English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ Ş ] / Şanslıysak

Şanslıysak Çeviri Fransızca

340 parallel translation
Ayrıca, Jack, kostüm sandığını da unutma. Eğer yeterince şanslıysak, hemen gösterişli bir çekim yapabiliriz.
N'oubliez pas les costumes, on tournera tout de suite.
Eğer şanslıysak ; iki asidin evliliği yanık kağıttaki yazıyı ortaya çıkartır.
Le mariage de deux acides fait apparaître les mots disparu sur la carte brûlée.
Şanslıysak bir götüren olur.
On va faire de l'auto-stop.
Tabii eğer Dünya'ya dönebilecek kadar şanslıysak.
Si nous avons assez de chance pour retourner sur Terre...
Eğer şanslıysak, çabuk döneriz.
Avec un peu de chance, nous reviendrons vite.
Şanslıysak bir şansımız daha olabilir.
Avec de la chance, qui sait?
Şanslıysak yakında evde oluruz.
Avec un peu de chance, on rentrera bientôt chez nous.
Evet, eğer şanslıysak.
Eh bien, peut-être, avec un peu de chance, hein?
Eğer şanslıysak yalnızca on günlük suyumuz kaldı.
Mais, on n'aura de l'eau que pour 10 jours, et encore.
Evet, eğer şanslıysak izlerini takip edebiliriz.
Oui, avec un peu de chance nous pouvons suivre leur piste.
Savaş mahkûmu olmak üzereyiz. Tabii şanslıysak.
Nous serons prisonniers de guerre, si on a de la chance.
Eğer şanslıysak ve bu fare kapanına geri dönersek, vur kaç taktiği olacak.
Si jamais... on revient dans ce piège à rats, ça tiendra à un fil.
Bazen olurlar, eğer şanslıysak.
Parfois si, avec de la chance.
Belki, bir aylık doğru zaman dilimine, şanslıysak haftaya.
Peut-être à un mois près... à une semaine près avec de la chance.
Eğer şanslıysak, ana bağlantı kanalı patlamış olabilir.
Ça a dû ouvrir le conduit principal, dans le meilleur des cas.
Eğer şanslıysak biriktirebiliriz 10 yılda.
Si on a de la chance... on pourra les économiser... en dix ans.
Belki hâlâ zaman vardır- - şanslıysak.
Peut-être aurons nous le temps, si nous sommes chanceux.
- Ne söyleyeceğim? - Şanslıysak hiçbir şey.
- Qu'est-ce que je dois dire?
Bir gün bir hafta, şanslıysak bir ay kalıyorlar.
Ils restent un jour... une semaine ou, avec de la chance, un mois.
Eğer şanslıysak, bizi uzaya atmak için gelen bir Vogon'dur.
Si on a de la chance, c'est un Vogon qui veut nous jeter dans l'espace.
Eğer şanslıysak, bizi uzaya atmak için gelen bir Vogon'dur.
Avec un peu de chance ce sont les Vogons qui viennent nous jeter dans l'espace.
Ve eğer şanslıysak, incinebilir olacağı bir an olacaktır.
Si on a de la chance, il aura un instant de vulnérabilité.
Şanslıysak şu büyük taşımacılık hatlarından birine sürükleniriz bir, iki gün içinde Liberyalı bir nakliye gemisi bizi alır.
Avec un peu de chance, on dérivera vers une grande voie maritime où nous serons recueillis après deux jours par un cargo libérien.
Yada kimseyi Eğer şanslıysak.
Si on est chanceux.
Ve biraz şanslıysak, seslerini de duyabiliriz.
Et si on a de la chance, on captera leur voix.
- Şanslıysak..
Avec un peu de chance!
Eğer şanslıysak, onlar hakkında bilmemiz gereken her şeye erişimi vardır. Özellikle de zayıf noktaları hakkında.
Il avait peut-être accès à tout ce que nous avons besoin de savoir, et particulièrement leurs faiblesses.
Şanslıysak.
Avec de la chance.
eğer şanslıysak Jasmine'le evlenmek zorunda kalmıycaksın.
Veinard! Vous n'aurez peut-être pas à épouser Jasmine!
- Şanslıysak evet.
Si tu as de la veine!
Daha da şanslıysak şelaleden aşağıya uçup öldüğümüze inanırlar.
Ou encore que nous sommes allés aux chutes.
Şanslıysak bu akşam veya yarın sabah buluruz.
Avec un peu de chance, on le trouvera ce soir ou demain.
Şanslıysak, bir kaç gün içinde kendine gelir.
Il devrait reprendre conscience dans quelques jours.
Şanslıysak bozulmayı durduracak belki etkileri geri bile çevirecek.
Avec de la chance, il stoppera la dégénérescence et renversera ses effets.
Şanslıysak, mühendislik bölümünün tamamı orada olabilir.
Avec de la chance, la salle des machines est toujours là.
Eğer şanslıysak.
- Avec de la chance...
Gerçekten şanslıysak.
Beaucoup de chance.
Şanslıysak, buradan gitmek için kullanabiliriz.
Nous devrions pouvoir nous en servir pour fuir.
Şanslıysak, Razik bizim patlamada, öldüğümüzü düşünecektir.
Avec un peu de chance, Razik pensera qu'on est morts dans l'explosion.
- Katilin isminin baş harfleri mi? - Eğer şanslıysak.
Si on a de la chance.
Belki şanslıysak Jem'Hadar bu yerin karşısında durur.
Avec un peu de chance, les Jem'Hadar seront dans la ligne de tir.
Şanslıysak, ona bir yıl daha kazandırabiliriz.
- Elle pourrait vivre encore un an.
Şanslıysak, bir kaç dakika sonra, sorunu çözmüş bir şekilde geri dönmüş oluruz.
Avec de la chance, nous serons de retour dans quelques heures.
Şanslıysak eğer, zayıf bir taraf bulur, güçlü ve tam mürettebatlı gemileriyle rast gelme olasılığında, bunu, onlara karşı kullanırız.
Et des faiblesses que nous pourrons utiliser contre eux, au cas où nous tomberions sur eux. Réunissez une équipe d'exploration.
Eğer şanslıysak, belki... Yanımızda hoş resimler götürürüz.
Si on a de la chance... on a de belles images à emporter avec nous.
Aslında, eğer şanslıysak aganigi-maganigi bile yapabiliriz.
Peut-être, avec de la chance nous serons chanceux... Et nous ferons des choses amusantes.
Şanslıysak girdiğimizi anladıklarında çok geç olur.
nous serons dedans en un instant.
Ve eğer şanslıysak Bay Sofistike ve güzelleri şimdi merdivenlerden inecekler.
M. Sophistication et ses divines vont faire leur apparition.
Hey, adamım, eğer ben ve Ernest yeterince şanslıysak, yerimize çalışacak köleler bulabiliriz.
Avec un peu de bol, on se trouvera un pigeon avec Ernest.
Şanslıysak babam bizi kırık bir şişeyle baş ve boyun çevresinden döverdi. Tabii biz çok zor yaşadık.
Le soir, papa nous défonçait le crâne à coups de bouteilles.
Eğer şanslıysak, yaban çileklerimiz olur Pelle.
Avec de la chance on aura des fraises

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]