English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ I ] / Indır

Indır Çeviri Fransızca

11,674 parallel translation
Önemli olan tek şey her zaman olduğun cesur kız olmanın bir yolunu tekrar bulacağındır.
Ce qui compte, c'est de redevenir la fille courageuse que tu as toujours été.
Muhtemelen balta taşıyan uzaylıyla olan savaşında çok kalori harcamışsındır.
Probablement brûlé beaucoup de calories en battant un alien armé d'une hache. Retrouve-moi sur le toit.
Mutlaka açsındır.
Ça fait trois jours... Tu dois avoir faim.
ya avsındır ya da avcı.
Vous êtes l'un ou l'autre.
Uzun bir yoldan sonra susamışsındır.
Tu dois avoir soif après la route.
Sana bu kadar yakın birinin ihanetine kızmışsındır.
Ce qui a dû t'énerver, être trahi par quelqu'un aussi proche de toi.
- Belki de bu gece evdeki yavaş internetten bıkmışındır.
Le câble déconne et le wifi est lent.
Bu bir baskındır!
Ceci est une décente!
Bu kadar yalakalığı kaldıramam. Kaşındırıyor resmen.
Épargnez-moi tout ce baratin, ça me file des boutons.
Belki mesajı yanlış anlamışsındır.
Peut-être as-tu mal compris le message.
Rüzgar hızını hesapladığına göre ne kadar tehlikeli bir durum olduğunu anlamışsındır.
Tu as calculé la vitesse du vent. Tu sais comme c'est dangereux.
Sanırım şu ana kadar rutine alışmışsındır.
Vous avez pris vos marques?
Ellerini yıkamışsındır umarım.
J'espère que t'es lavé les mains.
Umarım ölmüş bir adamın iyiliğinden otlanmaktan rahatsındır.
J'espère que tu te sens bien en resquillant les bonnes actions d'un homme bon.
Bu şey gerçekten kaşındırıyor.
Ce truc me démange.
Her zamanki önlemleri aldım, herhalde sen de almışsındır.
J'ai pris les précautions habituelles. Je présume que vous aussi.
Onunla hiç konuşmadım. Onu bir seneyi aşkındır görmedim.
Je lui ai pas parlé... et je l'ai pas vu depuis plus d'un an.
Korku ortak nedendir fakat yalan söylemek daha yakındır.
Tu sais, la peur est une cause commune, mais le mensonge vient après.
Peygamber, kasaba her 5 yılda bir günahtan arındırılmalı diye emretmişti.
Le Prophète a commandé qu'à chaque cinq ans la ville soit nettoyée de tous ces péchés.
Burada sadece tarak olmadığının farkındasındır.
Il n'y a pas que des peignes ici, vous savez? Je sais.
Bu müfrezenin birlik komutanı olarak bu çevrenin 9,5 km. çapında virüsten arındırılmış olduğunu bildirmekten kıvanç duyuyorum.
En tant que commandant de ce détachement, je suis fier de vous annoncer que nous sommes à l'abri de la contagion dans un rayon de 10 km autour de cette zone.
Keyfini çıkarmışsındır umarım.
J'espère que c'était bien.
Umarım kıskanmışsındır.
J'espère que tu es jaloux.
Harika bir kadındır.
Elle est assez extraordinaire.
Üstüne bir de can dostum Eric'le birlikte çalışıyorum. Kendisi çok canayakındır.
En plus, je peux bosser pour mon meilleur ami Eric, qui est adorable.
Alışveriş felci bayağı yaygındır.
Paralysie de chariot. C'est très commun.
Vücudun senin tapınağındır, değil mi?
Le corps est un temple.
Saul bir dolandırıcı barındırıyor.
Saul l'a remplacé par un imposteur.
3 aya aşkındır oralardaydım ve hayatta kaldım.
Chasser en terrains vagues, c'est ça. J'étais là-bas pendant plus de trois mois et j'ai survécu.
Umarım haklısındır.
J'espère aussi.
Bence kafanda canlandırmışsındır.
Je pense que ça doit vivre dans ta tête.
Belki Bethany kadar Charles'la da çok yakındır.
Peut-être qu'elle était aussi proche de Chalres que ce qu'elle était de Bethany.
Bunlar çok yaygındır.
Ils sont très fréquents.
Belki hâlâ kızgındır.
Peut-être qu'il est toujours en colère pour ça.
Açsındır dedim.
J'ai pensé que tu aurais peut-être faim.
- Açsındır dedim.
J'ai pensé que tu aurai faim.
Gerçi boş bir evin, sağır eden sessizliğine alışmışsındır sen.
Mais je pense que tu es habituée au silence d'une maison vide maintenant.
- Umarım o mektubu atmışsındır. - Henüz değil.
- Vous avez jeté la lettre, j'espère.
Akşam için hazırsındır umarım.
J'espère que vous êtes prêt pour ce soir.
Şu anda teröristlerin kimyasal silah barındıran depolarını araştırıyoruz.
Nous enquêtons actuellement sur la source des caches d'armes des terroristes contenant des agents chimiques.
Bu gece, Jason ve Hercules günahlarından arındırılacak.Bu gece Poseidon'a aitler.
Cette nuit, Jason et Hercule vont être purifiés.
Bu gece, Jason ve Hercules günahlarından arındırılacak.Bu gece Poseidon'a aitler.
Cette nuit, ils appartiendront à Poséidon.
umarım haklısındır.
J'espère que tu as raison.
Şimdiye dek beni tanımışsındır diye düşünmüştüm.
Je pensais que tu... me connaissais maintenant.
O zaman büyük ihtimalle son 36 aydır eğer vakum borularında volfram yerine hafniyum kullansaydın, aracı 30 kilo kadar azaltıp hızını 500'e çıkarabileceğini anlamışsındır.
Vous avez sans doute réalisé ces 36 derniers mois qu'utiliser de l'hafnium au lieu du tungstène diminue le poids de chaque wagon de 30 kg, et permettrait d'atteindre 500 km / h.
Hırsızlıkla suçlandığımı, kaçırıldığımı, hayatımın işinin benden çalındığını Çinli bir casusun evime girip beni öldürmeye çalıştığını da unutmayalım.
Je veux dire, n'oublions pas que j'ai été accusé de vol, j'ai été enlevé, on m'a volé le travail de ma vie, et il y a cet espion chinois qui est venu chez moi et qui a essayé de me tuer.
Görüyorsunuz, bu panayırların kasaba panayırı heyecanı yok ama sağ kalan mülklerden güzel yarışmacılar ciddiye alındıklarını gösterir.
Ces foires ne sont pas aussi importantes que les régionales, mais une bonne participation des domaines survivants est primordiale.
Daha yeni sevgilimin evine taşındım ve kendime ait bir mutfak robotuyla on dokuz tane falan tangadan başka bir şeyim yok, ki onları da başta "hayatta giymem" desek de ataerkil dünya bir şekilde aklımıza girip çamaşır izinin görünmesinin kabul edilemez olduğuna ikna etti.
et genre 19 strings, parce que même si au début, on est genre "Je ne mettrais pas ça", le patriarcat nous a quand même convaincu que des dessous visibles étaient innacceptables, donc maintenant je suis juste habitué
- 9 yıldır senin karındı.
Elle fut ta femme pendant neuf ans.
- Dün Rasheed'e kardeşinin gözaltına alındığını söyledikten sonra banka hesabına sihirli bir şekilde 50,000 dolar yatırıldı.
- Hier, après que vous avez alertés Rasheed que son frère était en détention, votre compte bancaire a eu un entrée d'argent magique de 50 000 $.
Eğer Connor, böyle bir şeyi yapabilecek birileri tarafından hedef alındıysa... -... babasıyla ilgili olmalıdır.
Si Connor a été la cible de quelqu'un capable de ce genre d'attaque, il doit y avoir un lien avec son père.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]