English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ B ] / Batıya

Batıya Çeviri Portekizce

2,136 parallel translation
Koridorlar doğuya, batıya, yukarı ve aşağıya açılıyor.
Acho que sabe o que quero dizer.
Onlara batıya yönelmelerini ve onlarla buluşacağımı söyle.
Diz-lhes para irem para Oeste e que tu irás ter com eles.
Batıya gidiyor.
Ele está indo para o oeste.
Çakalların izleri batıya doğru gidiyordu ama şimdi izler kaybolmuşlar.
A trilha de coiotes segue para oeste, mas eles já desapareceram
Sen doğuya git, ben de batıya.
Vais para Este que eu vou para Oeste.
Biraz Asyayı düşünelim Batıya 6500 km... Diğeri, Amerika, Doğuya 8000 km.
Alguns apontam para a Ásia, 6.400 km a oeste... outros, às Américas, 8.000 km a leste.
Televizyon elemanları genelde bu kadar batıya gelemezler.
As pessoas da televisão não costumam vir tão longe.
Batıya doğru sürmüş. Arabayla uzaklaşmış.
Ele conduzia para oeste.
Küçük bir ihtimal ama Monica'nın ailesi batıya gittiğini söylemişti.
Eu sei que é arriscado mas os pais da Monica disseram que ela ia para oeste.
Dinleyin, o saat 2 : 30'da, Burkman binasının yedinci katında, batıya doğru baktığını söylemişti.
Ele disse que estava no sétimo andar do edifício Burkman, às 14 : 30, a olhar para oeste.
2 : 30'da orada batıya bakıyordum ve güneş direk gözüme geliyordu.
Eu estava lá em cima às 14 : 30 a olhar para oeste. O sol batia-me directamente nos olhos. Ele usava óculos de sol.
Batıya.
Dirijo-me para Oeste.
Hey bunların hiç birisini batıya dönerek söylemedim.
Não fiz nada disto virado para leste.
Şu bölge, batıya doğru uzanıyor fakat orada son aldığımız istihbarata göre hiçbir şey yok.
Desta região mais para Oeste, mas não há lá nada segundo as nossas últimas informações.
Batıya gitmeliyiz.
Nós devíamos ir para oeste.
Sen batıya git.
Tu vais para oeste.
Esir taşıyıcı kuzey batıya ilerliyor. San Francisco'ya 289 yönünden yaklaşıyor.
Transporte de prisioneiros segue para noroeste, rumo 289 em direcção a San Francisco.
Bu giriş noktasından batıya doğru gidersek bir şey olmaz.
Se seguirmos para oeste, estamos seguros.
Kanyonda, batıya doğru gidiyoruz.
Estamos no areal, em direcção a oeste.
Kuzeyden Güneye... Doğudan Batıya gözün görebildiği kadar uzağı okyanusun tebessüm eder gökyüzüne...
Na linha do horizonte, a norte, sul, este e oeste, o oceano reflecte os céus.
Fakat o 1957 de batıya iltica etti.
Ela passou para o Ocidente em 57.
O dosyayı alınca ailenizle birlikte batıya iltica etmeyi kabul edin.
Quando acabar este ultimo dossier, aceite passar para o Ocidente.
Batıya dört kez belge verdim.
Passei quatro vezes documentos para o Ocidente.
Steve Lopez'den "Batıya Doğru".
"Points West" por Steve Lopez.
Buz gibi. Steve Lopez'den "Batıya Doğru".
"Points West" por Steve Lopez.
Frank Sinatra'dan "Batıya Doğru".
"Points West" por Frank Sinatra.
- Ne dedin sen? Dedim ki, Doğudan Batıya mı geçmem gerek, yardım etmen için?
Eu disse que leva tempo para alguém ir do leste para o oeste.
- Batıya
Para o oeste.
Öyleyse ben de batıya gideceğim.
Então continuarei a minha viagem para oeste.
Komünistlerin batıya yayılmasını önlemek için.
Para parar o comunismo que se expande no oeste.
Kuzeye giderek onlardan kurtuluruz. Sonra batıya ve sonra da güneye. Batıya sonra da güneye.
Vamos para norte, despistamo-los, depois voltamos, para oeste e depois sul.
Batıya gidemem. Orada Almanlar ve Ruslar var.
Não pode ser para Oeste, além dos alemães, há os soviéticos.
- Batıya.
- Para oeste.
Ses kitabı batıya taşımamı söyledi.
A voz disse-me para levar o livro para oeste.
- Batıya. Batıya gitmeliyim.
Tenho de ir para oeste.
Batıya yöneldi.
Ele vai para oeste.
Peki ya şu bazen kahvaltıya gittiğimiz batı yakasındaki diğer yerin adı?
E aquele outro sítio, no lado Oeste, onde vamos às vezes tomar o pequeno-almoço?
Batı Avrupa'ya, orada yemekler daha iyi.
Europa Ocidental, a comida é melhor.
Peki ya işleri batırırsa?
E se ele fizer asneira?
Buna karşın İran'ın taşrasından Batı'ya yeni gelmiş bir çocuğun kültürel hurafelerine sıkı sıkıya sarılmasının şaşılacak bir tarafı yoktur.
- Mas, um rapaz do campo, do Irão, recém-chegado ao Ocidente, seria natural que mantivesse as suas superstições culturais.
Sanırım başını taşa çarpmış ya da kazık batırılmadan önce birisi kafasına vurmuş.
Ou bateu com a cabeça nesta pedra, ou alguém o atingiu com a pedra antes de o esfaquear.
Mesela, "Kara-ya!" Veya "Batı-ya!"
"terra à vista", ou "Oeste à vista".
Şimdi, bir şansın var : ya kadınların meşalesini taşırsın ya da tüm olayı batırırsın.
Tem a oportunidade de transportar a tocha em nome de todas as mulheres, ou deitar tudo a perder.
Bu yüzden kesinlikle yönünü batıya çevirmiştir.
As primeiras três vítimas foram a norte, sul e este, certamente seguiu para oeste.
Ya da Batı Beverly Dansına ha?
Ou ir ao baile do West Bev.
Zanlı en son kırmızı bir teslimat minibüsüyle Batı Alameda'ya giderken görüldü.
Suspeito foi visto pela última vez a ir para este, na Alameda, numa carrinha de entregas vermelha.
Hitler küplere binmişti ama şüpheye yer yoktu ve Batı'ya saldırmaları için planlar yaptı.
Atacarei a França no momento certo. " " Ou sairei victorioso ou morrerei ao tentá-lo. "
Doktor Batı'ya, elini bitirmesine müsaade edilecek.
Doc West será permitido jogar fora da sua mão.
ABD Batı Avrupa'da komünist bir bakanı kabul edemez ya da özgür dünyanın herhangi bir ülkesinde.
Os Estados Unidos não podem aceitar ministros comunistas... na Europa Ocidental, nem em qualquer País livre.
Bugün Dünya'nın her yerinden ziyaretçilerimiz var. Çinden Batı Virjinya'ya kadar.
Hoje, temos aqui pessoas de todo o mundo, da China até à West Virginia.
- Hitler Polonya'ya batıdan saldırdı. Birkaç gün sonra Stalin doğusunu işgal etti.
Dias depois, Stalin invade pelo leste.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]