Bir kerecik Çeviri Portekizce
282 parallel translation
Bir kerecik senin için bir şey yapmama izin ver Julia.
Deixa-me fazer algo para ti, uma vez na vida.
Bir kerecik öp.
Beije-me... uma vez.
Keşke uçağa bir kerecik bile olsa bakabilsem.
Quem me dera poder olhar só para o avião.
Bir kerecik.
Só uma vez.
- Bir kerecik birini mi görmüştünüz?
- Viu um uma vez?
Ama keşke bir kerecik olsun dürüst olsaydın.
Gostaria apenas que fosses sincero a esse respeito.
"Frankie, buradan çıktığında... bir kerecik dahi kullanırsan, tekrar müptela olursun" dedi.
"Frankie, se quando saíres provares uma dose que seja terás uma recaída".
Ama şu anda kullanmalıyım. Bir kerecik.
Mas agora preciso de uma dose.
Bir kerecik şans dilemek için, ha?
Só Para me dar sorte?
Bir kerecik olsun annemi yere serecek cesareti gösterseydi... o zaman belki annem tatmin olup dır dır etmeyi keserdi.
Se ele tivesse a coragem de enfrentar a mãe uma vez, talvez ela ficasse feliz e deixasse de o chatear.
Johnny, lütfen oğlum,... bir kerecik olsun babanın sözünü dinle.
Desculpe, senhor. Johnny, por favor, escuta o teu pai, ao menos uma vez, nesta viagem.
Bir kerecik.
Só um.
Ona bir kerecik karşı geldim.
Só uma única vez é que eu lhe respondi.
Bir kerecik olsun babamla konuşabilsem. Ama o kendi kabuğuna çekilmiş.
Se pudesse falar com o papá, mas ele anda tão fechado sobre si.
Ne olur? - Hayır! - Sadece bir kerecik.
Só cinco minutos para me fazeres a vontade!
Bir kerecik olsun para söz konusu değilken de tatlı olabilsen.
Se ao menos pudesse ser doce só uma vez sem dinheiro por detrás disso.
Bir kerecik olsun ipleri benim elime versen, ben...
Se por uma vez só me deixasses tomar a iniciativa...
Dostum, çıkmıştım ve altı sene sonra evde özgürdüm ve bir kerecik seni dinledim, yine içerideyim.
Olha, eu estava lá fora e livre após seis anos... e dou-te ouvidos por uma vez, e volto cá para dentro.
Anthony... Anthony, lütfen. Beni bir kerecik öp.
Anthony, por favor, dá-me um beijo.
Bir kerecik olsun.
Por uma vez.
- Dik otur da bir kerecik başına güzeI bir şey gelsin.
- Fica quieto e deixa que algo bom te aconteça, para variar.
Hayatında bir kerecik doğruyu söyle!
Por uma vez na vida, diz-me a verdade!
Bir kerecik söyle adımı, mutlu bir aptal olarak öleyim.
Diz o meu nome uma só vez e morrerei como um tolo feliz.
Bir kerecik giriversinler.
- Vá lá! Deixe-as visitar.
Neden bir kerecik olsun bana inanmıyorsun?
Porque não pode acreditar em mim de uma vez por todas?
Bir kerecik sakin ol!
Com mais calma!
Bir kerecik daha söyle. Hadi.
Só falta uma, vamos.
Lütfen izin ver, Jim'in eğilmesini izleyeyim. Bir kerecik, lütfen?
Um trovador viajante sou Farrapos e remendos
Eğer bir kerecik bana izin verseniz ilk benim sormama... Tatlım.
Se, por uma vez, eu pudesse ser a primeira, eu teria perguntado se iam ser entregues.
Tess, bir kerecik olsun, kovboy yerine bir kadın gibi davran.
Tess, pela primeira vez na vida, aja como uma mulher ao invés de um cowboy. Acredite em mim, Doutor.
Ağabeyine bir kerecik kafa tut, bir daha yapmayacaktır.
Desça a mão nele uma vez e acaba tudo.
Sadece sen ve ben. Bir kerecik o silahla ateş etmek istiyorum. Bir tane bile Nazi öldürmezsem kızları nasıl tavlarım?
Tenho de disparar ao menos uma vez, como engato miúdas se nem sequer um nazi matei?
Düşün, bir kerecik olsun.
Pensa nisto uma vez na vida.
Hadi Al, bir kerecik daha.
Vá lá, Al, só mais uma vez.
Bir kerecik beni dinlesen ya, Poirot!
Se ao menos me desse ouvidos!
Bir kerecik olsun saf bir şeye sahip olmak istiyorum!
Uma vez na vida, terei algo de puro.
Bir kerecik bile Al Bundy'yi bile sevebileceğini gösteremez misin?
Só desta vez, podes mostrar que amas até o Al Bundy?
Senden beni sevmeni ya da şekerlemelerine dokunmamı rica etmiyorum. Bir kerecik adil ol.
Eu não estou a pedir que gostes de mim ou para te meteres numa situação em que eu possa tocar nos teus valores, só te estou a pedir para seres justa.
Bir kerecik bakacağız. Hadi, geldik zaten.
já cá estamos.
Bir kerecik olsun sus Danty Duff.
Silencioso, Danty Duff, por uma vez.
Bir kerecik eğlendim ; ipin ucunu mu kaçırmış oldum?
Só porque me diverti uma vez, dizes que fiquei descontrolada?
Lütfen bir kerecik deneyim!
Só uma vez, sim?
Gel sarılalım. Bir kerecik.
Vamos nos abraçar, só uma vez.
Bir kerecik sana gelsem, sonra eve gitsem olur mu?
Devo ir ter contigo uma vez e depois voltar para casa?
- Ne olur bir kerecik gitsek?
- Por que näo podemos ir?
Bir kerecik!
Ao menos uma vez.
Bölgede bir kerecik olsun zaman geçirdiysen, bunu bilmen gerekir.
Você saberia se estivesse alguma vez no campo de batalha.
Rüyada bile olsa onu bir kerecik görmek isterdim.
Desejava poder vê-la uma vez que fosse, mesmo que em sonhos.
Bir kerecik.
Um encontro, apenas.
Bir kerecik doğru bir şey yap.
Faz qualquer coisa de jeito, para variar.
Lütfen bir kerecik dinle beni!
Há pessoas lá em baixo.
bir kız 192
bir kızım var 22
bir kere daha 137
bir kahve 26
bir kez 117
bir kez olsun 43
bir kere 190
bir kız mı 24
bir katil 56
bir kitap 34
bir kızım var 22
bir kere daha 137
bir kahve 26
bir kez 117
bir kez olsun 43
bir kere 190
bir kız mı 24
bir katil 56
bir kitap 34
bir karar verdim 25
bir kız var 17
bir karar ver 16
bir kadın 232
bir kez daha 333
bir kadın mı 37
bir kuş 32
bir kız vardı 25
bir kahraman 27
bir kelime 22
bir kız var 17
bir karar ver 16
bir kadın 232
bir kez daha 333
bir kadın mı 37
bir kuş 32
bir kız vardı 25
bir kahraman 27
bir kelime 22