Alay Çeviri Portekizce
13,273 parallel translation
İki : Alayı yalancı piçtir.
Segundo, são uns sacaninhas mentirosos.
Hadi dostum, bari para ver de biraz daha mal alayım.
Vá lá, meu, deixa-me arranjar mais algum produto.
Her Cadılar Bayramı arifesi ölümün gücüyle yüzleşmek için mizah ve alay kullanılan dinsel bir festivaldir.
A véspera do Dia das Bruxas é um festival religioso que emprega o humor e o ridículo para... confrontar o poder da morte.
Sahte bir Snapchat hesabı oluşturup benimle alay etmek için kullandı.
Criou um Snapchat falso para tirar sarro de mim.
- Şeytan kavramı ve düşüncesiyle alay ettiğimiz bir noktaya geldik.
Chegamos a um ponto em que brincamos com a ideia do demónio.
İzninizle gidip anahtarlarımı alayım.
Vou buscar as minhas chaves.
Ben sadece kahve alayım, teşekkürler.
- Só quero café. Obrigada.
Onu ben alayım, tatlım.
Eu trato disso, querida.
- Benimle alay ediyor.
Ele está a mexer comigo.
Eşyalarımı alayım.
Deixes-me pegar nas minhas coisas.
Dizüstümü alayım.
Vou buscar o meu notebook.
Ben de bir şeyler yapacağım herhalde, alet edevatımı alayım.
Se vou construir alguma coisa, é melhor ir buscar as minhas ferramentas.
İzin ver kulağının bekâretini alayım.
Deixa-me tirar-te a tua virgindade auricular.
- İki tane alayım lütfen.
Duas, por favor.
Ehliyet, ruhsat alayım.
Carta e livrete.
İyi bir şeyler kaydet, ben de bilet alayım.
Produz-me um bom filme e comprarei um bilhete.
Eşyalarımı alayım sonrada...
Deixa-me só ir buscar as minhas coisas e...
- Eşyalarımı alayım.
E eu vou buscar as minhas coisas.
Daha devam edeceksen, siparişleri alayım şimdiden. Çünkü bu masalarda beleşe oturamazsınız.
Porque se demorar, é melhor vocês os três pedirem algo, porque estas mesas não são de graça.
Ne kadar iyi olduğun konusunda benim sözümü ciddiye almayınca birkaç profesyonelden yardım alayım dedim.
Não acreditas na minha palavra, então decidi conseguir alguns profissionais.
Bekle, masamdan bir şey alayım.
- Estou aqui. Só um segundo, vou pegar uma coisa da minha mesa.
Yani büyük ihtimalle oraya onu zaten alayım diye koydu.
Provavelmente até a deitava fora só para eu a poder levar.
Risk mi alayım yoksa senin yerine mantık mı kullanayım?
- Do quê? Eu a expor-me ou a usar a lógica contigo?
( ALAY EDEREK ) İşe yaramaz şeylerden kurtulamak içi iyi bir yol.
Boa viagem ao mau lixo.
- O kahvaltıdan alayım biraz kendime.
Dá-me um bocado disso para o pequeno-almoço. Rita...
Alayı öldü yani.
Vários montes e montes de mortos.
Benimle alay ediyorsun, değil mi?
Estás a gozar-me, não estás?
Dizüstümü alayım mı?
- Preciso de levar o meu notebook?
- Tek kart alayım.
- Eu desisto.
Ben gidip Woodpecker'ı alayım.
Vou buscar o pica-pau.
Sorun değil tabii ama hapsi riske alıyorsam bari parasını da alayım.
Não que eu me importe, mas eu devia ser pago, se arrisco ser preso.
Seks partisine hapları alayım.
Vou buscar as drogas para a orgia.
Hatırlat da eve bir tane alayım.
- Lembra-me de levar para casa.
Medya irtibat yeteneklerimin tozunu alayım.
Desenferrujar as velhas habilidades com a imprensa. Publicidade assim pode encorajar o suspeito ou inspirar um imitador. É importante.
- Hint yemeği alayım demiştim.
Pensei ir buscar comida indiana.
Bir battaniye daha alayım.
Vou arranjar-te mais um cobertor.
Devon Haynes kendine has hula dansı yaparak seyirciyle alay ediyor.
Devon Haynes goza com o público com a sua versão do "hula".
Haynes'in seyirciyle alay etmesi de olabilir Luke'un yumruk yemekten sıkılması da.
Talvez tenha sido o Haynes a provocar o público, ou, talvez, o Luke esteja simplesmente farto de levar porrada.
Durun şunun kopyasını alayım.
Deixa-me tirar uma cópia disto.
Alay etmek için böyle yaptık.
Só fizemos isto para provocá-lo.
Kötü koku alayı
A brigada do mal cheiro.
Pekala alay, Plan B.
Ok, tropas, Plano B.
- Bizimle alay ediyordu.
- Ele estava a brincar connosco.
Sana bir tane daha alayım.
Deixe-me pagar outro.
Şuna ne dersin, birini sen al diğerini de ben alayım, paylaşırız?
Que tal comprares essa, eu compro esta, e partilhamos.
- Gidip listenin çıktısını alayım. - Harika.
- Vou imprimi-los agora mesmo.
Neyi geri alayım?
Retirar o quê?
Onu da alayım.
Essa também.
Benimle alay etmenin zamanı değil.
Não é a melhor altura para me aborreceres.
Bunu alayım.
Baixa isso.
Limonlu soda alayım.
Soda com limão.