Sen kal Çeviri Portekizce
4,092 parallel translation
- Sen kalıyor musun?
O meu disfarce continua.
Tamam. Tamam, tamam, sen kal.
Está bem, pronto, podes ficar.
Pekala, T, arabada sen kal.
Tudo bem, T, fica no carro.
Hayır, sen kal. Sohbet edersiniz.
- Não, fique sentada, falem.
Sen kalıntılara bakmaya devam et. *
Por isso continua a mexer nos teus restos.
Geriye sadece sen kalıyorsun.
Isso só a deixaa si.
Yardım getireceğiz! Tamam mı? Sen kal.
Vamos arranjar ajuda, está bem?
Şey, sen kal da filmi bitir.
Ficas tu, e terminas de ver o filme.
Sen burada mı kalıyorsun?
Vais ficar aqui?
Sen burada kal ve kapıyı kilitle.
Fica aqui, e tranca a porta.
Eğer çantan ile birlikte bir köprünün altında uyumak istiyorsan sen bilirsin ama çocuklarım kalıyor.
Podes pegar nas tuas coisas e dormir debaixo de uma ponte, mas os meus filhos ficam cá.
Sen burada kal ve FBI'ı gözle.
Tu ficas aqui a vigiar o FBI.
- Sen onunla kal.
Fique com ele.
Sen burada kalıyorsun!
- Vais ficar aqui.
Sen burada kal.
Tu ficas aqui.
Yatakta kal sen!
Não, fica na cama!
Sen Tommy'yle kal tamam mı?
Fique aqui com o Tommy, está bem?
Sen onunla kal, ben bakarım.
Fica com ela, eu apanho-o.
Sen yaptığın her şeye en az 15 dakika geç kalırsın.
Tu atrasaste sempre pelo menos 15 Minutos.
Jun, sen arabada kal ve 30 dk. içinde dönmezsek polisi ara.
Jun, fica aqui e chama a polícia se não voltarmos daqui a 30 minutos.
Sen de mesaiye kalıp yeni oyuncaklarınla oynayacak mısın?
Vais ficar até muito tarde a mexer nos teus brinquedos?
- Sen nerede kalıyorsun?
- Onde estás instalado?
Eğer kalırlarsa, sen ve Nikita ve burası, herkesi öldürteceksiniz.
Se eles ficarem, tu, a Nikita e este lugar, tu vais fazer com que sejam todos mortos.
- Kalıcı bir role dönüşebileceğini sen söylemiştin. - Pek sayılmaz.
E tu próprio o disseste que isto pode tornar-se num papel permanente.
Sen ve ellerin olduğunuz yerde kalın.
Bem, tu e as tuas mãos fiquem aqui.
Hayır son sözümdür. Güney'e gideceğim ve sen New York'ta kalıp hastalarını tedavi edeceksin.
Vou para o Sul e você ficará em Nova Iorque a tomar conta dos seus pacientes.
Onu bir ziyaret edeyim, sen burada kal Smith'i bulmamıza yardımcı olacak başka bir şey var mı bakmaya devam et.
Fica e continua à procura de algo que ajude a encontrar o Smith.
Sen hain bir kal...
Pareces uma cabra traiçoeira...
Sen ısmarladığın sürece, burada kalıyormuşum gibi ortalıkta dolanmak bana uyar.
Desde que pagues, não me importo de andar por aí, a fingir que sou uma hóspede.
Sen burada kal.
Tu, fica aí.
Sen burada kalıp araştırmaya başla.
Fica aqui e começa a busca.
Sen burada kal, dinlenirsin.
Descansa.
Bana kalırsa Sandra'yı sen öldürdün.
Acho que foi você quem matou a Sandra.
Sen benimle kalıyorsun..
Você vai ficar comigo.
Sen planına sadık kal ki şüphelenmesin.
Segue o teu plano para ela não suspeitar.
- Sen burada kalıp ortaya çıkmayacaksın.
- Fica aqui, descansa.
Sen geride kalıp Autobotlar'ın işini bitirebilirsin.
Pode ficar para trás, para acabar com os Autobots.
Sen Boston'da kalıp ona bakmalıydın.
Devias ter ficado para tomar conta dela.
Riley, sen kal.
Riley, tu ficas.
Sonia, sen Lena ile burada kal ve sınıf arkadaşlarına bir telefon et.
Sonia, você e a Lena ficam aqui e ligam aos amigos dela.
Yani tetiği sen çekmediysen, geriye bir seçenek kalıyor.
Se não puxaste o gatilho, só me deixa mais uma possibilidade.
Sen kal Beckett.
Tu não, Beckett.
Sen burada kal.
Preciso que fiques aqui.
Sen yerinde kal!
Tu, fica aí parado.
Ishani, neler olduğunu bilmiyorum ama sen sadece olduğun yerde kal.
Ishani, não sei o que se passa, mas fica onde estás.
Branch, sen burada kal. Alana ve babana göz kulak ol.
Vigia o local... e o teu pai.
- Olmaz. Sen burada kal, etradı temizle, Bunch'la ilgilen.
Fica aqui, limpa e toma conta do Bunch.
- Yine de sen benzersizsin, Shockwave tarafından güçlü atalarından geriye kalan kalıntılardan üretilmiş siber nükleik asitten klonlanmış bir bilim mucizesisin.
E agora, sei. Ainda assim, és único, um milagre da ciência, clonado por Shockwave a partir de ácido ciber-nucleico. Resgatado dos restos dos teus poderosos ancestrais.
- Sen de hâlâ annenle mi kalıyorsun?
- E tu ainda vives com a tua mãe?
Bak ne diyeceğim, buradan çıkalım sonra onu bulalım sen sorularını sorarken ben de onu tutarım.
Mas sabes uma coisa? Quando sairmos daqui e o encontrarmos, eu agarro nele enquanto tu lhe perguntas.
Tamam, Charlotte, sen burada kal.
Charlotte, fica aqui.
kaldırın 181
kalıp 21
kalabalık 41
kalmamış 19
kalbimi kırdın 25
kaldır beni 31
kalkıyorum 26
kalktım 52
kalmam 16
kalmak istiyorum 46
kalıp 21
kalabalık 41
kalmamış 19
kalbimi kırdın 25
kaldır beni 31
kalkıyorum 26
kalktım 52
kalmam 16
kalmak istiyorum 46