English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ A ] / Asker çocuk

Asker çocuk Çeviri Portekizce

102 parallel translation
Pekâlâ asker çocuk, Apaçilerini buldun.
Bem, soldadinho, encontraste os teus Apaches.
İki yetişkin ve dört paralı asker çocuk.
dois adultos e quatro crianças, mercenários
Hey asker çocuk.
Éh, soldadinho!
Asker çocuk... Yiyecek bir şeyler arayacağım.
Soldadinho, vou ver se há alguma coisa para comer.
Selam asker çocuk.
Boa noite, belo legionário.
O asker çocuk ve fedaileri bütün mekanlarımı basmışlar.
Leonard. Leva a miúda para o esconderijo.
Asker çocuk burada be!
Weasel! Quê?
Pekala, asker çocuk.
- Tira-me daqui!
Cehennemi hisset, asker çocuk.
Vemo-nos no inferno, soldadinho...
Yavaşça, asker çocuk.
Calma, soldadinho.
Doktor ve asker çocuk bizi götürür.
O Doutor e o soldadinho vêm connosco.
Dur bakalım, asker çocuk.
Espere lá, soldadinho.
Asker çocuk mu?
Soldadinho?
Hadi görelim o zaman yapabildiklerini asker çocuk..
Vamos ver o que és capaz de fazer, soldadinho.
Bir adamın şehirde genç bir asker çocuk ile neler yapmayı isteyebileceği hakkında en ufak bir fikrin yok değil mi?
Não tinhas ideia do que poderia um cavalheiro querer com um jovem soldado?
Dinle asker çocuk, bu sistemden tek parça ayrılmak için yedek parçaya ihtiyacımız var.
Escuta soldadinho, se quer sair deste sistema inteiro precisamos de peças de substituição.
- Asker çocuk sigara içiyor mu?
- O soldadinho fuma?
Aferin sana asker çocuk.
Soldado bonito...
Hey, asker çocuk.
Olá, soldado.
Buna pişman olacaksın asker çocuk.
Oh, vai-se arrepender por isto, menino soldado.
# Küçük asker çocuk... #
Jovem soldado
# Cesur asker çocuk... #
Bravo soldado
# Küçük asker çocuk, evine dönüyor... #
Jovem soldado Vem a marchar para casa
# Cesur asker çocuk, evine dönüyor. #
Bravo soldado Vem a marchar para casa
Bu gece iyi bir gösteri sergiledin asker çocuk.
- Belo espectáculo deu esta noite.
- Kız iyiymiş asker çocuk. Çok iyi.
- Ela é boa, soldadinho.
Bırak bıçağı asker çocuk.
Baixa a faca, soldadinho.
Selam, asker çocuk.
Olá, soldadinho!
Haydi, asker çocuk.
Vamos lá, soldadinho.
Onu seviyor musun diye sordum, asker çocuk?
Eu disse, gosta dela, soldadinho?
Asker çocuk.
É o rapaz-soldado.
Asker çocuk girebildiğimiz tüm binalara bakmamızı söyledi.
O soldado disse que tínhamos de explorar todos os edifícios em que entrássemos.
- Asker çocuk hareketi gibi.
- Parece algo militar?
Büyük bir asker olan Ohiolu küçük bir köylü çocuk görüyorum.
Um rapazinho do Ohio transformado num grande soldado.
Asker çocuk!
Soldado!
Asker de yok. Birkaç çocuk ve kaçık bir ihtiyar.
Não há soldados, apenas algumas crianças e um velho louco.
Eğer isyankar bir çocuk grubu yerine asker gibi davranırsak bunu kazanabiliriz.
Se nos comportarmos como soldados e não como vândalos, podemos ganhar.
Asker kıyafeti içinde bir çocuk o annesi sanki daha dün tren istasyonuna bırakırken... ilk kez okula gittiği günü anımsıyor.
Vejo um menino vestido como um soldado, cuja mãe, o deixou na estação de comboios ontem de manhã, relembrando o dia que o deixou no seu primeiro dia de escola.
Çocukken kız kardeşlerimle bana çocuk muamelesi yapmadı. Asker muamelesi yaptı.
Quando éramos miúdos, as minhas irmãs e eu, não éramos tratados como família... mas sim como soldados.
Çocuklar için, Kısa Saç veya Heinie, Sarmaşık, Asker Tıraşı, Subay Tıraşı, Çocuk Tıraşı ve ara sıra da Yönetici Tıraşı...
Para os miúdos há a carecada, o espigado... o quadrado, o encaracolado... o militar, o vanguardista... à menino bem comportado, e ocasionalmente, à executivo.
Asker, en azından nehre ulaşabilmişti. Ve çocuk, kalabalığın içinden yükselen tanıdık bir ses duydu.
Por fim, o soldado chegou ao rio, e na multidão, o menino ouviu uma voz familiar.
"Çocuk asker" demektir.
Significa "criança-soIdado".
Afrika'da hala 200,000 çocuk asker bulunmaktadır.
Ainda há 200.000 criancas-soldado em África.,
Çocuk asker, Şef.
Ele é um soldado, Chefe.
Öncelikle, dahi çocuk kalın kafalı dediğin adam bir asker.
Eu estive no exército.
Demek çocuk, asker babasının burada olup dünyayı uzaylılardan kurtarmasını istiyor.
Então ele deseja que o pai soldado estivesse aqui para salvar o mundo.
Eski bir çocuk asker.
Foi soldado em criança.
Yani herkes kahraman olamaz, asker çocuk.
Nem todos são heróis, soldadinho.
Asker olarak öğrendiği becerilerini Bağdat'taki çilekeş insanlara su ve elektrik götüren mühendisleri doktorları, cerrahları, çocuk beslenme uzmanlarını, gazetecileri ve seçim danışmanlarını korumakta kullanmıştır.
As habilidades que ele aprendeu como soldado foram usadas para proteger engenheiros, a fornecer água e electricidade ao povo sofrido de Bagdade, para proteger médicos, cirurgiões, especialistas em nutrição infantil, jornalistas, conselheiros eleitorais.
Yoksa neden hayalet asker konuşunca sesi küçük bir çocuk gibi çıksın ki?
Qual a razão para o soldado falar com a voz de um miúdo?
Çocuk babasının ayrılışını izliyor, sonra başka bir asker evine yerleşip, annesine destek olup, teselli ediyor.
Um rapaz vê o pai em sofrimento. Depois, outro soldado muda-se para a casa, dá apoio e consolo à mãe dele?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]