English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ O ] / O da gitti

O da gitti Çeviri Portekizce

1,423 parallel translation
Sonra... adam geri geldi, o da gitti. ondan sonra da o iki pislik gitti.
Depois... ele voltou, e foi-se embora e os dois idiotas foram atrás dele.
Ve şimdi o da gitti.
E agora foi-se embora.
Birkaç dakika sonra geri geldim, elbiseyi verdim ve o da gitti.
Saí uns minutos depois, dei-lhe o vestido e ela foi-se embora.
Azumi'den sonra diğerleri de gitti. ... hadi bu şansı deneyelim ve Sanada'yı vuralım.
Depois da Azumi e do resto partirem, tomaremos então a iniciativa e atacaremos o Sanada.
Müdür kombinasyonu biliyor ama o da eve gitti.
Por favor, o gerente, ele sabe a combinação. Mas foi para casa.
Sistemimize çok büyük zarar verebilir. Ve onun gelip doğrudan kasayı açma düğmesine bastığını da göstermenize gerek yoktur. Kapı açıldı, o biraz parayı cebine attı ve gitti.
Não é preciso mostrar que ele veio direto... e apertou o botão da caixa registradora que se abriu... pegou algumas notas e as colocou no bolso.
O da büyük ve güzel olanın peşinden mi gitti?
Ela também engordou demasiado?
Sonra şu dans eden kızı doğururken biraz dayandı ama ardından Buenos Aires'e kaçıp gitti ve bir daha da haber alınamadı ondan.
Agarrou-o porque engravidou daquela ali que está a dançar e depois fugiu para Buenos Aires. Nunca mais deu sinais de vida.
U dönüşü yaparken, o da levhanın yanına gitti.
Enquanto fazia inversão de marcha, ele dirigiu-se ao sinal.
- Güzel. Böylece oğlunun yardımıyla Michael başka bir erkeğin kanıtını bulmak için Maggie'nin evine gitti.
Assim, com a ajuda do filho, o Michael foi a casa da Maggie... para encontrar indícios doutro homem.
Bu yüzden Michael aceleyle Four Seas Hotel'e Tobias'ın Lindsay'nin randevusunu öğrenmemesini sağlamaya gitti.
E o Michael correu para o Four Seas Hotel para impedir o Tobias... de descobrir sobre o encontro da Lindsay.
Tobias gidecek bir yeri olmadığından, ara sıra güvenlik görevlisi olarak çalıştığı ve bölgeye göz kulak olduğu Detektif Frank Wrench'in televizyon şovunun yapıldığı apartmana gitti.
Sem ter para onde ir, o Tobias foi ao estúdio... onde ocasionalmente trabalhava como guarda-nocturno... e instalou-se no apartamento do Det. Frank Wrench, no cenário da série de TV Wrench.
Bu kadar. Son kuş da gitti etrafı temizleyelim.
O último pássaro levantou voo, vamos limpar o ninho.
Grissom'da mahkemeye gitti.
O Grissom está no tribunal.
Eiger daha da ileri gitti. kendi çocukluğunun başına döndü.
O Eiger foi mais longe. Ele voltou à infância.
O da bakmaya gitti.
Então ela foi ver se tava tudo bem.
Bugün de ömür boyu hapse tıkıldığını sandığım adam ; kocamı öldüren adam ; cinayete kurban gitti.
E hoje, um homem que eu pensei estar preso para o resto da vida, o homem que matou o meu marido, foi assassinado.
O da Bishop Cochran'a mı gitti?
Ele também andou na Bishop Cochran?
Hayır, aslında seninki gitti, Büyü Okulu'na.
Não, por acaso, vi o vosso a patinar lá na Escola da Magia.
Kalp masajı yapılan adamda ritim gitti.
O tipo da RCP morreu.
Tokmağım da hangi cehenneme gitti?
Onde se meteu o meu gravelo ( martelo )?
Meredith hastanede ve George da ailesiyle bir şeyler vurmaya gitti.
A Meredith está no hospital e o George foi dar uns tiros.
Bazıları da kendilerine ait olmayanlarla çekip gitti.
E alguns de nós saíram com o que não lhes pertencia.
Ve ertesi hafta, kusursuz düğünü planladıkça her şey daha da iyiye gitti.
Na semana seguinte, ao planearmos o casamento perfeito, a coisa melhorou.
Şimdi baban gitti ve Kaitlin yatılı okulda, aileden bir tek ikimiz kaldık ve birbirimize destek olsak çok akıllıca olur.
Agora que o teu pai se foi embora e a Kaitlin está no colégio interno, é como se fôssemos o que resta da família e parece-me correcto que nos apoiemos uma à outra.
İşte haftasonu da gitti.
Bem, lá se vai o fim-de-semana.
Antwon'ın avukatı hapishaneye görüşme yapmaya gitti ve kod adı Weed olan biriyle konuştu, onu tanıyor musun?
O advogado do Antwon saiu da prisão masculina e foi logo ter um encontro com um tal Weed. Sabes quem é?
Evet ama çıktım. O ise çoktan öldü gitti.
Sim, mas agora estou cá fora, e ele já está mortinho da silva.
O anlaşma senin üç kağıtçılığın nedeniyle çöpe gitti.
Esse acordo foi por água abaixo com a formação da nova empresa.
Cesedi bıraktık gitti, sonra da battı.
Deixámos o corpo ir e afundou-se.
İşlemin kalanı nasıl gitti?
Como correu o resto da dissecação?
Ona polisleri çağıracağımı söyledim ve o da aptal köpeğini aldı, limuzinine binip gitti.
- Eu disse-lhe a que ia chamar a polícia, então elalevou o seu cachorro estúpido, saiu para a sua limusine e... partiu.
- Noel arifesi akşamı için balla pişirilmiş jambon almaya gitti.
Ela foi comprar presunto assado com mel para o jantar da véspera de Natal.
Kendall'ın özel insanı otelden çıkıp doğruca bankaya gitti. Kendall'ın spor çantası elindeydi.
O querido da Kendall foi directamente do motel para o banco, com o saco de ginástica da Kendall na mão.
Saçın da mı Meksika'ya gitti?
O teu cabelo também foi para um colégio no México?
Ama Einstein'ın denklemi çok daha ileri gitti. Bu, bize herhangi bir kütleye sahip olan maddenin içerdiği kesin enerji değeri miktarını verir.
Mas a equação de Einstein ia ainda mais longe, dava o valor exacto da quantidade de energia contida em qualquer massa.
26 Temmuz'da, Battel kamyonları toplayıp ordu için çalışan Yahudileri kaçırmak için gettoya gitti.
No dia 26 de Julho, Battel reuniu alguns camiões e dirigiu-se para o gueto para levar os judeus que trabalhavam para o exército.
25 Nisan 1944'te, Brand, SS Yarbay Adolf Eichmann'ı görmeye gitti.
No dia 25 de Abril de 1944, encontrou-se com o Tenente-Coronel Adolf Eichmann, da SS.
Clark son birkaç yıldır iç dünyasını araştırmaya gitti.
O Clark andou em pesquisa da alma nos últimos dois anos.
Havuzu terk etmesini istediler, o da gitti.
Mandaram-no sair e ele saiu.
Dignam da gitti.
Agora o Dignam foi-se embora.
Ve o da hayatımdan... tıpkı geldiği gibi çabucak ve seksi bir biçimde çıktı gitti.
E saiu de minha vida, de maneira... tão rápida e erótica como tinha entrado.
Adımı söyleyiş tarzın hoşuma gitti.
Gostei da maneira que disse o meu nome. Foi fixe.
Kral'ın baş muhafızı araştırmaya gitti.
O novo capitão da guarda do rei foi investigar.
Çözecek bir şey yok Tom. O kendi yoluna gitti, ben kendi yoluma gittim.
Não havia o que acertar, tom, ele tomou o rumo dele, e eu, o meu, fim da história,
Geldi zamandan beridir, hayat daha da kötüye gitti.. .. ve şimdi O'nun kızkardeşi ile yaşamak zorundayım
Desde que ela apareceu, a vida só ficou pior e agora temos que viver com a irmã dela.
Büyükbaban Venezüella'da çalışıyordu ben Sole'yle kaldım, annen de Paula teyzenin yanına gitti.
O teu avô foi trabalhar para a Venezuela. Eu fiquei com a Sole e a tua mãe foi viver com a tia Paula.
Yarı yıl tatilinde, Dwayne Florida'ya babasına gitti ve Olive de, Laguna'ya kuzenlerine gitti.
Nas férias da primavera, o Dwayne foi ver o pai na Flórida e a Olive foi para Laguna ver os primos.
O da diğerleriyle birlikte gitti.
Ele foi embora com os outros.
O da mı gitti?
Ele foi embora...
Junior'ı büyükannemin evine bıraktı, paramı alıp gitti.
Ela largou o Junior na casa da minha avó e levou o meu dinheiro.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]