Orası Çeviri Portekizce
14,793 parallel translation
Orası kesin.
É mesmo.
Ama orası da ırk ayrımı yapılan bir okul.
Essa escola ainda é segregada.
Orası kesin.
Isso é garantido.
Orası öyle.
Inédito.
Orasını henüz bilmiyoruz beyler.
São os cálculos que ainda não temos.
"Orası neresi oluyor baba?"
"O que é isso, pai?"
Bar değil orası. Kaçak işletme.
Não é um bar, "Speakeasy".
Orası altın madeni gibiydi. Büyük potansiyeli vardı ama sonra o afişi astılar.
Aquele lugar era uma mina de ouro, muito potencial, até porem aquele cartaz.
Fakat orası da yağmalanmıştı.
Mas também elas tinham sido roubadas.
Fabrikaya çok uzak orası ama.
Fica muito longe da fábrica.
Evet, ama orası kuzey değil.
Sim, mas isso não é o Norte.
Çünkü sen lafı oraya getiriyordun canım. Farkında olmasan da lafı getirdiğin yer orasıydı.
Porque tu ias lá, querida, mesmo que não saibas, era onde ias.
Orası, bilirsiniz banyo ve mutfaktan ibaretti ama bize aitti.
Era apenas... vocês sabem, Uma casa-de-banho e uma cozinha, mas... era nosso.
Orasının babanın evi olduğunu neden söylemedin?
Porque não me disseste que era a casa do teu pai?
- Orası olmasa bile çok benziyor.
- Se não foi, é muito parecido.
Orası artık çok farklı bir yer.
Isto é um sitio diferente agora.
Orası, Kaplumbağa'nın eşyalarını alabilecek kadar büyük. Tamam, pekala.
Espaço suficiente para guardar as coisas do Turtle.
Orası yeraltında. Herkes güvende olacak.
Todos estariam a salvo.
Evet, orası kesin zaten.
Penso que isso já foi definido.
Orası sadece çalıştığım yer değil aynı zamanda komik kedi videolarına bağımlıyım.
Não uso só para trabalhar, sou viciado em vídeos de gatos.
- Belli orası.
Isso acontece.
İlk 2 kurbanı ortaya çıkardığı yerden iki blok ötede orası.
Fica a dois quarteirões de onde estavam as primeiras vítimas.
Ruvé Darhk'ın olduğu yer orası.
- É onde Ruvé Darhk se encontra.
Üst düzey idare gerektirir ve orası de Savunma Bakanlığı oluyor.
É de nível executivo, é com o Departamento de Defesa.
Orası kısaca büyünün toplanabildiği bir yer.
É basicamente um coletor de magia.
Orası beni ilgilendirmez hanımefendi.
Eu não quero saber disso, senhora.
Biraz pahalı olduğunu biliyorum ama bu bölgedeki en iyi anaokulu orası. - Sahi mi?
Eu sei que é um pouco caro, mas é a melhor pré-escola da zona.
Orası çocuklara "AC / DC" deki adam gibi küçük şort ve şapka giydirdikleri yer mi?
A sério? Essa é aquela escola que faz vestir os alunos com calções curtos e chapéus como o tipo dos AC / DC?
Ve beni topuğumdan tuttu. Yani yaralanabileceğim tek yer orası.
A minha mãe mergulhou-me no Rio Estige e segurou-me pelos calcanhares, por isso essa é a única parte que pode ser ferida.
Var, Epcot Merkezi. Gitmek istediğim yer orası!
Sim, ao Epcot Center, onde eu queria ir.
Orasını düşünmedim henüz.
Ainda não pensei nisso
İlla orası mı olması gerekiyordu?
Tinha de ser lá em baixo?
Siz Gölgeler Birliği'siniz ve eviniz de orası.
Vocês são a "League of Shadows" e é a vossa casa.
- Onu bayıltıp 2046 yılındaki Star City'den ayrılmaya zorladın ki orası suçlular için cennet gibiydi. - Benimle olduğunu düşünüyorsun.
Achas que é comigo.
- Orayı H koridoru orası yasak koğuş.
É o corredor H, a enfermaria restrita.
Orası göstermeye değer değil.
Essa parte da visita guiada vale a pena saltar.
Orasının sana ne yaptığını biliyorum.
Eu sei o que aquele lugar fez contigo.
Orası eski enerjilerin odak noktasıdır.
Ela fica num ponto focal de energia antiga.
Rocky Dağları istasyonu da kapandı. Orası da Colorado.
A Estação de Rocky Mountain morreu.
Orası bizim evimiz.
É a nossa casa.
Ya da şer, orasını zaman gösterecek.
Ou más. Veremos.
Orasını göreceğiz.
A ver vamos!
Geçen yıl, Dr. Wells'i kapattığımız hücre orası. Barry, nereye gidiyorsun?
É a mesma cela onde detivemos o Dr. Wells no ano passado.
- Orasını kafana takma sen.
- Não te preocupes.
Daha bu sabah orası hayatımızdı.
Viviamos lá esta manhã.
Ben Boobly'nin orasına burasına bakmaya gidiyorum...
Vou ver Boobly. É gratuito.
Olmaz. Burası ve orası arasında hiç fark yok.
Não, não há diferença entre lá e aqui.
Sadece orası boş.
É o único lugar vago.
- Ama orası ortaya çıktı.
- mas o local foi descoberto.
Orası yeraltında.
Ele é subterrâneo.
Burası Cali, orası Arizona.
Aqui é Cali, e aqui Arizona.