Uzaklara Çeviri Portekizce
1,794 parallel translation
Sevgili Ana, seni böyle görmek beni üzse de tüm bunlar evden uzaklara gitmenin getirdiği risklerdir.
Minha querida Ana. Fico triste em vê-la assim. Mas faz parte dos riscos de sair de casa.
# Sımsıkı sarıl bana. # # Bir gün döneceğim sana,... # #... Gideceğiz uzaklara. #
Agarra-se firme em mim... voltarei por você algum dia... e escaparemos daqui.
Hafta sonu için uzaklara gideceğini söyledin belki de bir tatile
Maldição! Tu disseste, "Nós vamos escapar durante o fim de semana, talvez ir numas férias,"
Sindirella, onu çok uzaklara götürecek bir gemide
A Cinderelly está num barco que a levará para muito longe
- Beni uzaklara götürüyor!
- Ele está a levar-me para longe!
Uzaklara uçmak istersen, o zaman uç.
Se tu queres voar para fora, então voa.
O hafta sonunu hatırlıyor musun? Uzaklara gidip, benim kölem olduğun bir oyun uydurmuştuk.
Lembras-te daquele fim de semana que brincamos que eras minha escrava?
Buradan beni uzaklara götür.
- Leva-me daqui.
Sihirli kadın, Üvey oğlun çok uzaklara gidecek ve başarılı olacak.
Sua bruxa, o teu enteado vai cavalgar a lua e irá para bem longe.
419 gün uzaklara gideğim... ya sonra?
O teu avo disse a mesma coisa e eu disse-lhe o mesmo. Eu tentei explicar mas ele não quiz entender.
Küçük kuşlar havalanın Uzaklara kanatlanın.
Diz adeus, passarinhos, voem, voem para longe.
Kaçalım uzaklara gizlice Yapacak bir şey olmasın, oynayalım sadece
Vamos para longe Para podermos folgar
ve korku belirir rüyalarında uzaklara daldığında tabuta yakınken...
O mesmo medo está no seu sonho... em que mergulha para dentro desse caixão fechado.
Dürüst olduğum için beni cezalandırma. Oğlumu uzaklara götürme!
Não me puna por ser honesto, não leve meu filho pra longe.
Uzaklara koştum, ve... onu orda öylece bıraktım.
Fugi e... e deixei-a lá.
Acaba nasıl olurdu diye düşünüyorum ama Jezebel eşyalarını toplamış ve uzaklara gitmişti bile. Ve o yazdan sonra asla eski ben olamadım.
Penso no que poderia ter sido, mas a Jezebel arrumou as malas... e foi embora, e nunca mais fui o mesmo desde esse Verão.
Ve bir gün o uzaklara gitti. Ve ben öleceğim sandım. Ama ölmedim.
E depois, um dia, ele foi embora, e pensei que ia morrer, mas não morri.
Çok çok uzaklara
Para longe, muito longe.
Yüzeceğim uzaklara, hanımefendiyi uyarmaya.
Vou nadar para prevenir a minha senhora!
Bana buraya geldiğimde çok uzaklara gittiğini söylemiştin.
Você disse que se fosse demasiado que eu podia vir cá.
Uzaklara git.
Vai para longe.
Gidebiliriz, hem de uzaklara.
Neste instante. Podemos sair daqui.
Ne zaman birine kalbimi açsam, ya hayatımdan kopup gidiyorlar.. ya da ölüyorlar. Ya da uzaklara taşınıyorlar, ya da gemiyle Irak'a gönderiliyorlar... ya da şu acayip Norman Bates'a dönüşüyorlar.
Sempre que abro o meu coração a alguém eles saem da minha vida ou morrem ou mudam-se ou são transferidos para o Iraque ou transformam-se num Nornam Bates...
... uzaklara gitmemişti...
tão cedo,
* Uzaklara bak, dağdan aşağıya bakma *
Acaba com a mentira Não olhes Pela montanha abaixo
Evinden çok uzaklara, büyük bir şehre gelmişsin. Birkaç kadeh bir şey içiyorsun. Derken fıstığın teki yanına yaklaşıyor, için kıpır kıpır oluyor.
Está longe de casa, bebe uns copos, uma mulher sexy mete-se consigo...
Fazla uzaklara gitme ama. Bu aralar bir yere kaybolma.
Não vá para lado nenhum nos próximos tempos.
Bir dahaki sefere, seni gerçekten uzaklara tatile götürür. Uzaklara gitmelisin. - Bilirsin, şehri terk et.
Da próxima vez que te levar de férias, tens de sair da cidade.
- Sully, onunla beraber uzaklara kaçmamı istiyor.
- Sobre o quê? - O Sully quer que eu me vá embora com ele.
O günlerde, kızları oldukları yerden çok uzaklara götürdüler.
Naqueles dias eles levaram as garotas como ela de onde estavam.
- Uzaklara gittim ve bir erkek çocuk doğurdum, ve onu evlatlık verdim.
- Você não fez? - Eu desapareci e tive um menino. Dei ele para a adoção.
Bırakta seni buradan uzaklara götüreyim.
Deixe-me... Deixe-me levá-la daqui.
Neden uzaklara gidiyoruz?
Por que vamos para tão longe?
Uzaklara gözünü dikip bakmaktan başka birşey yapıyor sayılmaz.
Não tem feito nada excepto olhar para o infinito.
Bebekliğinde, hep uzaklara bakardı.
Quando era um bebé estava sempre a olhar para o vazio...
Onu uzaklara götürmek kolaydı.
E foi fácil conseguir que ela fosse para lá.
Evet. Ama diğer arkadaşım, Morgan gelip seni alacak. Seni uzaklara götürecek.
Sim, mas o meu outro amigo, Morgan, vai chegar e apanhar-te, ele vai levar-te e vai-te oferecer uma excitante nova oportunidade de carreira.
# Beni çok uzaklara gönderme.. # #... beni unutacağın yerlere #
Não me mandes para longe para onde não te vais lembrar de mim.
bir gün imkanımız olursa biz de çok uzaklara gitmek istiyoruz.
Se um dia eu conseguir voar como uma mosca, Eu irei para muito, muito longe deste lugar.
Adli tıp okuluna girdim gireli herkesin benden çok uzaklara kaçtığını fark ettim.
Desde que entrei para a escola forense não percebia porque é que as pessoas se afastavam de mim bastante, muito.
Eğer izin verirseniz, sinir bozucu insanlardan çok uzaklara gitmek istiyorum. Özellikle, kahve lekeli dişi olan, dırdırcı, çocuksuz sarışınlardan.
Com licença, tenho de me afastar de pessoas irritantes, especialmente de louras choronas com manchas de café nos dentes.
Kupa Valesi, almış o turtaları uzaklara kaçırmış. "
"O Valete de Copas, roubou essas tartes e levou-as para muito longe."
- Uzaklara bu akşam gidelim. Hazırlanalım.
- Vamos fugir hoje.
Uzaklara gitmemden önce beni tanımıyordun.
Tu não me conheceste antes de eu me ir embora.
Birlikte buradan çok uzaklara uçacağız.
E depois podemos voar para longe daqui.
Buralardan gitmem gerek, uzaklara, sonsuza dek.
Preciso de ir para longe. Muito longe, para sempre.
Ben de uzaklara gitmek istiyorum.
Eu também queria partir.
Ve uzaklara gitti.
E ele se mudou.
Hep uçmayı, uzaklara yol almayı istemişimdir.
Voar para lugares distantes.
'Eğer yeterince uzaklara gidersen, kendini evinin yolunda bulursun.'
Sim...
- Sevgilinle beraber uzaklara yelken açmalıydın.
Devias ter partido com o teu namorado.
uzaklaşın 97
uzaklaş 262
uzaklık 23
uzaklaşma 31
uzaklarda 21
uzaklaşıyor 38
uzaklaş oradan 25
uzaklaşıyorlar 24
uzaklaş buradan 43
uzaklaş ondan 16
uzaklaş 262
uzaklık 23
uzaklaşma 31
uzaklarda 21
uzaklaşıyor 38
uzaklaş oradan 25
uzaklaşıyorlar 24
uzaklaş buradan 43
uzaklaş ondan 16