Dedim Çeviri Portekizce
44,776 parallel translation
"Tatlım, her şey yoluna girecek" dedim.
Disse : "Querida, vai correr tudo bem."
Sakın! " falan dedim.
Nem pensar! "
"Alo" dedi. Ben de karşılığında "Merhaba" dedim.
Ele disse olá e eu disse olá.
Bana ne olduğunu bilmiyorum. Ona şöyle dedim : " Seninle tanışmadan buradan gitmiyorum.
Não sei o que é que me deu e simplesmente disse, " Não sairei daqui até que...
Buraya taşınmak istediğinde durma git hayatını yaşa dedim.
Tipo, quiseste mudar-te para cá, eu disse... "Avança. Só vives uma vez".
Çok değil dedim ama bulmak zor.
Eu disse, não é grande coisa, mas é difícil de encontrar.
Işıkları açık gördüm, bende şansımı deneyeyim dedim.
Olha, eu vi as luzes acesas, aproveitei a oportunidade.
Ne yaptın dedim sana?
Que merda tu fizeste?
- Dedim ki, adımı söylemen çok garip.
É estranho ouvir-te dizer o meu nome, como se nos conhecêssemos.
Dokunma dedim Zack.
Zack, não toques.
Dedim ki...
Eu disse :
Molly Hooper dedim.
Ouviste? Disse Molly Hooper.
Gözler ileri dedim evlat!
Disse que olhasses em frente, filho!
Atla dedim!
Baixa-te!
Dedim ki "Aleta seni seviyorum ama aklını kaybediyorsun."
Eu disse : "Aleta, amo-te, mas estás a ficar maluca!"
Sus dedim!
Mandei-te calares-te!
Size ayrılın dedim!
Eu disse para se afastarem agora!
Sana git dedim!
Disse para sair.
"Phyllis" dedim.
"Phyllis", disse eu.
Ray'e öyle dedim sadece.
Só disse isso ao Ray.
Sevdim dedim ya.
Disse que gosto dele.
Lan! Çekil dedim lan sana!
Ei, disse-te para saíres da merda do caminho!
"Merhaba Diane" dedim.
Eu disse, "olá, Diane."
"Olabilir" dedim.
Eu disse, "talvez".
"Phyllis" dedim.
"Phyllis," disse eu.
Bunu ben dedim.
Fui eu que disse isso.
İkisini birden yapamazsın, dedim.
Não podes fazer as duas coisas.
"Teslim oluyorum" dedim.
Disse : "Eu rendo-me."
Göster dedim!
Fisicamente!
Padre dedim.
Chamei-te padre.
"Gaza geldim" dedim!
Mesmo empolgado!
- Arabayı durdur, dedim.
- Mandei parar o carro.
Benden uzak dur, dedim.
Mandei-o afastar-se.
Dedim ki, ikiniz de imzalamazsanız anlaşma yok.
Eu disse que ambos têm de assinar ou não há acordo.
- Tamam, dedim.
- Calma.
Git, dedim!
Saia daqui!
"Raconu biliyorum." dedim, duymadın mı?
Que parte de "eu sei como é" não percebeu?
Ben kurşun deliklerini kapatmada ustalaşsam iyi olur dedim.
Eu achei que devia aprender a tapar buracos de bala.
Dedim ki sırlar yalandır.
Eu disse que os segredos são mentiras.
Dedim sana, yeterince büyük değiliz.
Eu disse-te que teríamos de ser maiores.
Döndüğümde konuşuruz dedim.
Disse que falaria com ela quando voltasse.
Dedim ya, bunu Evelyn değil mahkeme istedi.
Porque, como te disse, a Evelyn não pediu isto. Foi o tribunal.
Ben dedim diye.
Porque eu disse.
Aynı ben de böyle dedim.
Foi exactamente o que eu disse.
- Cullen, hayır dedim sana. Kes! - Dondurmanın tepesine biz vişne koyarız.
- Podíamos escolher cuidadosamente entre as melhores de todas.
Görevin nedir dedim?
Qual é a tua missão?
Belki biraz uyursun dedim.
Pensei que talvez quisesses... dormir um bocado.
- Kardeş gibisiniz dedim, şapşik.
- Disse como irmãs.
Buna dedim ki, "Bak dostum, ben şiddet yanlısı bir adam değilim."
Disse-lhe :
Kimsin sen dedim?
Ei! Quem és tu?
Çık dedim!
Sai daí!