
Un planeur s'est crashé près des chutes de Snoqualmie.
Çok güzel olmuş.
C'est magnifique.
Olmuş muydun, oldun mu, hala var mı?
Tu as? avais? as eu?
- Ne olmuş yani?
- Et alors?
ölmüş 552
olmuş 102
ölmüş mü 150
olmuş mu 16
ölmüştü 64
ölmüştür 17
ölmüşler 29
olmuş yani 32
olmuş bil 39
ölmüş olamaz 20
olmuş 102
ölmüş mü 150
olmuş mu 16
ölmüştü 64
ölmüştür 17
ölmüşler 29
olmuş yani 32
olmuş bil 39
ölmüş olamaz 20