English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ P ] / Parlak çocuk

Parlak çocuk Çeviri Portekizce

129 parallel translation
Hemen şurada... "Parlak çocuk" Roland.
Este é o Roland Cara Linda ;
Bozuk paralarla oynayan bu parlak çocuk ta kim?
Quem é esse rapaz que está a brincar com as moedas?
Dur bakalım, parlak çocuk.
Espere aí, espertalhão.
Parlak çocuk ve askeri okula gidecek.
É um rapaz brilhante, vai para a escola militar e... Se bem te lembras, ele foi um escuteiro e...
Ben bundan çok daha fazlasıyım, parlak çocuk.
Sou muito mais que louco, garoto valente.
Hadi, parlak çocuk.
Vamos. Vamos, garoto valente.
- Uza şuradan, parlak çocuk.
- Desampara-me a loja.
Sana burada bir iyilik yapacağım, parlak çocuk.
Vou ajudar-te, espertalhão.
Dinle, parlak çocuk, ben işi bırakıyorum.
Ouve espertalhão, a partir de agora estou fora.
Otur, parlak çocuk.
Senta-se, rapaz brilhante.
Fena değil, parlak çocuk.
Nada mau, bonitão!
Öyleyse o hergeleye bunun bir Parlak Çocuk Alarm durumu olduğunu söyle.
Diz a esse filho da puta que isto é um alerta Bright Boy.
Tekrar ediyorum : Parlak Çocuk Alarm durumu.
Reptito : alerta Bright Boy.
Bu sefer seni fena yakaladım parlak çocuk.
Apanhei-o desta vez, sabichão.
Sebep olduğun pisliği temizlesen iyi edersin, parlak çocuk.
Se fosse a ti largava aquela merda duma vez por todas.
Sabah altı. Parlak Çocuk.
São 6 da manhã, Reub!
Ödül için koşar gibi koştun, Parlak Çocuk.
Corres como o caraças, guerreiro Reub!
Sen dört bin beş yuz metreyi koşacaksın. Parlak Çocuk.
Vais correr os 4500 metros pela equipa, Reub.
Küçük bir ihtimal, Parlak Çocuk.
Duvido, Reub. Duvido mesmo.
Sen pek iyi bir 1500 metre atletisin, Parlak Çocuk.
- Tu és mesmo bom nos 1500 metros, Reub!
- Sakın ol, Parlak Çocuk. - Kahretsin.
Raios partam, Bill, estou a falar a sério!
Artık Coos Körfezi'ndeki o parlak çocuk değilsin.
Ninguém te vai limpar o rabo ou aquecer o leite.
İçinde partizan yok mu? Böyle diyebilirsiniz. Eğer Cumhuriyetçiler senatoyu ele geçirecekse benim kıdemli üye, parlak çocuk veya arkayı kollayan olmam gerekir.
Pode dizer-se que, se os republicanos controlarem o Senado, eu sou o...
Hadi, parlak çocuk.
Vai, espertalhão.
Şef Sunday, böyle bir macerayı denemeyi düşünecek her aşçı ve parlak çocuk bizim kampta. Öyleyse dinle.
- Chefe Sunday temos muitos rapazes aqui pensando que serão os próximos a tentar uma acrobacia dessas, mas escute.
Bol Pantolonlu Parlak Çocuk
MONTGOMERY CLIFT... Estrela do momento de calças largas
Fişlendin, parlak çocuk.
Vais dentro, querido.
İyi iş parlak çocuk.
Muito bem, génio.
Buna inansan iyi olur parlak çocuk.
Pode crer que está, mente brilhante.
Sende çok hoş görünüyorsun, parlak çocuk.
Tu também estás muito bonito, Sparky.
İşte, seninle benim aramdaki fark bu, parlak çocuk.
Vês, aí está a diferença entre nós os dois, manda-chuva.
İşte geldik, parlak çocuk.
Lá vamos nós, novato.
Yoksa sen yemek yemez misin, parlak çocuk?
Não tens que comer, novato?
Biraz sessiz ol parlak çocuk.
Muita coisa, rapazinho.
Haydi, dön arkanı, parlak çocuk, haydi gidelim.
Vamos, vira-te, rapaz. Vamos lá.
"Tekerlek," "Yumuşak," "Parlak çocuk"...
Calça-frouxa, maricas...
Ağzın kafana oranla çok büyük parlak çocuk.
Tens uma grande boca, numa cabeça pequena, espertalhão!
- Parlak çocuk!
- Chupa-gaitas.
"Parlak çocuk", neler oluyor orada?
Pretty Boy, o que se passa?
"parlak çocuk", bize takviye çık.
- Pretty Boy, dá-nos cobertura.
Senin, geleceği parlak bir çocuk olduğunu duydum ve kardeşim olmanı istiyorum.
Ouvi dizer que és corajoso e quero que sejas o meu irmão mais novo.
O parlak fikri, bu dahi çocuk vermişti!
Não há nada, chefe! Mas foi ele, este pequeno génio, que teve esta ideia luminosa!
Bence Stegman aslında parlak bir çocuk.
Stegman é um rapaz brilhante.
Bu senin parlak fikrindi, zeki çocuk.
A ideia foi tua, espertinho.
Oğluyla o zaman tanıştım. Pek parlak bir çocuk değildi.
Conheci então o filho dele, um miúdo de pouca inteligência.
Hadi oradan, Parlak Çocuk.
Não digas, Reub!
İn aşağı, Parlak Çocuk.
Nada lhe conseguia tocar.
Bardy. Pek parlak bir çocuk değildi.
O Bard... não é muito inteligente.
Güzel, parlak bir erkek çocuk.
- É um menino lindo e inteligente.
Bu çocuk için parlak bir özgeçmiş yaz.
Precisamos de um currículo com brilho para este rapaz.
Üstüste yedi kere mi, parlak çocuk?
Ooh-ooh. Ah. Mm-hmm.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]