English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ F ] / Fark etmemişim

Fark etmemişim Çeviri Portekizce

280 parallel translation
Fark etmemişim.
Näo notei.
Ne kadar zor bir iş olduğunu daha önce fark etmemişim.
Acho que nunca percebi antes como era difícil.
Üzgünüm, onun seni ne kadar etkilediğini fark etmemişim.
Lamento, não me tinha dado conta de que ela o impressionara tanto.
Özel hattın çaldığını fark etmemişim. Yoksa ben açardım.
Se eu soubesse, eu mesmo teria atendido.
Evin hanımı Piskopos'un yanına gelir ve,... "saat cidden 11 mi oldu, hiç fark etmemişim." der.
A esposa chega e diz, são realmente quase onze, eu não havia notado.
Katherine, geldiğini fark etmemişim.
Katherine, não te ouvi entrar.
Fark etmemişim.
Não reparei. Peço desculpa.
Enteresan, bu ağacı daha önce hiç fark etmemişim.
É. Olha a bétula. Quantas vezes passei por aqui e nunca reparei nela.
Seni fark etmemişim.
Nunca reparei em si.
Baştan beri onunla çıkmak istediğimi fark etmemişim.
Acho que sempre quis namorar com ele e nunca tinha percebido.
- O kadar olduğunu fark etmemişim.
- Não parecem 10 anos.
Yeniden hamile olduğunu fark etmemişim.
Não me apercebi que estava grávida outra vez.
Doymak bilmez hırsıyla, vicdansız dar bir kafanın, akıllı adamla dolu bir ülkeyi nasıl mahvedebildiğini daha önce hiç fark etmemişim.
Nunca me havia apercebido como uma mente tacanha, aliada a ambição ilimitada, e sem escrúpulos pode destruir uma nação povoada de homens inteligentes.
Ama hiç fark etmemişim
Mas eu não sabia
Hiç fark etmemişim.
Nunca reparei.
Bunu ne çok özlediğimi hiç fark etmemişim, Hollandalı.
Não fazia ideia das saudades que ia ter disto, Dutch.
Ben fark etmemişim. - Bu kadar ilgisiz olma.
- Não te armes em superior.
Hiç fark etmemişim ne kadar... yakışıklı olduğunu.
Nunca tinha percebido como és bonito...
Bilmiyorum. Müziği fark etmemişim.
Não sei, eu não aprecio música.
Zamanın nasıl geçtiğini fark etmemişim.
Não dei pelo tempo passar.
Kapattığınızı fark etmemişim.
Não sabia que estava fechando.
Fark etmemişim.
Não me tinha apercebido.
Ne? Hayır. İzlediğini fark etmemişim.
Não percebi que você estava...
Seni fark etmemişim o pantolonla. Tamam!
Está bem...
- Hayır, fark etmemişim.
- Não, não sabia.
- Bu ofisi daha önce fark etmemişim. - Neden fark edesin ki, o benim ofisim.
- Nunca reparei neste gabinete.
Bir ebeveyn olmanın ne kadar stres yaratıcı olduğunu fark etmemişim.
Nunca tinha percebido quão difícil é ser pai.
Harika. Neyse, bir partiye gittim ve saati fark etmemişim.
Seja como for, eu fui a uma festa e...
Affedersin, fark etmemişim.
Lamento. Eu não tinha reparado.
Ne demek "fark etmemişim"?
O que queria dizer com o não reparei?
- Bir alarma takıldığımı fark etmemişim.
- Não sabia que tinha acionado um alarme.
Fark etmemişim.
Não tinha reparado.
Beni bağışlayın, kusurunu fark etmemişim.
Perdoe-me, Prefeito. Não reparei na imperfeição.
Üzgünüm. Önünüze çıktığımı fark etmemişim.
Desculpe, não percebi que estava na frente.
Ne kadar harika olduğunu hiç fark etmemişim.
Não é perfeito? Nem acredito que nunca percebi como é fantástico!
Adımın yazılışı kılıç kelimesine benziyor, fark etmemişim.
Nunca notei que o meu nome é parecido com a palavra espada.
Çalışıyordum. Zamanı fark etmemişim. Özür dilerim.
Estive a trabalhar e perdi a noção das horas.
Hiç fark etmemişim.
Não tinha reparado.
Trevor'ın sizden ne kadar hoşlandığını fark etmemişim.
É óbvio que não percebi o quanto o Trevor gosta de si.
Zamanın nasıl geçtiğini fark etmemişim anne.
Perdi a noção do tempo, mãe.
Üzgünüm geç kaldım, zamanı fark etmemişim.
Desculpe o atraso. Esqueci-me do tempo.
Çalışırken zamanın nasıl geçtiğini fark etmemişim... her zamanki gibi.
Perdi a noção do tempo no trabalho, outra vez.
Oh, tanrım, ben... ben bunu fark etmemişim.
Oh. Deus, eu -... eu não sabia disso. Sim...
Gözlerinin ela olduğunu hiç fark etmemişim.
Nunca notei que os teus olhos eram cor de avelã.
Fark etmemişim.
Pensei que era menos.
Saatin geç olduğunu hiç fark etmemişim.
Não fazia ideia que fosse tão tarde.
Ne kadar aç olduğumu fark etmemişim.
Nem sabia que tinha fome.
Ben hep kibarmışım ama fark etmemişim.
Fui elegante toda a minha vida e não sabia.
Ne kadar uzaklaştığımı fark etmemişim.
- E não reparei que estava tão longe...
Onu görmeye gittiğini fark etmemişim.
- Claro!
Fark etmemişim. Sanırım...
Não sabia.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]