English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ A ] / Anlamaya çalış

Anlamaya çalış Çeviri Portekizce

2,224 parallel translation
Anlamaya çalış, artık katlanamıyorum.
Tenta perceber, não suporto mais.
Anlamaya çalışıyoruz?
É isso que estamos a tentar descobrir.
Onu anlamaya çalışıyorum.
Estou a tentar entendê-la, sabes?
Alerjik bir reaksiyon olup olmadığını anlamaya çalışırken beklediğimiz şey.
Qual esperavámos ver se acontecesse reacção alergica.
Bir grup zengin ve güçlü adamın, iyi ve namuslu bir polisi neden öldürmeye çalıştığını anlamaya çalışıyorum.
Estou a tentar entender o porquê de um grupo de homens muito ricos e poderosos tentarem matar um polícia bom, decente.
Birşeyer yazıp yazmadığını anlamaya çalışıyorum.
Quero ver se está alguma coisa escrito em baixo.
- Sadece bu işin ne kadar derinlere indiğini anlamaya çalışıyorum.
Estou só a tentar perceber a dimensão do problema.
- İlk kural bu! Anlamaya çalışıy...
- É a regra número um.
Bütün depremlerin merkezlerini belirleyerek bir ağ olup olmadığını anlamaya çalışıyoruz.
Estamos a traçar o epicentro de cada abalo à procura de algum padrão.
Beni anlamaya çalış ve biraz olsun sesini kes!
A conversa vai sempre dar à Sally. Cabra ingrata.
- John, anlamaya çalış. - Seçme şansı yoktu.
John, tente entender, ela não teve escolha...
Anlamaya çalışırdım.
Eu teria tentado perceber.
Şimdi de anlamaya çalışıyorum.
Estou a tentar perceber agora.
Bunu anlamaya çalışıyoruz. Gaz ve petrol sektörünün yarattığı kirliliğin gerçek miktarı ne? Eyaletin rakamlarına güvenmek istemiyoruz.
nos perguntamos que realmente contém " emissões em petróleo e gás sem nos orgulha'números oficiais.
Hey, problem olabilecek birşeyi anlamaya çalışıyordum.
É um tipo impecável. Olhe, eu estava a investigar um potencial problema.
Bak sadece neler olduğunu anlamaya çalışıyorum.
Só quero saber o que se passa. Justin, não há qualquer problema.
Sloan, ultrasonu anlamaya çalışırken delireceksin.
Sloan, vais ficar zonza se tentas ler a ecografia.
Ben... sadece olanları anlamaya çalışıyorum.
Estou a tentar saber o que aconteceu.
Kendim bakıp anlamaya çalışırım hastalığım neymiş.
Eu descubro sozinho o que se passa de errado comigo.
Ya ben elimden geleni yapıyorum senin için. Seni anlamaya çalışıyorum o kadar.
Estou a fazer o meu melhor, tento compreender-te.
Lütfen anlamaya çalış.
Por favor, tenta entender.
Seni anlamaya çalışıyorum.
Estou a tentar entender-te.
- Deniyorum. Seni anlamaya çalışıyorum.
Estou a tentar entender-te.
Matrix'in üçüncü filmini anlamaya çalışmasından beri onu bu kadar takılmış görmemiştim.
Já não o via tão bloqueado desde que tentou perceber o terceiro filme do Matrix.
Elektronların karbon atomlarından geçerken kütlesiz gibi davranmasını anlamaya çalışıyorum.
Tentar perceber porque é que os electrões se comportam como se não tivessem massa quando viajam através de folhas de grafeno.
Babamın neden sizi bana tercih ettiğini anlamaya çalışırdım ve anladım.
Queria perceber porque o meu pai vos tinha escolhido em vez de mim... E percebi.
Sadece soru soruyorum, anlamaya çalışıyorum.
Estou apenas a fazer perguntas, a tentar compreender.
Hayatın işleyişini anlamaya çalışırız ama hiçbir şekilde ölümü alt edemeyiz. Ne kadar istersek isteyelim.
Tentamos entender os mecanismos da vida mas, inevitavelmente, não conseguimos vencer a morte, por muito que queiramos.
Onu kontrol altında tutmaya çalışırken, sana ne olduğunu anlamaya çalışıyordum.
A tentar descobrir o que raio te tinha acontecido enquanto o mantinha debaixo de olho.
- Anlamaya çalışırız.
- Vamos tentar acompanhar.
Kimseyi rahatsız etmeden oynayabileceğim en büyük rolü anlamaya çalışıyorum.
Estou a tentar descobrir que papel posso tomar, sem... pisar os dedos de ninguém.
Evet ama hâlâ kim olduğunu anlamaya çalışıyoruz.
Sim, mas ainda tentamos perceber quem é. - Eu sei quem é.
Anlamaya çalışıyorum. Anlayamıyorum.
- Tento perceber, mas não consigo.
Yani, suç oluşturan bir yere gittin, ve bunun neden olduğunu anlamaya çalışıyorum.
Pões-te a jeito de uma organização criminosa, e quero perceber porquê.
İşleri anlamaya çalışıyorum.
Só para me pôr ao corrente.
Yorum yapmıyoruz ki, filmi anlamaya çalışıyoruz.
Nós não estamos a comentar, estamos a tentar compreender...
Hâlâ onun nasıl olduğunu anlamaya çalışıyorum. Walt'u tanıyor musunuz acaba? Yani bu kadar insan içinden nasıl olur da Walt, Lazer Tag işine girer?
Só estou a tentar descobrir... como é que ele se lembraria de comprar um negócio de laser tag?
Bütün bu kavrayış, basitçe, "hiç bir şey" in gerçekten ne olduğunu, anlamaya çalışmaktan kaynaklandı.
Todas essas ideias surgiram da mera tentativa de entender o que é o nada.
Hala, kendi içimde bunu anlamaya çalışıyorum.
Ainda estou a tentar enfrentar esta coisa.
- İşimi kaybedebilirim, beni anlamaya çalış.
- Vou perder meu emprego, tente entender.
Anlamaya çalış, Rajo, anlamaya çalış.
Tente entender, Rajo, tente entender.
Anlamaya çalış kamyon-dinozor.
Vai descobrir, "robossauro".
Acil durumunuzun ne olduğunu anlamaya çalışıyorum
Estou a tentar descobrir qual é a sua emergência.
Sadece bunu nereden bildiğini anlamaya çalışıyorum.
Estou só a tentar imaginar como soube disso tudo.
Birisinin komisyon üyesi Ross'un aracına girip, bir şey çalmamasına şaşarken, bunu nasıl birinin yapabileceğini anlamaya çalışıyordum.
Fiquei tentando descobrir como alguém poderia ter feito isso, quando deveria estar imaginando porque alguém iria arrombar o carro da Comissária Ross e não roubar nada.
Bir çok sorun... onun yada apartman yöneticisinin, onları ne zaman içeri alacaklarını anlamaya çalışıyorlar.
O que é um problema. Vou tentar descobrir quando ela ou o porteiro terão deixado entrar alguém
Biz de bunu anlamaya çalışıyoruz.
Já vamos esclarecer isso.
Anlamaya çalış.
Tenta perceber.
Anlamaya çalışıyor.
- Está a tentar perceber.
Bu işi anlamaya - çalışıyoruz saadece. - Sizi uyarıyorum.
- Estamos a tentar compreender.
Ya nerede anlamaya çalışıyorsun ya?
E quê?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]