English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ P ] / Pencereden

Pencereden Çeviri Portekizce

2,872 parallel translation
Sonra mekikte uyandığımı ve pencereden Destiny'i gördüğümü hatırlıyorum.
A próxima coisa de que me lembro, é de acordar no vaivém e ver a Destino pela janela.
O yüzden mi pencereden giren hırsızlar gibi giyindin? New York'luyum ben.
É por isso que estás a vestir um fato de mafioso?
- Açık pencereden dışarı gitti.
- Saiu pela janela aberta.
- Evet. Evet, öyle olmalı. O pencereden.
- Sim, deve ter sido, daquela janela.
Hiç tereddüt etmeden seni kendi ellerimle infaz eder cesedini pencereden aşağı atarım.
Sem nenhuma hesitação, eu o executarei pessoalmente e deitarei o seu corpo pela janela.
Artık başka pencereden bakabiliyorum.
Bem, acho que já vejo as coisas de outra forma.
Asyalı bir adam... Şu pencereden kaçtı.
- Um asiático... saiu pela janela fora.
Tamam. O halde bizi pencereden izleyebilirsiniz çünkü burada yaptığımız iş son derece gizlidir.
Bem, então terá de nos ver através da janela porque o nosso trabalho é altamente confidencial.
- Pencereden mi çıkalım?
- Pela janela?
Wilson'un pencereden içeriye girmesi sende baskı oluşturdu.
O Wilson a entrar pela janela pressionou-te.
Hırsız pencereden içeri girip mekanı temizliyor.
Um ladrão entra pela janela e limpa a casa.
Düğün günümde gelinliğimi giydim ve pencereden yürüyeceğim yola baktım.
No dia do meu casamento, eu... Experimentei o vestido, olhei pela janela, para onde estava o altar, e...
Bir gece pencereden dışarı bakarken yeşil ışıklar görmüş.
Uma noite ela estava a olhar pela janela, e viu algumas luzes verdes.
Kapıyı tıklattım ve pencereden seni gördüm.
- Eu bati. - Não te ouvi bater.
Pencereden sıvışırken bana doğru şeyi yapmamı mı söylüyorsun?
Dizes-me para agir corretamente enquanto sais pela janela!
- Belki de pencereden girmiştir. Ne?
Sim, mas e as janelas?
Yani pencereden gelmiş olamaz.
Talvez não da janela.
Sen olsan pencereden tırmanamazdın, değil mi?
Ninguém pode entrar a partir dali.
Pencereden düşmüş.
Longa queda, de uma janela alta.
Sanırım odayı pencereden terk etmek onun fikri değilmiş.
Acho que sair pela janela não foi ideia dele.
Yani bu adam, iki kez vurulduktan sonra pencereden düşmüş. Bam! Kazığa saplanmış.
Então, o cara leva dois tiros, atravessa a janela, e é empalado.
Pencereden.
Na janela.
- Pencereden dışarı bak.
- Vê pela janela.
Eğer..... sonunda o kadın başınıza kalırsa kafanızı pencereden dışarı çıkarıp, orda neler olduğuna bakarsınız hayattan aslında istediğinizin bu olmadığını anlarsınız.
Um, e se se está... entende... se acabar por ser uma dessas mulheres... que pode sair e olhar o que está realmente a acontecer... e perceber que não quer que a sua vida seja assim.
Bak pencereden biraz esiyor.
Até o fresco entra pela janela.
Kimse elini pencereden sarkıtmasın, yaralanabilirsiniz.
Ninguém ponha as mãos para fora da janela,.... podem se magoar.
18 yıl boyunca pencereden dışarı bakıp durdum.
Fiquei olhando pela janela durante 18 anos.
Pencereden görünüyordun.
Deverias ter visto através da janela.
Işığın yüzüne vuruşu. Pencereden gelen hafif esinti.
O modo como as luzes atingem essa tua cara, esta pequena brisa a vir da janela.
Yani kurda falan dönüşmeyeceksin. Benim kanatlarımın çıkıp pencereden uçup gitmeyeceğim gibi.
Não te irás transformar num lobisomem e muito menos ganhar asas e voar daquela janela.
Benim kanatlarımın çıkıp pencereden uçup gitmeyeceğim gibi.
Acho que o sr. Talbot tem algo para nos dizer.
Francis! Pencereden uzaklaş.
Francis, afasta-te da janela!
Pencereden dışarı uçtu.
Voou pela janela.
Oh! Bug, pencereden süzülen ışık gibi
Observa, Bug, que a luz além na janela parte-se.
Sanırım pencereden kaçtı.
Acho que ele conseguiu fugir pela minha janela.
Eşim neler olduğunu pencereden izliyormuş.
A minha esposa viu o que aconteceu. Pela janela.
Tamam mı? Yan yatarsa yan pencereden dışarı çık.
Se despistar, sai por uma janela.
Tüm bu karışıklıktan yararlanarak, yandaki pencereden kaçtılar herhâlde.
Com a confusão, eles devem ter saltado pela janela lateral.
Kötü adamlar ön kapıdan girmiş o da on saniyede bu pencereden kaçmış.
Os bandidos entram pela porta da frente, ela sai pela janela em dez segundos.
Evin içinde yankılanan bir çığlık attı ve kendini pencereden aşağı bıraktı.
Deu um grito que ecoou pela casa... e atirou-se pela janela.
Yıllar sonra küçük Norma aynı annesinin gittiği yoldan giderek kendisini pencereden attı.
Anos depois, a pequena Norma... foi em procura da sua mãe... pelo mesmo caminho que a sua mão tinha tomado. Pela janela.
Kendini pencereden atmış.
Atirar-se pela janela!
Şu pencereden bakın.
Vão para aquela janela!
Pencereden uzaklaşır mısın lütfen?
Pode sair da janela?
Aslında pencereden daha iyi.
É melhor do que uma janela.
Oturun, pencereden uzaklaşın.
Desça, longe da janela.
Pencereden giren hırsızlara bayılıyorum.
Adoro.
- O yüzden mi pencereden atladın?
- Então por que pulou da janela?
Burke bize pencereden bakıyor.
Impasse?
# Günlerce pencereden izlediğim #
Todos aqueles dias vendo das janelas
Pencereden başka nerden olabilir?
Da tua janela, de onde mais?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]