Nın sesi Çeviri Portekizce
2,185 parallel translation
Sırf bir kadının sesi diye.
É porque é a voz de uma mulher.
"Bu adanın bozkırlarındaki İsa'nın sesi benim ve siz affedilmez günah sahibisiniz!"
"Eu sou a voz de Cristo no deserto desta ilha" "e estais em pecado mortal!"
Bu adanın bozkırlarındaki İsa'nın sesi benim ve siz affedilmez günah sahibisiniz! "
Eu sou a voz de Cristo no deserto desta ilha e estais em pecado mortal!
"... günahı kabul etmek, başlı başına mükemmel metafiziksel başarıdır ve insanı Tanrı'nın sesi haline getirir.
"Através da aceitação do som," "o indivíduo atinge um tom metafísico" "e transforma-se no diapasão..."
"Zukangor, Yaşam Tanrı'sının sesi."
"Zukangor, o Som e a Vida de Deus."
Tanrı'nın sesi gibi falan.
Assim como uma espécie de diapasão de Deus.
Seni armoniye döndürür ve seni Tanrının Sesi yapar.
Repõe-nos em harmonia. Transforma-nos numa espécie de diapasão de Deus.
Bu düzenin sağlanmasının sesi.
É o som da ordem a ser restaurada.
Evet ama onu yakalayanın sesini duymuş ve sesi, Selby'nin sesine benzetmiş.
Ouviu a voz do atacante. Achou que parecia ser o Selby.
( Rasca ıslık çalıyor ) ( Kadın bilgisayar sesi ) Siyah.
- "Negro".
( Kadın bilgisayar sesi ) Beyaz.
- "Blanco".
( Rasca ıslık çalıyor ) ( Kadın bilgisayar sesi ) Rasca mutlu!
- "Rasca feliz"!
O boku satın alırsak, sadece zil sesi satmayız donanım dalgaları da satarız ulan.
Se comprarmos essa treta, não vendemos só toques, vendemos o raio do hardware, caraças.
Uykuya daldığım anda babamın sesi ismimi söylüyor.
A voz do meu pai a chamar meu nome quando começo a dormir.
Little Richard'ın acayip bir sesi vardı.
Little Richard - uma voz incrivel.
Üzerimde mahkûm gömleğiyle temizlik odasına götürüldüm ki. arkamdan "Kefaretle serbest bırakıldın Kilmister." diyen sesi duydum.
Passar pelas tretas todas... Até que alguem diz : "Pagaram-te a fiança, Kilmister." Ah, obrigado.
Sesi kulağınızı tırmalar.
A voz dele é tão áspera ;
Sesi aşamazsınız
O nosso som é incomparável
Şu şeyde John Madden'ın sesi olsaydı, dinlerdin.
Se essa coisa tivesse a voz do John Madden, prestavas atenção.
İki gün sonra sadece o salya çuvallarının duyabileceği bir sesi dünyaya salacağım.
Em dois dias, vou soltar um som que só os cães podem ouvir.
Erkek sesi mi yoksa kadın sesi mi?
É um homem ou uma mulher?
Çok fazla peroksit aldığımdan bu da kadın sesi.
É uma voz feminina por causa do líquido peróxido.
- Ama sesi tanıyamadın, değil mi?
Não era alguém que conheces?
20 dakika önce fark ettim, rüzgarın sesi sanmıştım.
Começou há 20 minutos...
Duyduğun şu ses var ya onların sesi.
Este barulho que ouves. São eles.
Davul sesi çok uzaklardan sesleniyor, zamanın sonundan.
Os tambores chamam-me de tão longe. Do fim de todos os tempos.
Hiç o sesi çıkarmayın. Sanki yavru bir köpek ölmüş gibi.
Nem comecem com esse som como se tivesse morrido um cachorro.
Dediklerine göre küçük şeylerle başlarmış, küçük sesler, küçük titreşimler gibi. ... elektrik ışığının vızlaması gibi su sesi veya arının vızlaması gibi...
Começa com pequenas coisas, pequenos sons, pequenas vibrações... assim como o zumbido duma luz eléctrica... ou de água a correr ou o zunir duma abelha...
Ayrton Senna'ın sesi inanamıyorum!
Voz de Ayrton Senna Não acredito.
Sesi seni içine çekip komşuların televizyonunun sesini bastırıyor.
O seu som envolve-te, abafando a TV dos vizinhos.
Nazi soykırımını inkâr edenlerin sesi her zamankinden daha çok çıkarken nasıl susabilirim?
Como me posso calar quando os que negam o Holocausto estão mais activos que nunca?
Otoyolda arabanın lastiği patlamış, Nicholas gecikecek nedense araba değil karga sesi vardı.
O Nicholas está na auto-estrada com um pneu furado... Não ouvi trânsito nenhum, só gralhas.
Yaşadığınıza dair kanıt istediğimde sesi açtılar.
Voltou o som na prova de vida.
Savaş kapıdayken, bu milleti sesi çıkmayan bir kralın ellerine bıraktın.
Com a guerra iminente, impingiu a esta nação com um Rei sem voz.
Kafanı sıkıştırdığı zaman çıkardığın'Eeek'sesi hoşuma gitti.
Gostei do barulhinho que fizeste quando ele te prendeu.
Bu etki daha çok ses ile, Doppler Etkisi olarak biliniyor. [Tren Sesi] Yanınızdan geçen trenin sesinin değişimini duyabilirsiniz.
Se pudermos revelar o conteúdo de um sonho que alguém não tenha consciência, isso poderia revelar uma característica íntima de tal pessoa.
Bu nedenle bu haftaki ödeviniz kendinizi nasıl gördüğünüzü, şu anda hayatınızda nerede olduğunuzu en iyi temsil eden sesi bulmak.
E é por isso que a vossa tarefa para esta semana... é arranjar a canção que melhor representa a maneira como se vêm a vós próprios, em que ponto estão nas vossas vidas neste momento. A vossa voz.
- Seni özledim baba. Rachel'ın sesi kısıldı ve şarkı söyleyemedi. Hayatta en önemli şey bu diye düşünüyordu.
A Rachel teve problemas com a voz e não conseguia cantar e pensava que essa era a única coisa importante.
- Bence esmer kızın sesi inanılmazdı.
A morena tinha uma voz fantástica.
Bayan Vickers, şimdi size hoş olmayan bir mesaj dinleteceğiz ve sakıncası yoksa bize sesi tanıyıp tanımadığınızı söylemenizi isteyeceğim.
Isto é um pouco perturbador, mas gostaria que ouvisse uma mensagem para ver se reconhece quem fala. Pode ser?
Hastane yakınında silah sesi duyuldu.
Tiroteio na linha do autocarro do hospital.
Maçın sesi gelmiyor.
Não consigo ouvir o jogo.
"İzninizle" dediğinde sesini duydum. Ama bir kadın sesiydi, kadın sesi gibi inceydi.
E quando ouvi a sua voz quando ele disse "perdão", era como uma voz de mulher...
Şu klik seslerini düşünüyorum da. Yapay kapakçıkların tıpkı şu sesi çıkaracağını söylediler bana :
Mas estive a pensar nos estalidos que dizem que a válvula mecânica faz...
İşte bu dünyanın en güzel sesi.
Agora, este é o som mais bonito do mundo.
Birkaç arkadaş toplandık ve çocukların müsamere DVDsini izleyeceğiz ama sesi açamıyorum.
Tenho aqui umas mães que querem ver o DVD do programa de talentos. - E não consigo ligar o som. - Tem imagem?
Dan Castellaneta ve ben önce vardık sonra Nancy Cartwright ve Yeardley Smith çocukların sesi için dahil oldular. Neyse ki Tracey, benim çocuklar için uygun olmadığımı düşündü.
Dan Castellaneta e eu estávamos lá, e depois contractaram a Nancy Cartwright e Yeardley Smith para fazer as crianças, e felizmente para mim, pensei que a Tracey estava demasiaso cansada...
Bart'ın kız gibi sesi olması için mi buradasın? "
"Importa-se... estou aqui para ler para rapariga mas importa-se de ler para o Bart?"
[TOKAT SESİ] Çıkışta ağzını burnunu kuracağım senin.
Vou-te dar uma cacetada na cabeça.
Yoksa neden hayalet asker konuşunca sesi küçük bir çocuk gibi çıksın ki?
Qual a razão para o soldado falar com a voz de um miúdo?
Hem onun sesi diğer kızın sesinden on kat daha iyi.
De qualquer forma, a voz dela é 10 vezes melhor do que a desta rapariga.
nin sesi 20
sesini 16
sesi 44
sesini kes 30
sesini aç 27
sesini duydum 25
sesin 22
sesini yükseltme 39
sesini alçalt 59
sesini keser misin 21
sesini 16
sesi 44
sesini kes 30
sesini aç 27
sesini duydum 25
sesin 22
sesini yükseltme 39
sesini alçalt 59
sesini keser misin 21