English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ K ] / Kalbin

Kalbin Çeviri Portekizce

2,221 parallel translation
O senin kalbin
É o teu coração.
- Merak etme asıl kalbin hala burda
Isso só mostra o que ele faz. O teu coração está aqui.
Beni ilgilendiren kalbin değil zaten.
Não estou interessada no teu coração.
Kalbin, sevgin merhametin.
O teu coração. A tua compaixão. A tua piedade.
Çünkü bence senin kalbin güzel.
Porque eu acho que tu és muito bonita.
Sadece kalbin kırıldıysa, başkasına aşıksan ya da büyütüp büyütemeyeceğin belirsiz bir bebek için yardımımı istiyorsan lütfen sorma.
Se tens o coração partido, ou estás apaixonado por alguém, ou queres que te ajude com um bebé que podes ser ou não capaz de criar não me perguntes.
Kalbin mi?
O teu coração...?
Bir dahaki ders, kalbin yapısıyla ilgili bir sınav olacaksınız.
Na próxima aula, haverá um teste sobre a estrutura do coração.
Öyle olmadığını anlayınca kalbin kırılır.
Quando descobres que não é, faz-te sofrer.
Bu safhada, vücudun zayıflamasıyla birlikte kalbin de zayıflayacağından ama defibrilasyonun buna izin vermeyeceğinden endişeleniyorum.
A minha preocupação nesta altura é que o corpo está a morrer e o coração quer seguir-lhe o exemplo, mas o desfibrilador não vai deixar.
Kalbin bunu istemiyor mu?
O teu coração não quer isto?
Kandaki oksijen yetersizliğinden saniyeler içinde ölmüş. Ki iyi ki böyle olmuş, çünkü sırada kalbin patlaması varmış.
Felizmente, morreu de hipoxia em segundos, o que foi uma coisa boa, porque a seguir, o coração iria explodir.
Esas soru kalbin 30 lara düşmesine ne neden oldu?
A pergunta é, que diabo fez o seu ritmo cardíaco cair para 30?
Küçük bir kızken bile kalbin, benim olabileceğimden çok daha iyi bir rehberdi.
Até quando eras uma menina, o teu coração era um guia como eu jamais conseguiria ser.
Kalbin saf.
O teu coração é puro.
- Kalbin kapıları açılır ama.
- São quebra corações
- Kalbin kapıları mı var ki?
- O coração pode ser quebrado?
Kalbin gücünü kullanarak evrenler arasında sabit bir kapı oluşturabileceğiz.
- Ao utilizarmos o poder do coração, poderemos criar uma porta estável entre universos.
Kalbin vajinanda atıyor.
Tens o coração na vagina.
- Kalbin için Robert.
- Para o coração, Robert.
Göğüs kafesinde diğer akciğerin olmadığı için de kalbin bir anlamda aşağıya kaymış
E sem outro pulmão na cavidade torácica, o seu coração anda como que à deriva.
Akciğerlerin daralacak, burnun kanayacak ve gözlerin iğnelenecek, sonra kalbin hızlanacak.
Os vossos pulmões irão apertar. Os vossos narizes irão sangrar, os olhos arderão e o coração acelerará.
Temiz bir kalbin olduğunu biliyorum.
Sei que tens bom coração.
Kalbin tam yanında.
Está mesmo ao lado do coração.
Kalbin ne kadar dayanır?
Quanto tempo dura este coração com que está lidando?
Nasıl oldu da bu kalbin, "çift kör" sistem testlerini Yapıp, Mary Witten'le eşleştirdin?
Como contornou o sistema de duplo sigilo para levar este coração para Maria Witten?
tatlım, senin koca bir kalbin var.
Querida, tens um coração enorme.
Kalbin seni kör eder evladım.
O coração... vai-te cegar, filho.
Kalbin çarpmaya başladı.
O teu coração está a acelerar.
Kalbin cesur ama yalnız bir ruha ait olduğunu görebiliyorum.
O teu coração é corajoso. Mas vejo que pertence a uma alma solitária, um guerreiro com um coração vazio.
Kalbin hem sarhoş hem çocuk.
O teu coração é tão bêbado quanto criança.
Aklın net, kalbin açık silahın dolu olsun.
Mantêm o teu raciocínio afiado, o teu coração aberto, e a arma carregada.
Çünkü ölü bile olsan, kalbin temiz Stefan.
Porque mesmo na morte, tens um coração puro, Stefan.
Ve tam da baban gibi, büyük bir kalbin var ve tam da onun gibi...
Tens um bom coração, como o teu pai.
Kalbin doğru olanı bulacaktır.
O teu coração encontrará a correcta.
Kalbin hâlâ atar. Ne kadarcık kan kalmışsa onu pompalamaya çabalar.
O nosso coração continua a bater, lutando para bombear qualquer sangue que ainda reste.
Demek istediğim, kocaman bir kalbin var ve bunu seviyorum.
Tens um enorme coração e adoro isso em ti. Mas não confio em ti. Por que razão o faria?
Kalbin olduğundan emin misin, Lightman?
Você tem coração, sequer, Lightman?
Kalbin güzel.
O teu coração é bom.
senin kalbin yok.
Tu não tens coração.
Pekâlâ, millet, Bay McNulty'nin sebze çiftliğindeki aziz kalbin üzerindeki gül oyunu başladı.
Pessoal, a cortina acabou de subir sobre a Santa Produção da plantação agrícola de Mr. McNulty's.
Kalbin durdu, seni kaybettik sandık.
Entraste em paragem cardíaca e chegamos mesmo a perder-te por um momento.
Kalbin büyük zarar görmesi, aşırı kan kaybı ve organların iflas etmesi.
danos catastróficos para o coração, além da perda maciça de sangue e trauma de órgãos.
Linda'nın kalbi her ameliyatta daha da zayıfladı bu yüzden kalbin durma ihtimali yüksek.
As paredes do coração da Linda vêm enfraquecendo a cada cirurgia, há grande probabilidade de uma ruptura cardíaca.
Kötü kaçakçı çocuğu oynuyorsun ama sanırım senin de bir kalbin olabilir.
Armas-te em contrabandista rebelde, mas acho que aí dentro bate um coração.
Fazladan bir kalbin var mı? Ne?
- Tens um coração a mais?
- Yapabileceğim bir şey var mı? Fazladan bir kalbin var mı? Ne?
- Tens um coração a mais?
Gizemini bilmiyoruz... Sonsuz sevgini... Ama bir kalbin var...
Não sabemos o seu segredo amor sem fim mas tem um coração para que procuras o filho pródigo. tem-lo perto do peito essa criança difícil que é o mundo dos humanos...
Kalbin mi kırıldı?
Feri-te os sentimentos?
Kalbin atıyor.
Está a bater.
- Kalbin atıyor.
Está a bater.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]