Ustünde Çeviri Portekizce
1,917 parallel translation
Üstünde tartıştığımız yeni fiyatı sunmama izin verirsen bu değişebilir.
Isso pode mudar se me deixar fazer a oferta de que falámos.
- Üstünde MacCutcheon yazıyor.
- Só diz MacCutcheon.
Üstünde çalışmaya devam ettim. Ama çok vaktimi aldı.
Tentei continuar a recuperá-lo, mas demoro muito tempo.
Üstünde kanıt etiketi olan 223'lük suikast tüfeği.
Arma de assalto.223mm com uma etiqueta de prova.
Üstünde de güzel ananas resimleri mi var?
E tem um belo desenho de... Uns abacaxis?
Üstünde bir çeşit yazı var.
Tem algo inscrito.
Üstünde ilçe mührü var.
Está gravado.
Üstünde adım mı yazıyor?
Tem lá o meu nome, ou algo do género?
Üstünde pek düşünmedim.
Nunca pensei muito nisso.
Üstünde A, B, C yazan bir kaç kapı geçtik. Belki...
Passamos por umas portas, que tinham letras A, B, C.
Üstünde kötü bir çizgi var, hiçbir erkekte görmediğim bir şey.
Possui uma malvadez que nunca vi em homem nenhum.
Üstünde bir gece kulübünün adı var.
Diz que é de um clube nocturno.
Üstünde sivri bir şey var mı?
Tem algum objecto afiado consigo?
Üstünde bir sürü keçi tüyü var.
Anda, estás cheia de pêlos de cabra.
Üstünde biraz kan var.
Há um pedaço de sangue nisto.
Üstünde parmak izi var.
Parece que há nela uma boa impressão digital.
Üstünde çalıştığım bazı şarkılar var onda.
Tem umas canções em que tenho andado a trabalhar.
Çok doğru. Üstünde çalıştığım çizgi romanı hatırlıyor musun panda katliamına karşı koyan silahlı panda hakkında?
- Sabe a revista em quadrinhos em que eu estava trabalhando, com pandas combatentes do crime?
- Üstünde bir şey var mı? - Kimsin?
- Capitão Horst Cali.
- Üstünde yeni bir şey olmamalı.
Não pode ter nada novo lá.
Üstünde hâlâ takip cihazı mı var?
Ainda está a usar o microfone?
Üstünde bütün gün yürüyeceğim.
Não me cansava de andar em cima dele.
Üstünde çalışmalısın.
Precisa de ser trabalhada.
Hayatıma ve işime çeki düzen vermeliyim. Üstünde çalışıyorum.
Tenho que assumir o controle, e estou trabalhando nisso.
Üstünde donlar asılı gibi duruyor.
Parecem cuecas penduradas nela.
Üstünde çalışıyordum.
Tenho andado a fazer exercício.
Biri bana bunu fırlattı. Üstünde telefon numarası e - Posta adresi var ve kocaman.
Alguém me atirou isto e tem um número de telefone, um e-mail, e é enorme.
Üstünde pullarla "Matt'i seviyorum" yazan mı?
A que tem escrito : "Eu amo o Matt" com os brilhantes?
Üstünde gülen surat olmalıydı.
Era suposto ser uma cara sorridente.
Üstünde "fahişe" yazılı kutularda.
As caixas estão marcadas com "puta".
Üstünde ne var?
O que está vestindo?
Üstünde JR logosu olan her şeye ateş açılıyordu.
Disparavam sobre tudo o que tivesse o logótipo da JR.
Uygulama laboratuvarına. Üstünde çalıştığın o kimyasal maddeler.
Isto deve remontar há 20 anos, quando trabalhava no laboratório e havia aqueles químicos todos.
Üstünde gamalı haç mı var?
- Isto é uma suástica?
- Üstünde çalışıyoruz. - Öyle mi, nasıl?
- Estamos a tratar disso.
Üstünde yazı var.
Há uma gravação "Larry Hopkins". Advogado.
Üstünde akrilik polimer ve butil karbitol izleri vardı.
Faço tudo também enquanto estão na cidade. Nós encontramos um saco em casa de Kathleen Newberry e tinha vestígios de acrílico polímero e butil carbitol. Bom!
Üstünde çalışacağımız beş zanlı var.
Temos cinco suspeitos para comparar.
Üstünde bir logo var ama nem yüzünden yıpranmış.
Parece que tinha um logótipo, mas a humidade deve tê-lo erodido.
Üstünde parmak izi bulursan yalan söylediğini yakalarsın.
E se encontrares as impressões digitais dele nele... talvez o apanhem a mentir?
Üstünde parmak izlerim olan yüzlerce torba bulabilirsiniz.
Provavelmente irá encontrar centenas com as minhas mãos neles.
Üstünde saçma reklam sloganları yazan bir yığın peçete buldum sadece.
Só encontrei pilhas de guardanapos com frases publicitárias idiotas.
Üstünde bir sürü bavul var ıssız bir yere park edilmiş ve kapıları da kilitli değil.
Com o tecto cheio de bagagem. Estacionado no meio do nada. E está destrancado.
Üstünde adın yazan yemek kabından seni besleyen adamla, Tripp Darling'le geç kalmış mücadeleni kazanmaya ramak kaldı.
Quer dizer, longe de ti, depois de tanto tempo, entrar numa luta por Tripp Darling, o homem que te pode dar uma fortuna, numa bandeja de prata.
Üstünde güzel duruyor.
Ias ficar bem neste.
- Üstünde uyuşturucu var mı?
- Vendendo drogas?
Üstünde çalışıyorum.
Estou a pensar num.
Üstünde bir şey yoktu.
Ela não levava nada.
Üstünde kan yok.
- Olhe para ele.
Üstünde çalışabiliriz. çalıştırıp sinyal denedin mi?
Já tentaste ser teletransportado?
Üstünde çalışıyoruz.
Estamos a trabalhar nisso.
üstünde 26
üstüne 19
üstüne alınma 28
üstünü ört 16
üstüne üstlük 16
üstünü değiştir 20
üstünü giyin 16
üstünü giy 19
üstüne bastın 27
üstüne 19
üstüne alınma 28
üstünü ört 16
üstüne üstlük 16
üstünü değiştir 20
üstünü giyin 16
üstünü giy 19
üstüne bastın 27