Elimizden bir şey gelmez Çeviri Portekizce
119 parallel translation
Elimizden bir şey gelmez.
Não há nada que possamos fazer.
Diğerleri için elimizden bir şey gelmez.
Não podemos fazer nada pelos outros.
Elimizden bir şey gelmez.
- Não podemos ir.
Elimizden bir şey gelmez.
Não podemos fazer nada.
Elimizden bir şey gelmez.
Não há nada que possamos fazer por ele.
Fakat, maalesef, onun için elimizden bir şey gelmez.
Mas, infelizmente, não há nada que possamos fazer por ele.
Şu an elimizden bir şey gelmez.
Não podemos fazer mais nada.
Çoktan başlamış bir olay için elimizden bir şey gelmez.
Não se consegue parar a guerra depois dela começar.
Elimizden bir şey gelmez.
Não há nada a fazer.
Elimizden bir şey gelmez.
Nada há nada que não consigamos fazer.
- Elimizden bir şey gelmez.
Não se pode evitar isso.
- Elimizden bir şey gelmez.
Olhem como vai. - Não podemos fazer nada.
Bart, üzgünüm, fakat elimizden bir şey gelmez.
Bart, lamento, mas não podemos fazer nada.
Bak, bu gece elimizden bir şey gelmez.
Não há nada que se possa fazer agora.
Elimizden bir şey gelmez
Temos que fazê-lo.
İşin aslı şu ki, eğer eve gelmek istemezse elimizden bir şey gelmez.
Se ele não quiser voltar para casa, nada poderemos fazer.
Oldukça emin gözüküyor, elimizden bir şey gelmez.
Não sei. Parece muito confiante de que não encontraremos nada.
- Her neyse. Artık elimizden bir şey gelmez.
Já estava tudo perdido mesmo.
Onu burada bırakamayız. - Gidin! - Kalmak istiyorsa elimizden bir şey gelmez.
Não o podemos contrariar.
Elimizden bir şey gelmez dedin az önce.
Acabou de dizer que não o podia evitar.
Buna saygı duyarım, ama bazen bizim elimizden bir şey gelmez.
E eu respeito isso, mas por vezes está fora das nossas mãos.
Elimizden bir şey gelmez.
Agora não podemos fazer nada por eles.
Elimizden bir şey gelmez.
Esgotaram-se as alternativas.
Dua etmekten başka elimizden bir şey gelmez, Bayan O'Connor.
Só podemos rezar, Sra. O'Connor..
Elimizden bir şey gelmez, Sid.
Não podemos evitar isso, Sid.
Eğer kader bunu uygun gördüyse, bizim elimizden bir şey gelmez.
Se é o que o destino nos reservou, não há nada que possamos fazer.
Kusura bakmayın, ama elimizden bir şey gelmez.
Bem, desculpe, mas não posso fazer nada por si.
- Elimizden bir şey gelmez- -
- Não havia nada...
Korkarım ki elimizden bir şey gelmez.
Receio que não haja mais nada que possamos fazer.
Bak, bazen elimizden bir şey gelmez dostum.
Olha, as coisas aqui estão a sair do controle, meu.
Merlin öldü, artık elimizden bir şey gelmez.
Merlin está morto, deixando de poder ajudar-nos.
Elimizden bir şey gelmez.
Tem de ser.
Elimizden bir şey gelmez.
Não podemos ir.
Korkunç ama elimizden başka bir şey gelmez.
É horrível, mas não há mais nada que possamos fazer.
Uçağın kalkışına kadar vakit öldürmekten... başka bir şey gelmez elimizden artık.
Não há mais nada que possamos fazer agora a não ser matar o tempo até à tua partida.
Elimizden onları izlemek dışında bir şey gelmez.
Resta-nos estar atentos.
Dahası etik olarak, şu anki bilgilerle elimizden araştırmalarımızı sürdürmekten başka bir şey gelmez.
Além disso, à luz de os últimos dados... temos o direito moral de continuar as investigações.
Jill, elimizden bir şey gelmez.
Se ficar aqui, morre dentro de dias!
Bulfy'yle Angel'ın başına bir şey geldiyse, elimizden fazla şey gelmez.
A Cordelia tem razão. Se a Buffy e o Angel estivessem aleijados, nós não conseguiríamos fazer muito melhor.
Elimizden bir şey gelmez maalesef.
Não se pode fazer nada...
Elimizden pek bir şey gelmez, Crichton.
Não há muito que eu possa fazer, Crichton.
Başkan'ın ismi bile Jimmy, elimizden fazla bir şey gelmez.
Com um presidente chamado Jimmy, não há nada que possamos fazer.
Deneyeceğiz ama elimizden pek bir şey gelmez.
Podíamos tentar, mas, honestamente, estamos um pouco limitados.
Karınıza olan kayıtsız, şartsız güveninize değdiğini ümit etmekten başka bir şey elimizden gelmez, Yüzbaşı.
Só podemos esperar que a sua mulher seja digna da confiança que lhe dá, Capitão
Elimizden başka bir şey gelmez.
Pára. Acabou-se.
Şuna baksana Ian, artık elimizden pek bir şey gelmez.
Ian, olha para ele. Não podemos fazer nada.
Elimizden başka bir şey gelmez, dostum.
- Não podemos fazer mais nada.
- Elimizden başka bir şey gelmez.
Eles não podem fazer mais nada.
Elimizden bir kaç sıçan, belki de gelincik dışında bir şey gelmez.
Mas podemos fazer com uns quantos ratos, talvez o furão esquisito.
Elimizden başka bir şey gelmez, dostum.
Não podemos fazer mais nada.
Daha elimizden başka bir şey gelmez.
Eu não posso fazer mais nada.