Isımı Çeviri Portekizce
17,538 parallel translation
Benim de başarılı olamadığım bir iş var.
E houve um trabalho meu que não foi bem feito.
Isıtayım mı sana?
Posso aquecê-la.
İş aramak için yola düştüğümde 11 yaşımdaydım. Artık yemek yedim.
Tinha 11 anos quando me fiz à estrada, a pedir que me arranjassem trabalho.
Sence bu iş kalıcı olacak mı?
Pensas que podes fazer isto funcionar permanentemente?
İyi bir iş çıkardım.
Eu fiz um bom trabalho.
Üzerinde iyi bir iş çıkardım, değil mi?
Eu fiz-te mesmo um bom trabalho, não foi?
İş kurmak için Mısır'a taşınmış.
Ele mudou-se para o Egipto para começar um negócio.
Genelde amelelik oluyor, ama her iş lazım.
A maioria do trabalho é manual, mas cada pouco, ajuda.
Ben iş adamıyım Dedektif.
Sou um homem de negócios, detetive.
İnternette araştırdım, anlaşılan gayrimenkul iş yeri alım satımından servet kazanmış.
Investiguei-o online e, ao que parece, ganhou uma fortuna com propriedades comerciais.
Hayatımda sadece bir kez ceza davasına baktım onda da ailemin iş yerini kullanarak uyuşturucu kaçırmak için şahsi çekle tanığın birine rüşvet vermiş gibi görünüyorum.
Defendi um único caso criminal em toda a minha vida e, agora, parece que subornei uma testemunha com um cheque pessoal com o único intuito de passar droga através do negócio da minha família.
Tanımadığımız insanlarla böyle iş yapmayız.
Não é assim que fazemos negócio.
- Sana iş ayarlamaya çalıştığım için vur istersen.
- Eu disse que não queria reuniões. - Mata-me por tentar arranjar-te trabalho.
İş birliğinize ihtiyacım var, lütfen.
Por favor, preciso da vossa colaboração.
Olmayacak bir iş için gerçekten hayatımızı riske mi atacağız?
Estamos mesmo a pensar em arriscar e perder as nossas vidas nesta caça aos gambozinos?
Bu iş için sana üniformalı olarak ihtiyacım var.
Preciso de si ao serviço para isto.
Ama sonunda burada sıkışıp kaldım, ben de bunu iş fırsatına çevirdim.
Acabei por ficar aqui preso, então... transformei isto numa oportunidade de negócio.
Işık var mı?
Muito bem. Vêem luzes?
Aklıma geldi de... Güneş ışınlarımız hâlâ iş görüyor mu?
O nosso raio solar ainda está funcional?
Evet, bir sakat ve eğlence gören, bir kaç canı sıkılmış askerle karşılaştığımda, iş aramak için Eparcy yolundaydım. I was on my way
Sim, ia a caminho de Eparcy, à procura de trabalho quando me cruzei com alguns soldados entediados que viram um deficiente e o divertimento para uma tarde.
Dur, dur, dur. Işıkları söndürme vakti geldi canım.
Vamos dormir, querida.
Işığına ihtiyacımız var.
Precisamos da tua luz.
Bu iş bittiğinde Ontari ona yardım ettiğini bilecek.
Quando isto acabar, a Ontari saberá que a ajudaste.
Bu iş bitinceye dek gece yarısına kadar çalışacağım.
Vou ficar aqui até tarde. Tenho de acabar o trabalho.
Evet zor iş. Ama böylece kızlara da vakit ayırırım.
É um trabalho árduo mas pelo menos vou ter tempo para as raparigas.
Sabah ilk iş ayrılırım.
Parto amanhã de manhã.
- İş kredisi alacağım.
- Peço um empréstimo de negócios.
Ben yeni bir iş buldum diye senin hayatın raydan mı çıktı yani?
Aceito um emprego e a tua vida descarrila?
- İş birliği yapacak mı?
Bom, e ela irá alinhar?
Bizim yaptığımız iş, Tanrı'nın işi değil.
O trabalho que fazemos, não é trabalho de Deus.
Yakında tekrar iş yapmaya başlayacağım.
Vou voltar ao ativo. Em breve.
Tekrar iş yapmaya başlayacağım sen de bana yardım edeceksin.
Vou voltar ao ativo e você vai ajudar-me a fazê-lo.
Işığı kapatır mısın lütfen?
Podes apagar essa luz, por favor?
Bir iş üzerindesiniz ve benden vazife icabı yardım etmemi istiyorsunuz.
Você está mesmo atrás e está a pedir-me que o ajude, apelando ao meu sentido de dever?
- İş akışını organize etmemiz lazım.
Precisamos de organizar o fluxo de trabalho.
Yok, sevdim bu işi ama her şey yolunda mı iş yerinde?
Não, eu gostei. Mas correu tubo bem, certo?
Böylece uzun süreli bir iş ortaklığımız olur yıllar boyu cebimizi güzelce doldururuz.
Mas preciso que corrija isto para que nós os dois possamos ter uma longa parceria e fazer dinheiro durante muitos anos.
Davaya yardım etmeye çalışan yarı Ukraynalı yarı Amerikan bir iş adamı gibi davrandım.
Posso ter-me feito passar por um ucraniano-americano rico interessado em ajudar a causa.
Hayır, sadece iş için buradayım.
Não, vim só em trabalho.
Umarım iş o noktaya gelmez.
Fim de discussão. Esperemos que não chegue a esse ponto.
Bir muhabir... bir terörist ya da bir iş adamı mı?
Um terrorista ou um empresário?
Yapman gereken bir iş var Pamuk Prenses'e, arkadaşlarına yardım etmelisin.
Tens um trabalho a fazer. Ajudar a Branca de Neve, os teus amigos.
Işık, ses... kamera kullanımı gibi şeyler öğreniyorum.
Estão a ensinar-me sobre luz e som e como trabalhar com a câmara.
Yine de bana iş verdiği için minnettar olmalıyım.
Acho que devo sentir-me agradecido.
İş bulamaz mıyım sanıyorsun?
Achas que não arranjo trabalho?
Ama kiranı ödemen lazım. Hemen bir iş bul.
Mas tens renda para pagar, por isso arranja emprego.
İş birliğine var mısın?
Colaboramos?
O kadar farklı isimle eskortluk yaptım ki iş çığırından çıktı.
Já tive tantos nomes, que até já perdi a conta.
Şahsi duygularımın, iş ilişkimizin önüne geçmesine izin verdim.
Deixei os meus sentimentos intrometerem-se nos negócios.
Pekala. Sanırım böylece bu iş halloldu. - Tamamdır.
Tudo bem, acho que está tudo tratado.
- İş için teşekkür ederim Bay M.
Obrigado pelo concerto, Sr. M.