English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ C ] / Cennet bahçesi

Cennet bahçesi Çeviri Portekizce

96 parallel translation
İkimize özel bir Cennet Bahçesi
Um Jardim do Paraíso Feito só para dois
Doğanın güzel bir noktası. Kalbi kırıklar ve parası olmayanlar için bir cennet bahçesi.
Uma maravilha da natureza um Éden para os tristes e os pobres.
Daha çok kutsal kitaptaki Cennet Bahçesi gibi.
É mais como o Jardim do Éden, alferes.
Tabi, zaten Cennet Bahçesi de hemen Moskova'nın dışındadır.
Com certeza, Doutor. O Jardim do Éden fica do lado de fora de Moscovo.
Cennet Bahçesi.
Jardim do Éden...
- Cennet Bahçesi mi diyorsun?
- Diz que é um Jardim do Éden?
Bu insanların Cennet Bahçesi'nde kalmaları dışında.
Só que esta gente ficou no seu Jardim do Éden.
Anatevka, tam anlamıyla bir Cennet Bahçesi değildi.
Anatevka não tem exatamente sido o Jardim do Éden.
Ancak bu Cennet Bahçesi'nde bana Cholo derler.
Mas, neste Jardim de Éden, chamam-me Cholo.
Ve hala yapılacak şeyler var. Sizin gibi insanlardan kurtulduğumuzda, Burası Cennet Bahçesi gibi olacak.
Ainda temos de exterminar alguns seres indesejáveis, mas quando estivermos livres de pessoas como você, teremos aqui um Jardim do Éden.
Pek cennet bahçesi sayılmaz.
Bem, não é exactamente o Jardim de Eden.
Burası Cennet Bahçesi.
Este é o Paraíso.
Cennet Bahçesi.
O jardim do paraíso.
- Cennet bahçesi gibi. - Şuraya bak!
Tem cheiro de Éden.
Cennet Bahçesi, Deniz Feneri.
No centro de lavagem de carros, na drogaria.
Gerçek bir Cennet Bahçesi meydana getireceğiz.
Vamos construir um Jardim de Éden.
# Cennet bahçesi kalmış ikimize
# Um Jardim do Éden só para dois.
"Efsaneye göre, Cennet Bahçesi'ndeki yasak meyvedir."
"O vegetal verde que é o ingrediente principal no caldo gumbo."
Güz öncesindeki cennet bahçesi gibiydi.
Era como... o paraíso antes da queda.
Bana on ikinci doğum günümde cennet bahçesi vücut yağı diye bir şey almıştı, hiç unutmam.
Quando fiz 12 anos, deu-me um frasco de um óleo corporal, Jardim do Eden, ele disse que era bom para a pele
Yaratılışın resmi, Cennet Bahçesi'nde Adem ve Havva.
Uma representação do Génesis, com Adão e Eva e o Paraíso.
Sanki cennet bahçesi gibidir şehir.
Além disso, pensar-se-ia que este local era o Paraíso.
Cennet Bahçesi? İki ısırıklı bir elma? Çıplaklık örtülmüş?
O Jardim do Paraíso, a maçã, a nudez tapada.
- Cennet Bahçesi'ne. - Nereye?
Onde?
Cennet Bahçesi, Kadem.
O Jardim do Eden, Kadem.
Burası cennet bahçesi değil.
Isto não se parece com o Jardim do Éden.
Sadece 15 dakika önce uzayın sınırındaydım ve Dünya gözüme Cennet bahçesi gibi görünmeye başlamıştı.
15 minutos antes, estivera no limiar do espaço, e agora estava no Paraíso.
Burası cennet bahçesi..
Então isto é o Jardim Do Paraíso.
Dünyadaki bir cennet bahçesi.
Um pedaço de céu na Terra.
Cennet bahçesi gibi kokuyor.
É como o cheiro do céu
Cennet Bahçesi Anaokulu'na hoş geldiniz.
Bem-vindo à pré-primária Parque do Éden.
Prusya'nın çorak topraklarında bir cennet bahçesi yarattık.
Um jardim do Éden em nosso páramo prusiano.
Bir cennet bahçesi
Um jardim celestial.
- Cennet Bahçesi'nin yaban arısı.
- O Jardim do Éden das vespas parasitas.
Kimse Chatsworthun cennet bahçesi olduğunu söylemiyor
Ninguém diz que Chatsworth states Seja o paraíso
Daha ziyade cennet bahçesi gibidir, evlat.
Não filho, é mais como o Jardim do Éden.
Orası gerçek bir cennet bahçesi.
É um verdadeiro Jardim do Eden.
Doğa, tekrar üremeniz için geriye sadece Cennet Bahçesi'ni bıraktı.
A natureza deixou-te um Paraíso Terrestre para repovoares.
Cennet Bahçesi.
Jardim do Paraíso
Eski Ahit'e göre, Cennet Bahçesi'nde iki ağaç vardı...
No Génesis, há duas árvores no Jardim do Paraíso :
Cennet Bahçesi'ni bulunca bunu takacaksın ve geri döndüğünde, senin Havva'n olacağım.
Usá-lo-eis quando encontrardes o Paraíso, e quando voltardes, eu serei a vossa Eva.
Cennet Bahçesi'ni bulunca bunu takacaksın ve geri döndüğünde, senin Havva'n olacağım.
Usá-la-eis quando encontrardes o Paraíso. E quando voltardes, eu serei a vossa Eva.
Ama, bu cennet bahçesi diyara ölüm sessizliği çöktüren dile gelmez bir kötülüğün damgası mı vuruluyor?
Mas haverá uma onda de mal indescritível prestes a estilhaçar a serenidade deste refúgio rural?
Dünyanın tüm crepon kağıdı bile bu spor salonunu cennet bahçesi haline getirmeye yetmez.
Nem todo o papel crêpe do mundo podia tornar este ginásio num paraíso da Babilónia.
- Cennet Bahçesi.
O Jardim do Éden.
Cennet bahçesi gibi bir yere gelmişlerdi.
Tinham desembarcado, numa espécie de Jardim do Éden.
Tıpkı cennet bahçesi gibiydi. Her yer, eşsiz ve yeri doldurulamaz canlılarla doluydu. Bir çoğu çok lezzetliydi.
Era um autêntico Éden, cheio de espécies únicas e insubstituíveis, a maioria das quais deliciosa.
Kabul etmeliyiz ki yılanlar Cennet Bahçesi'ne geldiklerinden beri kötü bir üne sahip olmuşlardır.
As serpentes, há que admitir, têm uma má reputação desde que apareceu uma no Jardim do Éden.
Onun Cennet Bahçesi seni üzdü mü?
Estou muito confusa é só isso.
Cennet bahçesi.
O jardim de Éden.
Cennet'in Bahçesi yani?
O Jardim do Éden, percebes?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]