Oturuyorum Çeviri Portekizce
1,694 parallel translation
Burada oturuyorum.
Daqui.
Güney yakasında, Cascade'e 5 sokak mesafede oturuyorum.
Vivo a cinco quadras de Cascade, na zona Sur.
Yakınınızda oturuyorum.
Moro aqui perto.
Her Çarşamba, tam bu banka gelip oturuyorum.
- Sério? Todas as quartas feiras, se isso importa.
- Burada oturuyorum.
- Vivo aqui.
- Cascarri ve Olazábal arasında oturuyorum.
- Vivo em Casarri y Olazábal. - Cala-te, frouxo.
Bu yakınlarda oturuyorum.
Eu moro aqui perto.
Ayrıca, şu anda bu bankta oturuyorum. Burası benim bankım.
Agora sou eu que aqui estou sentado.
Boston'da çalışıyorum, ama burada oturuyorum.
Eu trabalho em Boston, mas vivo para estes lados.
Doğru dürüst tanımadığım biriyle bu araba oturuyorum. Şehrin neresinde olduğum hakkında en ufak bir fikrim yok.
Estou aqui sentado com alguem que apenas conheço numa parte da cidade que desconheço por completo.
Hayır, üç evde de kendim oturuyorum.
- Não. Moro nas três.
Bay Copeland, ben Helen Godfrey bir kaç blok ileride oturuyorum.
Sr. Copeland, sou Helen Godfrey.
Merak etmeyin, burada tuvalette oturuyorum ama onu kullanmıyorum.
Mas não se preocupem. Estou sentado na retrete mas não estou a usa-la.
Yakında oturuyorum.
Eu vivo aqui perto.
Otur. Oturuyorum.
- Eu sento-me.
Tamam, Oturdum Oturuyorum
- Ok, eu sento-me. Estou sentado.
Burda kütük gibi şişmiş bir ayakla öylece oturuyorum.
Estou aqui sentado com o pé inutilizado!
Neden, şu anda bile, bir sandalyeye oturuyorum... çayımı yudumluyorum ve el yazısı okuyorum.
Agora, estou sentado numa cadeira, a tomar chá e a ler um guião.
Hemen bitişikteki kasabada oturuyorum, dostum.
Vivo na cidade a seguir.
Ama pazar gece 1 : 00 kayıtlarına bakarsanız onun yanında oturuyorum, batı çıkışına yakın olan blackjack masası.
Mas se virem as cassetes de vigilância de segunda cerca da uma da manhã, estou sentado ao lado dele. A mesa de Blackjack mais perto da saída Oeste.
Oturuyorum.
- Randy, senta-te um minuto.
Meredith'le oturuyorum.
Sabes que mais? Estou sentada com a Meredith.
Buraya oturuyorum ve sen de ilahi söyleyip dua falan mı okuyorsun?
Sento-me aqui e o senhor canta, reza ou quê?
Burada oturuyorum ve her şeyi duymaya hazırım.
Estou aqui sentada. Posso ouvir-vos.
- Ben artık burada oturuyorum.
- Eu vivo aqui agora.
- Sana söyledim, yakında oturuyorum.
- Boa desculpa para vir cedo para casa.
Oturuyorum.
- O treinador já vem dizer-nos.
Hayır, sevgilimin ailesi için evde oturuyorum.
Não, estou a cuidar da casa dos pais da minha miúda.
- İyi, oturuyorum.
- Bem. Estou sentado.
"Ben oturuyorum, ayaktayım." dedin.
Disseste que íamos ficar.
-... her fılmde oturuyorum. - Vay uyanık.
Secretamente ou quê!
Ben de her gece evde yalnız başıma oturuyorum.
Passo as noites todas sozinho.
Garcia,.. Burada karanlıkta tek başıma oturuyorum, sağol.
Garcia, estou sozinho aqui no escuro.
"Kikirdeyerek, sişkin memelerimle, burada sanki National Geographic'ten bir şey gibi oturuyorum."
Todos a rir, e eu lá sentada com as mamas como uma coisa saída da National Geographic.
- Ah, hayır, burada oturuyorum.
- Não, eu vivia cá.
Ben de burada 2. katta oturuyorum.
Moro aqui, é claro.
- Bütün gün ofiste oturuyorum.Okuyorum.
- Eu fico num escritório o dia inteiro, então acabo lendo muito.
Karşında oturuyorum.
Estou aqui.
Evim diyebilirim, çünkü orada oturuyorum.
Posso dizer que é casa porque moro lá.
Bütün gün, şu rehberlik hocası sandalyesinde oturuyorum. Orada, okulda neler döndüğünü anlayabildiğimi düşünüyorum.
Quer dizer, eu estou sentada naquela cadeira de conselheira o dia todo, e tenho ideia do que acontece por lá, naquela escola.
Oturuyorum.
Sentada.
Memur bey, İkinci Komando Taburu ile Grenada'ya paraşütle atladığımdan beri bu sandalyede oturuyorum.
Senhor guarda, estou nesta cadeira... desde que caí de pára-quedas em Grenada com o 2º Batalhão de Rangers.
Uyku sorunumun sebebi psikolojik. Bu yüzden de şu an bir psikologun karşısında oturuyorum.
A raíz da minha insónia é psicológica, é por isso que estou aqui consigo, uma psicóloga.
Odamdayım gene oturuyorum elimde biftekle.
Sentado no meu escritório com um prato de bacon grelhado
Selam, ben koridorun karşısında oturuyorum.
Falei bem? - Jenna, aquele tipo é um bebé!
Tamam, oturuyorum.
Certo. Estou sentado.
En seksi iç çamaşırımla yatağının ortasında oturuyorum.
Estou sentada na sua cama na minha lingerie mais sexy.
Oturuyorum zaten.
Uh... eu estou sentado.
Bu benim kahve aram ve sen de benim arkadaşım değilsin. Öyleyse neden burada oturuyorum?
Estou no meu intervalo e tu não és minha amiga, então o que estou a fazer aqui?
Karşıda oturuyorum.
Vivo ali em frente.
- Yandaki evde oturuyorum ve...
Moro na casa ao lado e...