English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ B ] / Bell

Bell Çeviri Portekizce

2,307 parallel translation
Bell'den mi?
Isto é do Bell?
William'ın inandığı da o zekâ işte.
Foi nesse intelecto que o William Bell acreditava.
William Bell bu şirketi kurduğunda bir şeyin doğruluğundan emindi.
Quando o William Bell criou esta empresa, sabia que uma coisa era verdade.
Sen ve Belly'nin insan dokusunu koruma üzerinde yaptığınız araştırmalar sen St. Claire'deyken de devam etmiş.
Acontece que a pesquisa que você e o William Bell fizeram na conservação do tecido humano não parou quando foi para St. Claire.
Alejandro, Albay Bell'i hapisten çıkarmama çok yardımcı olmuştu.
Alejandro foi muito prestável em garantir a libertação do Coronel Bell da prisão.
Askeri şirketleri araştırdığını biliyordun. Aynı senin en büyük müvekkilin Albay Bell'in şirketi gibi.
Sabia que ela estava a investigar contratos militares privados como aquele que o seu maior cliente, o Coronel Bell, tinha.
Müvekkiliniz Albay Bell hüsrana uğrayacak.
O seu cliente, o Coronel Bell, vai ficar desapontado.
Biliyorsun.
Claro que sabe! O Coronel Bell.
Bu, Albay Merton Bell'in seni bana ulaşmak için kullanmasıyla ilgili.
Isso tem a ver com o Coronel Merton Bell estar a usa-la para me atingir.
Bell benim peşimde.
Bell está atrás de mim.
Bell'in şirket uçağı iki gün önce Virginia dışından kalkmış.
O jacto corporativo do Bell registou um plano de voo a sair da Virgínia há dois dias.
Bell ve birkaç adamı.
- Bell e alguns empregados dele.
Sonrasında Merton Bell tarafından işe alınmış.
Após o que, foi contratado por Merton Bell.
DiNozzo, Bell'in Meksika'ya indikten sonra yaptığı her şeyi istiyorum.
DiNozzo, informações sobre Bell depois de ter chegado ao México.
Bell'in adamlarından.
É um dos homens do Bell.
Çünkü duyduğuma göre Özel Ajan Macy'nin katili Albay Bell için çalışıyormuş.
Porque baseado no que ouvi, o assassino da Agente Especial Macy trabalha para o Coronel Bell, o seu cliente. Este é o Tenente Jason Paul Dean. - O braço direito do Bell.
- Ama Bell'in firması İlk Savunma'yı temsil ediyorsun. Dean de orada çalışıyor.
Mas representa a empresa do Bell, a First Defense PMC, o Dean é empregado dela.
Albay Bell federal sınırları geçip narko-teröristlerle çalıştığı için artık bu, ulusal güvenlik konusudur.
Isto é, possivelmente, uma questão de segurança nacional, devido ao Bell cruzar fronteiras federais para trabalhar com narco terroristas.
Bu parçalarda ortak olan tek şey Albay Bell ve İlk Savunma. Hiç lafı uzatmayalım, neler dönüyor?
A única coisa que essas peças têm em comum, são o Coronel Bell e a First Defense, por isso, vamos directos ao assunto.
- O zaman senin şu vatansever albayın ne yaptığını anlat.
Então diga-me o que o patriota do Bell está a preparar.
Albay Bell hapisten çıktığından beri Özel Ajan Gibbs hakkında bilgi topluyordu.
Desde que o Coronel Bell saiu da prisão, tem acumulado informações sobre o Agente Especial Gibbs.
Albay Merton Bell.
Coronel Merton Bell.
Albay Merton Bell.
- Quem é? - Coronel Merton Bell.
Ondan, Albay Bell ve adamlarının sınırın güneyinde yakalanması için Meksika'lı federalleri görevlendirmesini istedim.
Pedi-lhe que convocasse a policia para procurar o Coronel Bell E os seus homens ao sul da fronteira.
Ve Margaret Allison Hart, Esq. Albay Bell için çalışıyor.
E Margaret Allison Hart, trabalha para o Coronel Bell.
Seà ± or Rivera, Bell'in uçağı hakkında yeni bir gelişme var mı?
Senhor Rivera, alguma notícia sobre o avião do Bell?
Hayır, Müdür Vance, ama sanırım Albay Bell'in kendisini bulmuş olabiliriz.
Não Director Vance, mas podemos ter encontrado o próprio Coronel Bell.
Albay Bell'in bilinen ortaklarının askeri veritabanı üzerinden cesetlerin birkaçının kimliklerini tespit ettik.
Já identificamos vários dos mortos em bases de dados militares como associados ao Coronel Bell.
Merhum Albay Bell senden daha iyi bir adam olduğunu kanıtlamak istemişti.
O falecido Coronel queria provar que era um homem melhor do que você.
Şimdi... Bell'in cesedinden çıkan şu kurşunları Abby'e götürün, ve daha sonra da şu kutuyu açma işini, olabildiğince sessiz bir şekilde halledin.
Agora, leve aquelas balas do corpo do Bell para a Abby, e depois termine de abrir as caixas, tão silenciosamente quanto possível.
Bell'in cesedinden çıkan kurşunu sistemde arıyorum, ama bir eşleşme bulabileceğimi... Sanmıyorum. Garip.
- Estou a processar o projéctil que estava no corpo do Bell, mas não espero conseguir... combinação.
Gibbs'in Meksika'ya Bell'i öldürmek için gitmiş olması ihtimali olduğunu düşünüyor musunuz?
Pensas que há alguma hipótese do Gibbs ter ido ao México para matar o Bell?
Eğer Bell'in cesedinden çıkan kurşunların Gibbs'in silahına ait olduğunu söyleseydik ne derdin?
O que é que diria se disséssemos que as balas retiradas do tronco do Bell vieram da arma do Gibbs?
Bell'in şirket uçağı.
O jacto do Bell.
Ve burada da, Bell'in kişisel cep telefonu.
E aqui, o telemóvel pessoal do Bell.
Bu mesajın Ajan Macy'i ve büyük ihtimalle kendi patronu, Albay Bell'i öldüren adamdan gelme ihtimali nedir?
- Quais são as hipóteses de ser uma mensagem do Tenente J. P. Dean... o homem que matou a Agente Macy, e talvez o próprio chefe, o Coronel Bell?
Efendim, uh, Bell'in jeti şu anda Meksika hava sahasından ayrıldı.
Director, o avião do Bell acabou de sair do espaço aéreo mexicano.
Bu binadaki itibarına rağmen, Bell'in iyi biri olduğunu düşünürdüm.
Apesar da sua reputação neste edifício, considerava Bell um bom homem.
Bell'in konutundan çokta uzak olmayan küçük bir havaalanı.
É um aeroporto pequeno não muito longe da residência do Bell.
Dean Macy'i öldürdü, Bell'i öldürdü, Bell'in adamları ve kartelin adamları arasındaki çatışmada önemli bir rol oynadı.
Dean matou Macy, matou Bell, participou do tiroteio entre os membros do cartel e os homens do Bell.
Senin şu vatansever Bell'in ne yaptığını anlat.
Diga-me o que é que o seu patrão Bell pretende fazer.
Rahmetli Albay Bell senden iyi biri olduğunu kanıtlamak istedi.
O Coronel Bell quis provar que era mais homem que tu.
Senin telefonundan sonra kızların güvenliğini sağlayınca Bell'in adamlarıyla çatıştım.
Depois de receber o teu aviso e tratar que as miúdas estavam a salvo, fui atrás dos homens de Bell.
- Tam değil Tinker Bell.
Não exactamente, Sininho.
"The Fresh Prince of Bel-Air" dizisindeki Phil amca karakteriyle evlenmişsin.
Casaste-te com o tio Phil de "Um princepe em Bell Air".
Bobby Bell... kazanması çok zor.
Bobby Bell... é um perdedor nato.
Haber Alma'dan, Şef Bell Ulusal Güvenlikten, Pat Mills bütün acil operasyonları buraya kuruyorlar.
BEM-VlNDO À CENTRAL DE polícia Chefe Bell, da lnteligência, Pat Mills, Segurança Nacional. Estão preparando as operações de emergência aqui.
Albay Bell.
Onde é que ele está?
Santral görevlisiyim.
Trabalho na Companhia Telefónica Bell.
Bell benim peşimde.
- Bell está atrás de mim.
Bell'in teğmeni ona düşman olmuş.
O Tenente do Bell virou-se contra ele.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]