English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ B ] / Bütün hayatım boyunca

Bütün hayatım boyunca Çeviri Portekizce

493 parallel translation
Bütün hayatım boyunca bunu yaptım zaten.
Foi o que fiz durante toda a minha vida.
Bütün hayatım boyunca oldukça meşguldüm ve yakında daha da meşgul olmayı bekliyorum.
Sempre estive muito ocupado... - e espero está-lo em breve.
Biliyorsun bütün hayatım boyunca bunun hayalini kuruyordum.
Sonhei com este momento toda a minha vida.
- Bütün hayatım boyunca bu kadar mutlu olmamıştım.
- Nunca fui tão feliz em toda a minha vida.
Bütün hayatım boyunca, dağ tepe aştım... nehirlerden geçtim, bin türlü engelle karşılaştım... ama günün birinde o uçan güzel şeyin... toprağa ineceğini, onu kucaklayabileceğimi hayal etmemiştim.
Toda a minha vida, subi e desci montanhas, atravessei rios, ultrapassei obstáculos, sem nunca sonhar que um dia, aquela bela coisa a voar... podia aterrar nesta terra e nos meus braços.
Bütün hayatım boyunca aradığım bir şey.
Algo que procurei toda a minha vida.
Bütün hayatım boyunca yaşadığım kafa karışıklığının cevabı.
A resposta para a confusão e desorientação de uma vida.
Bütün hayatım boyunca oyun masalarında dolaşıp durdum.
Toda a vida, fiz batota em jogos rascas.
Bütün hayatım boyunca gördüm.
Vi derramamento de sangue, a minha vida toda.
Bütün hayatım boyunca onunla birlikte yaşadım.
Eu vivi toda a minha vida com ele.
Bütün hayatım boyunca it gibi çalışıp kendimi hırpalayıp durdum.
Toda a vida fui imparável, sempre a lutar, a avançar a querer mais.
Bütün hayatım boyunca onun yanındaydım.
Estive com ele toda a minha vida.
Son iki gündür, uğruna yaşadığın her şeyi kaybettin bense, bütün hayatım boyunca aradığım bir şeyi buldum.
Nos últimos dois dias perdeste tudo pelo qual lutaste toda a vida, e eu encontrei algo que sempre quis em toda a minha vida.
Ve bütün hayatım boyunca da seveceğim.
E vou amá-la por toda a vida. Está a fazer uma coisa terrível - coloca um homem a testar os seus princípios.
Seni bütün hayatım boyunca seveceğim.
Amei-te toda a minha vida.
Bütün hayatım boyunca zengin biriyle evlenmek istedim.
Toda a vida quis ter um marido rico.
Yoksa bütün hayatım boyunca hedeflediğim şeyi nasıI kaçırmış olabilirim?
Como foi que falhei naquilo que almejei toda a minha vida?
Bütün hayatım boyunca böyle bir vefasızlık görmedim.
Nunca ouvi falar em tamanha ingratidão em toda a minha vida.
Size bütün hayatım boyunca sadakatle hizmet ettim.
Estive servindo-vos fielmente toda a minha vida.
Bütün hayatım boyunca böylesine utanmamıştım.
Nunca me senti tão humilhada na vida.
taze çilek, taze... işler ters gittiği zaman açıp ona doya doya bakarım... ve onu bir hazine gibi saklarım... bütün hayatım boyunca... bugün süt alacak mısınız?
quem quer morangos maduros? p'ra o poder ver quando quero e a vida me correr mal p'ra o guardar como um tesouro até quando eu morrer quem quer leite?
Bütün hayatım boyunca korkuyla senin gelişini bekledim.
Toda a vida esperei a sua chegada e a temi.
İnsanlar üzerine bilimsel araştırmayla geçirilmiş bütün hayatım boyunca, Sadece bir tane tek bir konuşabilen insan buldum.
Toda uma vida dedicada ao estudo científico dos humanos, só encontrei um outro que podia falar.
Bu bütün hayatım boyunca aradığım şeydi.
Eu procurei a minha vida inteira.
Ee, sanırım bütün hayatım boyunca evlat.
Acho que toda a vida, filho.
Bütün hayatım boyunca çalıştım ama hiçbir şeyim yok.
Trabalhei arduamente toda a vida, para nada.
Bütün hayatım boyunca neredeydin sen?
Bela, da tua mamã. Olha como és boa para o Chiodo...
"Bütün hayatım boyunca bir hayalet gibi yaşadım. " Ve galerilerde, müzelerde varlığımı daima sürdüreceğim.
Durante toda a minha vida fui um fantasma e para sempre galerias e museus estarão cheias com as minhas obras.
Bütün hayatım boyunca aşka ve cinselliğe eğilimim oldu...
Não nego que sou um romântico.
Bir şeyler yapmak istiyorum Keoma, biliyormusun... bütün hayatım boyunca ölümle yüzyüze geldim... doğru yüzüne baktım, ama korkmadım hiç.
Eu gostava de ter feito alguma coisa, Keoma, mas... É engraçado, toda a minha vida, encarei a morte. Nunca tive medo.
Peki benim bütün hayatım boyunca neredeydiniz?
E onde esteve durante toda a minha vida?
Bütün hayatım boyunca burada yaşadım.
Vivi aqui a vida toda.
Bütün hayatım boyunca ne iş yaparsam yapayım, daima aynı oldum.
Toda a minha vida, fizesse o que fizesse, sempre fui a mesma coisa.
Bütün hayatım boyunca dünya dışında başka yerlerdeki hayatı da merak ettim.
Toda a minha vida me interroguei, sobre a vida para além da Terra.
Eğer haftada bir kitap okursam bütün hayatım boyunca ki ortalama bir ömrü varsayalım sadece birkaç bin kitap okumuş olabilirim.
Se concluirmos um livro por semana, numa vida inteira de adulto, e vivendo num tempo de vida normal, quando chegarmos ao fim, teremos lido apenas alguns milhares de livros.
Bütün hayatım boyunca istediğim şey buydu ve şimdi onu elde ettim.
Isto foi o que sempre quiz toda a minha vida. E consegui-o.
Bütün hayatım boyunca yalnızdım ve şimdi sen kaderimi değiştirecek olan kişi oluyorsun.
Sempre fui só, e agora o destino vai afastar-me de ti.
Bütün hayatım boyunca hatırlayacağım!
Lembrar-me-ei, toda a vida!
Bütün hayatım boyunca bunu beklemişim gibi.
Tenho esperado por isto toda a minha vida.
Dinle, Fred, bütün hayatım boyunca, benimle kimse bu şekilde konuşmadı. Hiç kimse.
Sabes, Fred, em todos estes anos, ninguém - e digo ninguém - alguma vez me falou assim.
Bütün hayatım boyunca sanki..... tren istasyonunda bekler gibiydim.
Na verdade, senti-me toda a vida como se estivesse à espera numa estação de caminho-de-ferro.
Bütün hayatım boyunca beklediğim şeyden kaçıyorum.
Eu fujo do... que esperei por toda a minha vida.
Bütün hayatım boyunca beklediğim ve kendimi hazırladığım birşey bu.
É algo que esperava e para o qual me preparei durante toda a vida.
Bütün hayatım boyunca Playboy koleksiyonu yaptım.
Toda a minha vida fiz colecção de Playboys.
Hayatım boyunca hiç otelde kalmadım. Belki bir şey satıp üçümüz bütün gece o otelde kalabiliriz.
Nunca passei uma noite num hotel na minha vida, e a ideia era que talvez pudéssemos vender alguma coisa, e nós os três passávamos a noite inteira naquele hotel.
Tanrı aşkına. Bütün hayatın boyunca avlanmak mı istiyorsun?
Quer ser perseguido a vida inteira?
Bütün hayatın boyunca hiç kimseye hiç bir şeye, birine gerçekten inandığın olmadı mı?
Em toda a sua vida? Nunca acreditou em nada nem em ninguém?
Hanımım "bütün bu yıllar boyunca hayatımı mahvettin" dedi.
Ela disse "arruinaste a minha vida todos estes anos".
Bütün fotoğrafçılık hayatım boyunca böyle doğalını hiç görmedim.
Em todos os anos como fotógrafo, nunca vi nada tão natural.
Bütün bir hayat boyunca burada çalıştım.
Trabalhei toda a vida aqui e perdi tudo numa tarde.
Bütün bu zaman boyunca sanki..... yaşadığım hayat gerçek değildi de bir tür bekleyişti. Hayatı sahici olanı,..... önemli olanı bekleyişti.
Senti-me sempre como se... mas uma longa espera para chegar a ela...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]