Cevap Çeviri Portekizce
32,248 parallel translation
İsa da cevap olarak ; "Tekneden atla, başla yürümeye madem." der.
Jesus então diz : "Então sai do barco e começa a caminhar."
Cevap alana kadar gitmem.
Só me vou embora quando tiver uma resposta.
Size iki cevap vereceğim.
Dou-lhe duas respostas.
Hangi cevap uyarsa.
Escolha.
Eğer cevap vermezsen öleceksin.
Irá morrer se não me responder!
- Cevap ver neden!
- Diga-nos porquê!
Yani eğer ilerleme var mı diyerek bu kemiklerin bana ne anlattığını soruyorsan cevap kocaman bir hayır.
Então... se com a pergunta "estás a fazer alguns progressos?", queres saber se faço alguma ideia o que é que estes ossos me estão a tentar dizer, a resposta é um enorme "não", com uma...
Evden cevap yok.
Não temos qualquer resposta do esconderijo.
Radyo sinyallerine cevap vermiyorlar.
Não estão a responder aos sinais de rádio.
- Jackson çok fazla sorun var biliyorum ve hepsine cevap vereceğim.
- Jackson, sei que tens muitas perguntas, e responderei a todas.
DNA'in seruma ihtiyacımız olduğu gibi cevap vermedi.
O teu ADN não está a interagir com o soro da forma que precisamos.
Buna cevap verebilecek bir kişi var.
Apenas uma pessoa pode responder a isso.
WQ2YV, cevap ver!
WQ2YV, responda!
Baba, cevap ver!
Pai, responde!
WQ2YV, cevap ver.
WQ2YV, responde.
Cevap vermek zorundasın. Suçlu değilim.
Como se declara, Dr. Karev?
Bıraksan da kendisi cevap verse daha iyi olacak.
- Deixa-o responder.
Telefonlarımı açmadın. Mesajlarıma da cevap vermedin.
Não me atendeste as chamadas, nem respondeste às minhas mensagens.
Odama papaz getirerek cevap verdi.
Ela respondeu levando o capelão ao meu quarto.
Todd, üç soru, bir cevap.
Todd, três perguntas, uma resposta.
Üç soru, bir cevap. Anladın mı?
Três perguntas, uma resposta.
Üç soru, bir cevap.
Três perguntas, uma resposta.
- Üç soru, bir cevap.
- Três perguntas, uma resposta.
Cevap ver.
Quero respostas.
- Cevap istedin.
- Disse que queria respostas.
Cevap bulmak için harika bir fırsat.
É a oportunidade perfeita para obter respostas.
Bu yanlış cevap.
- Essa é a resposta errada.
"Üç soru, bir cevap."
"Três perguntas, uma resposta."
Tuzak odasında üç soru ve tek cevap hakkında - söylediğin şey neydi?
O que foi aquilo que disseste na sala sobre três perguntas, uma resposta?
Bana cevap vermenizi istiyorum.
Quero que os dois comecem a dar-me respostas.
E-maillerime cevap vermiyorlar.
- Não respondem aos meus emails.
Cevap vermedim çünkü ne demeye çalıştığını anlamamıştım.
Não respondi porque não fazia ideia do que dizer.
- Hayır, ve Emma telefona cevap vermiyor.
Não, e a Emma não está a atender as minhas chamadas.
Emma ve Audrey, Jameslerin çiftliğine gidiyorlar ve Emma telefonuna cevap vermiyor.
A Emma e a Audrey vão a caminho da quinta James, e a Emma não atende as minhas chamadas.
Mesajlarıma neden cevap vermedin?
Porque não respondeste aos SMS?
Cevap vermiyor.
Não está atender.
Jenkins, cevap vermiyor.
Jenkins, ela não está atender.
Cevap veremesin diye hafızasını kaybedecek kadar ilaç vermiş olmalı.
Deve tê-lo drogado para fazê-lo perder a memória para não poder dar-nos respostas.
Hayır, telefonuna cevap vermiyor. Çalıp duruyor.
E tem de estar?
Üzgünüm ama cevap verme yetkimin olmadığı tek konu bu.
Desculpe, esse é o tópico de que não estou autorizada a falar.
Pete haklı, cevap sen değilsin.
O Pete está certo, tu não és a resposta.
Cevap bu.
Em si, sim.
? Cevap ver lan ona!
Porque estão atrás de vocês?
Doğru cevap nedir?
Qual é a resposta certa?
Bana dürüst cevap ver.
Sê honesto comigo.
- Buna cevap vermem.
- Não respondo.
Buna nasıl cevap vereceğimi bilmiyorum.
Não sei como responder a isso.
- Bu bir cevap mı? Bilmiyorum.
Eu não sei.
Eninde sonunda biri hayırı cevap olarak kabul etmeyecek.
Que tal está o perímetro? Estão a aparecer muitas pessoas, a quem dizemos para irem embora.
Bay Morrissy cevap anahtarını aldığını düşünüyor ve dürüst olmak gerekirse Trevor buna itiraz etmek zor.
Quais são as consequências?
Sonra bütün gün telefonuna cevap vermedin.
Sim, ele está bem. Ótimo.