English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ D ] / Dedim ki

Dedim ki Çeviri Portekizce

4,054 parallel translation
Bir gece ona dedim ki, " Bak, seninle daha uzun görüşmek istemiyorum.
Certa noite, disse-lhe assim : " Não o verei muito mais tempo.
Ben de ona, lanet olsun, dedim ki- -
Ao que lhe respondi... Caraças... respondi-lhe...
Ona dedim ki " Beyefendi, eskiden şeytan bendim.
Respondi-lhe : " Eu costumava ser o Diabo.
Dedim ki "Joe, sen ne yapıyorsun?"
Eu disse : "Joe, o que fazes?"
Dedim ki "Saçına harcadığın zamanı derslerine harcamış olsaydın geçmişinden kurtulabilmen için bir şansın olurdu."
"Se você gastasse tanto tempo nos estudos como gasta no seu cabelo, podia ter uma hipótese de recuperar as suas notas."
Dedim ki... Ne demek istiyorsun?
Eu disse, "O que queres dizer?"
Ve ona dedim ki, eğer bir asker olacaksan en iyi asker olacaksın.
"se vais ser um soldado, vais ser o melhor soldado."
- Ne? Ne dedim ki?
O que disse eu?
Dedim ki : "Hadi tamamen tüysüzse ve plastikten yapılmışsa ne olmuş?"
Pensei, " então e depois, se ele não tem um único pêlo? E se é feito de plástico?
Dedim ki benim kızımla uğraştığın ve suratına o büyük üzgün ifadeyi koyduğun için pisliğin tekisin.
Pede tu desculpa, por teres sido um otário ao meteres-te com a minha miúda, e encostar essa grande cara quadrada na cara dela.
♪ Dedim ki, pardon sen çocuğun cehennemisin ♪ "
Eu disse "Com licença, mas és um tipo do melhor"
Ve sonra kendi kendime dedim ki...
E depois pensei para mim mesma,
Ve dedim ki, " Buna neden,
E eu disse, "porque não continuamos a conversa ao jantar, no Breadstix?"
Büyük bir düğünün baskısını kaldıramayacağımı anladım, ve Will'e dedim ki, evleneceksek, sevdiğimiz insanlarla dolu özel bir yerde, dostane bir tören istedim.
Eu percebi que não aguento a pressão de um casamento grande, por isso disse ao Will que se nos íamos casar, que queria uma cerimónia íntima, num lugar especial, rodeados pelas pessoas que amamos.
Evet sonra ona dedim ki... "Öyleyse, tekrar yıkarız yarın gelip alırsınız."
Para tentar compor as coisas, eu disse que limpávamos o vestido para o dia seguinte.
Ona dedim ki "İstesen de istemesen de benimle geliyorsun."
Disse : "Vens comigo, mesmo que não queiras voltar para ela."
Evet, dedim ki, olmazsa ölür.
Sim, disse-lhes... Não fazer, morre.
Ben de adama dedim ki :
Então eu digo a este tipo...
Ona dedim ki,
Eu disse-lhe...
Dedim ki "Bizi yalnız bırakın".
Já disse, deixem-nos em paz.
Dedim ki,
Eu perguntei
Ben de kıza dedim ki : "Bu ay kurtardığım üçüncü hamilesin."
Eu digo-lhe : "Já és a terceira grávida que salvo este mês."
Ona dedim ki gün sona ermeden önce kalbin kırılmış olacak.
Eu disse-lhe... que o seu coração estaria partido antes do dia acabar.
Dedim ki... Ailecek toplanıp, oylama yapacağımızı söyledim.
Eu disse... que teríamos uma reunião de família e votaríamos.
İçimden dedim ki, nedir yani?
Mas e daí?
İşte o an kendime dedim ki...
Foi quando disse a mim mesmo :
Ben de dedim ki " Dinle bunu düşüneceğim.
Então eu disse : " Ouve... Irei pensar nisso.
- Sonya'ya dedim ki- -
Eu disse à Sonya que...
Ve ben de dedim ki,... madem şehre geldi, neden birinci ağızdan dinlemesin?
Pensei que, como estava na cidade, porque não levá-lo à fonte?
Ben de dedim ki, buraya uğrayıp...
Ia entrar num instante e...
Sonra yanına gidip dedim ki :...
Enfim, fui ter com ele e disse-lhe :
Ben de dedim ki : "Sen daha hiçbir şey görmedin."
"Não sabes de metade."
Saçmalamayın. - Ne dedim ki ben?
So dizes coisas inutéis.
Ama dedim ki her Penrose üçgeninin bir alıcısı olur.
Mas eu disse, todos os Triângulos de Penrose têm os seus picos.
Sizi ele vermemi istedi ama ona dedim ki : Ömrüm boyu senin hanende kalsam bile asla karımdan veya kim olduğumdan vazgeçmem.
Tentou fazer-me desistir de si, mas eu disse-lhe que ficava feliz em sua casa para sempre, mas jamais ia desistir da minha mulher e do que sou.
- Dedim ki...
- Eu disse...
Dedim ki...
Eu disse-lhes.
- Dedim ki...
- Disse-te que...
Tabii ki olmaz dedim.
Mas eu disse :
Gözlerini oymayı düşündüm. Sonra onlar gerçek değil ki, dedim. Bunu başarmanın bir yolunu bulmam gerekiyordu.
Ponderei arrancar-lhe os olhos, mas achei que não seria real e precisava de arranjar uma solução, então, virei-a e, finalmente, aconteceu.
Ben de "Tabii ki, bu yeni cesur dünyaya yapabileceğim yardımı yaparım." dedim.
Eu disse,'Claro! ' Qualquer coisa para ajudar este admirável mundo novo.'
"Nic, bu bir şey değil ki, ateşböceği" dedim.
E eu disse : "Nic, é um pirilampo." E ele diz :
- Nic'e dedim ki " Oha!
Virei-me para o Nic e disse :
Sebepsiz yere neden hayatımı kaybetmeliyim ki dedim kendime?
Porque deveria eu perder a vida sem uma boa razão?
Ben de dedim ki, Arlo'yla Drew'nun mutlaka Dixie mafyası ile geçmişi olmalı.
E eu pensei :
Taşakların şişmesin diye öyle dedim sadece ki öyle bir şey olduğuna da inanmıyorum. Ne tatlısın. Çok tatlısın.
- És tão querida.
- Ben dedim ki.. Marshall'ın terapisti değildim. Çünkü adam patronumdu.
Que eu não era a terapeuta do Marshall porque ele era meu patrão e que eu não poderia ser terapeuta dela porque agora ela é minha patroa e que eu estou incrivelmente a descoberto no "Banco Hawks" das relações interpessoais, obrigado.
Bak görüyorum ki ağırdan alıyorsun, avukatımı istiyorum dedim.
Estou a ver que é meio burro, mas eu disse que quero o meu advogado.
- Şey, dedim ki...
Disse...
Baktım ki olmadı... "Boşver, nasılsa vatandaşlığı aldım." dedim.
Quando não deu certo, eu disse, que se lixe, já tenho a minha cidadania.
Dedim ki, ne oluyoruz ya?
Eu fiquei tipo,'O quê? '

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]