English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ G ] / Güzel kızlar

Güzel kızlar Çeviri Portekizce

734 parallel translation
Baksana, nerede şu güzel kızlar?
Onde estão as raparigas bonitas?
Güzel kızlar mı?
Raparigas bonitas?
Fabrikada güzel kızların olduğunu duymuştum.
Tinha ouvido dizer que havia lá raparigas bonitas.
Güzel kızlar.
Raparigas bonitas.
Güzel kızlar her zaman sorun çıkartır.
As moças bonitas trazem sarilhos.
- Günde sekiz saat, Bay Curtis güzel kızların arasında.
- Ele està 8 horas por dia rodeado de moças.
Polis, Bay Renault için göçmenlerin, liberallerin ve güzel kızların tutuklanması sıradan bir olay.
Esta é a forma habitual do Sr. Renault, o chefe da polícia deter liberais e belas raparigas.
Gözlerini dikip bakabileceği genç ve güzel kızlar bulmayı umuyordu.
Ele acreditava fazer os olhos doces em meninas bonitas.
Tek bir emrinizle Bağdat'ın en güzel kızları sizin olur.
Com uma só ordem, as jovens mais belas de Bagdad, seriam suas.
Romantizmin, ay ışığının, müziğin ve güzel kızların ülkesi.
Terra de romance, luar, música, lindas mulheres...
Güzel kızlar.
Luar! Mulheres lindas!
Gazetelerde çıkan bütün o güzel kızlar?
Todas aquelas raparigas sobre quem se lê nos jornais?
# Çevremde dönenler... # #... benim güzel kızlarım # #
"Por ti tão doce amiga... " Oh, tão bela rapariga...
Kuzey Sahili'ndeki tüm güzel kızları tanıdığımı sanıyordum.
Juraria conhecer todas as moças bonitas da margem norte.
Bazı güzel kızlar oldu.
Algumas eram simpaticas.
Beneklinin bu kadar güzel kızları olsun hiç hayal eder miydin?
lmaginas o Sardento com irmas tao giras?
Herhalde dans salonlarında daha güzel kızlar görmüşümdür ama siz bir şekilde harikasınız bence.
Acho que já vi raparigas mais bonitas em salões de dança, mas você é... linda.
Neden bütün güzel kızlar bu kadar kendini beğenmiş oluyor?
Por que as meninas bonitas Então, você acredita?
Kabullen, güzel kızlar beni istemez, Gregory Peck'i isterler.
Repare, nenhuma garota bonita me quer, quer o Gregory Peck.
Güzel kızların ne istediğini nereden biliyorsun?
Como sabe o que uma garota bonita quer?
Pek çok anda, Hawkins yolda oyalandı, hizmetçi Jean'in şehir dışında ülkedeki en güzel kızları arayan, kralın adamlarıyla başı belaya girdi.
Jean foi abordada pela guarda do rei, que procurava as mais belas camponesas da região.
Güzel kızlar için olan rekabet artık kesinlikle kolaylaşacak çünkü ünlü kadın avcısı Nickie Ferrante sahadan ayrılıyor. Uzun bekleyişin ardından düğün çanları onun için çalıyor olacak.
Competição por garotas bonitas será muito mais fácil agora que Nickie Ferrante, o grande dom-juan, vai sair de circulação os sinos matrimoniais vão finalmente soar para ele.
- Güzel kızlar var.
- Há ali raparigas bonitas.
Babam orada güzel kızlar var dedi.
O pai diz que há raparigas bonitas, ali fora.
"Güzel kızların balosu." - Narin çiçekler!
Grande baile das Mimosas...
- Elveda güzel kızlar! - Ne şans ama!
Adeus Mimosas...
- Baksana her tarafta çok güzel kızları var.
- Vai estar cá, vai. Ele é de outra raça.
Daha önce de güzel kızlar gördünüz.
Já viram raparigas bonitas antes.
Ben kasabada çok güzel kızlar olduğundan bahsediyordu.
O Ben diz que há lá raparigas que só têm o primeiro nome.
Napoli'den Torre Annunziata'ya getirdiğimiz güzel kızları bir görmelisin.
Se visses as lindas raparigas... que trouxemos de Nápoles para Torre Annunziata!
İyi yemekten hoşlanır mısın? Şarap,... iyi müzik, harika dans ve güzel kızlar.
Gostas de boa comida, de vinho... de boa música, de dançar... e de mulheres bonitas?
Temiz hava, bol gıda, güverte sporları, güzel kızlar...
Ar puro, boa comida, desportos, mulheres bonitas...
Diyelim ki ben de İmola'nın güzel kızlarından biriyim.
Imagine que em casa de sua velha querida Imola... com as outras garotas tivesse estado eu...
İyi ki doğdun Queenie, güzel New York kızlarının kraliçesi.
feliz aniversário, Queenie, reina-a das garotas belas de Nova Iorque.
Burası nasıl bir yer? Kızlar var mı? Birçok güzel İngiliz hemşire.
De repente, Rinaldi será o melhor cirurgião do hospital depois, do exército, e, algum dia, de Itália.
Şampanya, o kızlar ve dansları... o güzel gümüş takımlar, buz, havyar...
O champanhe, aquelas garotas e a dança, aquelas belas coisas prateadas, o gelo e o caviar...
Kızlarımızın güzel olmasını sağlamak, cephedeki cesur oğlanlarımıza karşı görevim.
O meu dever para com os nossos homens na frente é manter bonitas as nossas mulheres.
Küba'nın kızları çok güzel.
Leia. " Garotas deliciosas em Cuba, ponto.
Tüm bu güzel kızlar yüzünden!
- É por causa das raparigas bonitas.
Ben de kızlarımı alıp bu güzel anıtkabirden ayrıldım.
Aí, com as minhas filhas, deixei este sumptuoso mausoléu.
İçeride güzel kızlar var.
O que queres...?
Etrafı tarayın. Ülkedeki en güzel genç kızları getirin.
Vai ao campo, e traz as mais belas camponesas da terra.
Güzel genç kızlar niye sükseli olmadıklarını merak ediyorlar.
Já pensou nas mulheres que ninguém convida para dançar, sem que elas saibam porquê?
Paran olmadan, o güzel kızlar sana bakmaz.
Sem dinheiro as Mimosas nem te veem!
Büyük bir meblağ değil, ama güzel kızlar için kâfi gelebilir.
Não é grande coisa...
Kızların fazla güzel olmadığı kasabalarda bulundum, bilirsiniz.
Estive em terras onde as moças não são muito bonitas.
Çok hoş kızlar olduğunuzu güzel bacaklarınız ve canayakınlığınızla kanıtladınız.
Aqui têm... por ter sido tão simpáticas e ter mostrado as pernas.
Kızlar en güzel kıyafetlerini girmiş dolaşıyor.
Todas as raparigas a passarem por nós, todas bonitas.
Güzel kızlar ayrıca.
Formosa garotas, sobretudo...!
Kızılderili kızlar güzel mi?
As raparigas índias são bonitas?
Böyle şeyleri duymaktan hiç hoşlanmıyorum çünkü size sevimli, rahat, güzel... film yıldızlarına layık bir yatak vermediği için gidip onu dövebilirim.
Não gosto de ouvir essas coisas. Eu poderia até zangar-me com ele... por não lhe dar uma cama linda, confortável, de estrela de cinema.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]