English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ L ] / Lei

Lei Çeviri Portekizce

14,722 parallel translation
Hrothgar bu adamı, Bayen'a kanunu korumada yardım etsin diye atadı.
Esse homem foi nomeado por Hrothgar para ajudar Bayen a manter a lei.
- Kanunlar böyle.
- É a lei.
Kanun ve düzen yoluna devam etsin... ve bana çocuğun kafasını getirin.
Que a Lei e Ordem siga no vosso caminho! Tragam-me a cabeça do rapaz.
Gidiyoruz. Ama önce bize ihanet edenlere, haklı nedenlerle ne yaptığımızı görecek o.
Vamos embora, mas primeiro vais ver o que fazemos com os que traem a nossa lei.
Senin sözün bana emirdir, Tanrım.
A sua palavra é a minha lei, meu senhor.
Gecenin Çocukları hiçbir yasayı çiğnemedi.
Os Filhos da Noite não quebraram nenhuma lei.
California yasalarında ebeveynince alınmayı engelleyen bir şey yok.
Não há lei na Califórnia que proíba a adopção pelo próprio progenitor.
Bunun kanunlara aykırı olduğunu biliyorsun.
Você sabe que isso é contra a lei.
Bu gece yanında emniyet görevlisi var.
Esta noite, estás com um homem da lei, Charlie.
Kimliği nizami olduğuna göre derhal kasa odasına yönlendirilmek ve 1938 Bankacılık Kanunu'na uygun olarak yalnız kalma hakkımızı kullanmak istiyoruz.
Como o documento está em ordem, gostaríamos de ir imediatamente para a sala dos cofres e que nos seja dada privacidade, tal como é nosso direito de acordo com a Lei Bancária de 1938.
Soysuzlar Çetesi'ni mi yine? Hayır.
- Outra vez "Sacanas Sem Lei"?
Ortalamalar kanunu demiştim.
A lei das probabilidades.
Ortalamalar kanunu kıçımı yesin.
Lei das probabilidades. Isso são tretas, meu.
Artık kurşunlar sadece savunma için hayati önem taşımıyor. Her arz talep durumunda dolu bir kovan, bu dünyada para yerine geçiyor artık.
As balas são vitais para defesa e, pela lei da oferta e procura, uma caixa cheia é agora o ouro dos nossos dias.
Axe suç işledi.
Ele infringiu a lei.
Sen piyasanın ustasıysan onlar da yasaların ustası.
Conhecem a lei como tu conheces o mercado.
Kafalarının basmadığı yasalara göre değil de adamın kaşına gözüne göre karar verebilecek gelişigüzel seçilmiş 12 manyak jüriye kariyerini emanet edemezsin.
Podem decidir um caso por causa de um sorriso. E não da lei. Nem sequer a entendem.
"Ceza Muhakemesi Federal Yönetmelik'in 11.maddenin 4.bendi uyarınca İddia Pazarlığı mahkemenin onayına tabidir."
O acordo está sujeito a aprovação judicial, segundo a lei 11 ( c ) 1 ( C ) das regras de procedimento criminal.
Yazlıkçılar burada insana sıkı yönetim dönemini özletiyorlar.
Os verões aqui fazem-nos ansiar pela lei marcial.
Ama kanun gücü içinse, ihtiyaçları olan şeyleri yaratıyorlar.
Mas para as forças da lei, eles forjam tudo o que necessitam.
Neden burada kanunu bilen bir adamla konuşmuyor musunuz? Tercihen bir erkekle!
Porque não fala com alguém daqui que saiba algo sobre a lei, preferencialmente um homem?
Gizlice içki satıyor diyorlar. İçki Yasağı blteli 80 sene oldu, haberleri yok herhalde.
Dizem que é ilegal, não devem saber que a Lei Seca acabou.
Dostum, beni yaktın!
Tive problemas com a lei!
Kanunları çiğnemekten mi bahsediyorsun?
Estamos a falar de violar a lei?
Herkes kanunun doğru tarafında değil.
Nem todos estão do nosso lado da lei.
Bildiğin üzere, sıkıyönetim şartları ve Göç Tüzüğü bana, cezan konusunda serbestlik ve en yüksek derecede yetki verdi.
Como sabes, tanto a lei marcial como a Carta de Êxodo dão-me autoridade total para determinar a tua punição.
- Evet çünkü Trish ve Colin yolcu gemisiyle geldiğinden deniz hukuku devreye girdi ve Belize Polis Departmanı soruşturma yapmadı.
Sim, porque a Trish e o Colin vieram num navio cruzeiro, ficou sob a lei marítima, então o departamento de polícia de Belize não investigou.
Bana Tanrı'nın değil, kanunun insafı lazım.
Quero a justiça da lei não de Deus.
Göl kanunu Liv.
É a lei do lago, Liv.
Adaletin onlara ait olduğunu düşünen adamların.
Homens que acham que eles são a lei.
- Kanun kanundur.
A lei é a lei.
- Buradaki kanun böyle arkadaş.
É o raio da lei, amigo.
Bizler güvenlik güçleri değiliz.
Não somos agentes da lei.
Federal hükümetin... veya Yargıtay'ın söylemlerine rağmen... kanunlarımız hala geçerlidir.
Independentemente do que diz o governo federal e do que diz o Supremo Tribunal, a nossa lei é a lei.
İşgalden sonra Geçici Yönetim bu koloninin de talep ettiği gibi kanun ve düzen getirmek için yeni müttefiklerimizle çok yakın çalıştı.
Depois da Chegada, a Autoridade de Transição trabalhou lado a lado com os nossos novos aliados para trazer lei e ordem que esta Colónia tanto necessitava.
Ağzından çıkan kanun mu yani?
Falas e as tuas palavras são lei?
Kanuna hiç saygısı olmayan birine ne yapmak gerekir?
O que deveria ser feito a alguém que não tem respeito pela lei?
- Korumaya yeminli olduğun kanunları çiğneyen birine!
- Agora. - O que faria você a um homem que infringe a lei que você jurou apoiar?
KANUN
A LEI
Ve bu işin kitabına göre yapılmasını istiyorum.
E quero isso feito pelos termos da lei.
Kitabına göre!
Pelos termos da lei!
Bana bu işin kitabına göre yapılmasını istediğini söyledi.
Ele disse-me que queria isto feito pelos termos da lei.
Kanunları uygulama meselesi ne olacak?
E esconder a Lei?
Sanırım kanunları nasıl esneteceğimi öğreniyorum.
Acho que estou a aprender como dobrar a Lei.
Bu tür şeyler kanun güçleri arasında alışılmadık şeyler değil.
Este tipo de coisa não é incomum na protecção da Lei.
"Damnatio Memoriae, lanetlilerin imgelerini yok etmek için yönetim tarafından uygulanan bir Roma uygulamasıydı."
"Damnatio memoriae" era uma prática romana, um decreto-lei para destruir as imagens dos amaldiçoados.
Emniyet teşkilatındaki gelecek kariyerine hoş geldin.
Bem-vindo à tua futura carreira de aplicação da Lei.
Adamlar kanıt istiyor.
A Lei precisa de provas.
Bu gece şehri koruduğunu iddia eden kanunsuzlardan biri güvenlik görevlilerimle bana saldırdı.
Esta noite, os meus seguranças e eu fomos atacados por um desses vigilantes fora da lei que alegam proteger esta cidade.
Ben, Oliver Queen, Star City'e kanunlarla destek vereceğime bağlılıkla ve tarafsızca belediye başkanlığı görevimi sürdüreceğime ve kanunlara uyarak elimden gelenin en iyisini yapacağıma yemin ediyorum.
Eu, Oliver Queen, juro solenemente apoiar as leis de Star City, e de fiel e imparcialmente desempenhar e cumprir os deveres da presidência, de acordo com a lei e com as minhas capacidades.
- Kanunlar idame ettirilmeli.
A lei deve ser acolhida.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]