Genç dostum Çeviri Portekizce
114 parallel translation
"Hemen yola çık, iyi yolculuklar, doğru hayaletlar ülkesine, genç dostum."
"Viaja rapidamente, viaja bem, jovem amigo, à terra dos espíritos."
Pekâlâ genç dostum, seninle birkaç şey konuşacağım.
Agora, meu jovem amigo, vamos ter aqui uma conversinha.
Buraya kasırga falan geldiği yok, genç dostum.
Por aqui não se aproxima nenhum furacão, amigo.
Bak sana ne diyeceğim, genç dostum. Ne için burada olduğunu Eke'ye söylemen büyük şans. Onun gibisine denk gelmek her zaman mümkün olmuyor.
Mas vou dizer-lhe uma coisa, foi muita sorte que tenha dito onde se dirigia com o barco, senão, não teríamos podido encontrá-lo.
Neden bahsettiğini anlamıyorum, genç dostum. Orada başka hiçbir sandal yoktu. Çoğu kişi o gün işe çıkmamıştı zaten.
Não sei do que está a falar, jovem, mas naquele dia não havia nenhum outro barco á deriva.
Eğer yerinde olsam genç dostum, bu kızla hiç sorun çıkartmak istemezdim.
No seu lugar não arranjava problemas com essa rapariga, meu jovem.
İsteseydi doğrudan seni vurabilirdi, genç dostum.
Ainda bem que ela tem boa pontaria, meu jovem.
Hayır, genç dostum.
Não, meu jovem amigo.
Ve Tanrı aşkına, genç dostum... dönüşünde tekrar sessizce girmek zorunda kalmamaya çalış.
E, pelos céus, meu jovem amigo... Vê se não tens de regressar também furtivamente.
Genç dostum, bu sabah bazı şeylerin sizin lehinize işlemediği ortada.
Ó meu amigo, está-me cá a parecer que lhe faltam uns parafusos.
Dinleyin genç dostum, çok naziksiniz ama kızım için daha ışıltılı bir düğün düşünüyorum!
- O meu amigo, é muito simpático, mas para a minha filha pretendo um casamento mais auspicioso.
- Nasılsınız, genç dostum?
Como está, meu amigo?
Hey genç dostum.
Jovem.
Şimdi, genç dostum.
Então, meu jovem amigo.
Çok muzip bir cevap, genç dostum.
Muito astuto, meu jovem.
Genç dostum, yaşlanıyorum.
Meu amigo, estou a ficar velho.
Demek siz de buradasınız... sevgili genç dostum.
E vós também por cá, meu querido amigo!
Çok heyecan vericidir genç dostum.
Não sei o que devo fazer.
Genç dostum ile ben zengin olunca panzehirlerinize kavuşacaksınız.
Quando eu e o meu jovem amigo formos ricos, vocês terão o antídoto.
Ee, genç dostum, derslerin nasıl gidiyor?
como estão a evoluir os seus estudos?
Ona "Genç dostum Charlie de üniversiteye gidecek" dedim.
Disse-lhe : "O meu amigo Charlie vai a caminho da universidade."
Jerry, genç dostum çok safsın.
Jerry, meu jovem amigo és tão ingénuo.
Baksana, genç dostum, seni yine rahatsız etmekten nefret ediyorum,... ama, belki orada okuyabilecek birşeyler verebilir misin?
Diz-me uma coisa, meu jovem amigo. Sem querer incomodar novamente. Podes dar-me uma literaturazeca?
Ve sen genç dostum, asla- -
E tu, meu amigo, não tens...
Genç dostum, önden buyur.
Jovem, voce primeiro.
Genç dostum sana bir şey söyleyeyim
Deixem-me dizervos uma coisa, putos.
- Söyle ona genç dostum.
- Diz-lhe como é, miúdo.
Binbaşı Manny, genç dostum.
É Major Manny, jovem cadete.
"geliyorum, genç dostum, yirmi senedir, o golf arabası"
" 20 anos, meu jovem amigo, e há 20 anos que aquele carrinho,
Nasıl hoşuna gidiyorsa, genç dostum.
O que quer que te agrade, meu jovem amigo.
Bunu yapmaya, gönüllü müsün, genç dostum?
Estas disposto a fazê-lo, meu jovem amigo?
Merak etme genç dostum.
Não se preocupe, amigão.
Ben ve Eddie Oswald adındaki genç dostum bir dövme yaptırmaya karar verdik çölde yapacağımız ilk yolculuğumuzu anmak adına.
O meu jovem amigo Eddie Oswald e eu... decidimos fazer uma tatuagem... para comemorar nossa primeira viagem ao deserto.
Merhaba, genç dostum.
Olá, miúdo.
Genç dostum, saatlerce çok acı çekmişsindir.
Meu jovem amigo, deve ter sentido dores agudas... por muitas horas.
Birazdan bunu tamamen unutacaksın. Ve bu gece, hayatında ilk kez, genç dostum, dürüst biri olacaksın.
Tu não te lembrarás disto dentro duns minutos e esta noite, pela primeira vez na tua vida, meu jovem amigo, tu vais ser honesto.
Özgürlük Sürücüleri genç dostum kuzeyde yaşayan bir grup liberaldi. Birlikte çalışırlardı, bizim gibi.
Os Freedom Riders, meu bom e jovem rapaz, eram um grupo de liberais preocupados do norte, todos trabalhando juntos, tal como nós aqui.
" Acele etme, genç dostum!
" Não tenha pressa, jovem amigo!
" Dostum, bugün geminden inen genç Arrius nerede?
" Meu amigo, onde está o jovem Arrio que veio no vosso navio esta manhã?
İşte bu genç dostum.
Já está, jovem.
Özel küçük bir olay, dostum, benim ve genç kadın arasında.
Um pequeno assunto privado, meu amigo, entre esta jovem e eu.
Sonra gittin ve yakın dostum Dr Kananga'dan bu genç bayanı çaldın.
E depois vai e rouba esta bela senhora ao meu amigo, Dr. Kananga.
Senin için biraz fazla genç değil mi dostum?
Ela não é muito nova para ti?
Sakin ol, genç ajan dostum.
Tranquilo, jovem agente.
Ya da... ebediyen genç kalabilirsin, dostum... şu anda olduğumuz gibi.
Ou... podes ser sempre jovem, meu amigo... como somos agora.
Kirby, dostum, lanet olsun, onun burada olmak için çok genç olduğunu biliyorsun.
Tu sabes que ele é novo demais para estar aqui, Kirby.
Onu bulacağız ve onu bulduğumuzda bu şeyi çalıştıracağız. Ondan sonra dostum. Bu genç adam bir engel olacak.
E quando os encontrarmos e isto tudo estiver a trabalhar, então, meu amigo, esse rapaz vai ser um risco.
Bu genç adamla tanıma fırsatı bulduk... ve, dostum, bu adamın her yanından... yönetici özellikleri akıyor.
Agora, tivemos a oportunidade de conhecer este homem jovem... e, rapaz, é apenas um tipo directo... com a palavra chefia escrita por todo ele.
Eski dostum Stampy tarafından canlandırılıcak olan azgın fil, genç ve güzel Milhouse'u ezmek üzere olacak.
um elefante, o meu amigo Stampy, está prestes a pisar o Milhouse.
Bak, bizim adamımız Sen yeni genç Dremisin, dostum?
Queres um Dre jovem a seguir?
- Hızlı yaşa, genç öl dostum.
- Vive rápido, morre jovem, meu.
dostum 6912
dostum benim 16
dostumuz 17
genç kız 23
genç bir kız 20
genç bir adam 28
genç bir kadın 21
genç bayan 296
genç efendi 21
genç adam 490
dostum benim 16
dostumuz 17
genç kız 23
genç bir kız 20
genç bir adam 28
genç bir kadın 21
genç bayan 296
genç efendi 21
genç adam 490