English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ Ş ] / Şanslıymışsın

Şanslıymışsın Çeviri Fransızca

218 parallel translation
Şanslıymışsın.
Vous avez de la veine.
- Şanslıymışsın ki silahın varmış.
- Heureusement, vous aviez ce revolver.
Yardım et. Şanslıymışsın. Kurşun biraz daha soldan girseymiş...
- Vous avez été verni de vous en tirer.
- Çok şanslıymışsınız.
- Tant mieux.
Şanslıymışsın. Çık.
Tu as de la chance.
Şanslıymışsın. Bana isabet etmemiş olsaydı daha da şanslı olurdum.
Je ne sais pas, ils ont réussi à la sortir.
Şanslıymışsınız. Böyle bir adamla konuşamazsınız.
Avec un type pareil, on ne sait jamais.
- Şanslıymışsın.
- T'es veinard.
- Sen şanslıymışsın.
- Vous avez eu de la chance.
Bu kadar ilerleyebildiğinize göre şanslıymışsınız. Her yerde devriyeler var.
Vous avez eu de la chance, les Daleks patrouillent partout.
Şanslıymışsın. Giysini berbat edebilirdin.
une veine... votre costume n'a rien.
- Şanslıymışsın.
Une veine!
Çok şanslıymışsın.
Pas eu de chance, hein!
- Çok şanslıymışsın.
- Tu as eu de la chance.
Çatısında kocaman delikler vardı. Ev? Evde yaşadığınız için şanslıymışsınız.
On habitait une vieille maison en ruine, avec d'énormes trous dans le toit.
Şanslıymışsınız.
- En carton? - Ouais!
Şanslıymışsın.
Vous avez de la chance, alors!
Şanslıymışsın, çıktı.
T'as de la veine, elle est ressortie.
Bütün söyleyebileceğim, çok şanslıymışsınız yahu.
Estime-toi vernie!
Oldukça şanslıymışsın.
Vous êtes bon, là, mon vieux.
- Önemsiz bir beyin sarsıntın olabilir. Yine de çok şanslıymışsın.
Ça peut être un traumatisme, ou un hématome à la dure-mère.
- Şanslıymışsın!
- Veinard!
Şanslıymışsın.
Tu as de la chance.
O zaman çok şanslıymışsınız.
Alors, estimez-vous heureux.
Öyleyse çoğu değişkenden daha şanslıymışsın.
Alors, tu as eu plus de chance que la plupart des changeants.
O zaman şanslıymışsın.
- Oh, tu es un gars chanceux, toi.
Görünüşe göre çok şanslıymışsın.
Tu as eu de la chance.
Canlı olarak kaçabildiğin için çok şanslıymışsın.
Xena... Tu as eu de la chance de t'échapper avec ta vie.
Şanslıymışsın Beth.
C'est votre jour de chance.
- Şanslıymışsın.
- Vous avez eu de la chance.
- Çok şanslıymışsın. - Peter.
Vous avez eu de la chance.
Şanslıymışsın.
Quelle chance.
Şanslıymışsın.
Vous êtes en veine!
- Şanslıymışsın, Quinn.
- Vous avez eu de la chance.
Şanslıymışsın, bir yerini kırmamışsın.
Vous avez eu de la chance de ne rien vous casser.
- Şanslıymışsın.
- Quelle chance!
- Şanslıymışsın. Her şeyini sökebilirlerdi.
Cool, ils auraient pu la dépouiller.
Şanslıymışsın. Az içmişsin.
Tu t'en es bien sorti, tu n'en as pas bu beaucoup.
Şanslıymışsınız. Muhtemelen sabaha kadar ayakta tedavi edilecek hastalar gelecek. En zor kısmı bitti.
Faudra soigner ces blessés toute la nuit, mais le pire est passé.
Ne kadar da şanslıymışsın.
Elle était allongée dans les buissons.
Kontrol odasının görünüşüne bakınca, ikiniz de çok şanslıymışsınız diyorum. Sanırım daha da kötü olabilirdi.
Vu l'état de la salle de commande, vous avez eu de la chance. ça aurait pu être pire, j'imagine.
Şanslıymışsın, değil mi? Ama arabana aldığın kız o kadar şanslı değildi. Yardımlarını asla unutmadım.
Une chance pour vous mais pas pour la fille qui était à vos côtés.
Şanslıymışsın.
Tu as de la chance!
Şanslıymışım ki buralardaymışsınız.
Ce n'est pas de la chance.
Odanız olduğu için şanslıymışsınız. Biz koridorda yaşardık.
Une pièce, quelle opulence!
Gölünüz olduğu için şanslıymışsınız.
Quelle veine d'avoir un étang!
Çok şanslıymışsın.
Vous êtes vernie.
Şanslıymışsın.
Et si elle s'était appelée Grosse Eclaboussure?
- Şanslıymışsınız.
On fera une radio.
Şanslıymışsın.
Tu as eu de la chance.
Bu gece şanslıymışsınız.
Tu as une chance de cocu.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]