Yaklasıyor Çeviri Portekizce
4,223 parallel translation
Biri yaklaşıyor.
Aproxima-se um homem a cavalo.
Kumandanım, Pompey'in armasını taşıyan atlı iki asker yaklaşıyor.
Imperator. Aproximam-se dois soldados a cavalo. Portam a crista de Pompey.
Düşman yaklaşıyor!
Cavaleiros aproximam-se!
Evan yaklaştıkça yaklaşıyor. Bu o.
O Evan está cada vez mais perto.
Evan yaklaştıkça yaklaşıyor.
O Evan está cada vez mais perto.
Ama bu aptal fotoğrafların her biri bellekte yaklaşık olarak bir gigabyte yer kaplıyor.
Mas cada uma destas imagens tem quase um giga de memória.
Seçimler yaklaşıyor.
A eleição está próxima.
Douglas Üniversitesin'den pazarlama diploması var ve yaklaşık üç yıldır Leeds giyim firmasında çalışıyor.
Licenciada em Marketing pela Faculdade Douglas, e trabalha na "Leeds Clothing Company", há quase três anos.
Rüzgâr tayfun şiddetine yaklaşıyor.
Ventos aproximam-se à força de um tufão.
Bir dakika daha. Patrick Lawrence yine yaklaşıyor efendim.
O Patrick Lawrence aproxima-se outra vez, Senhor.
Hatta rakam dünya çapında bir milyona yaklaşıyor.
Agora, mundialmente, o número aproxima-se de 1 milhão.
Yaklaşıyor olmalı.
Ele deve estar perto.
Hemen çekebiliriz. Fırtına yaklaşıyor lan.
Temos acesso imediato.
Fırtına yaklaşıyor, dostum.
- A tempestade vem aí, amigo.
Şu an ki müşterin ile az bir süren kaldı ve "şu an" dediğin şey sona yaklaşıyor.
A menos que o seu cliente tenha uma recaída, o seu "agora" está a chegar ao fim.
- Sormamın nedeni, duruşma günü yaklaşıyor.
A razão da pergunta é que terei uma audiência. - Eu sei.
Söylediğim gibi, Mr Burns Kürsüye doğru yaklaşıyor.
Estou a ser informado que o Mr. Burns está a aproximar-se do local.
Oregon'da yüzücüyüm ve Olimpiyat elemeleri de yaklaşıyor.
Nado em Oregon e as selectivas das Olimpíadas estão a chegar.
Çinliler hâlâ yaklaşıyor.
Os chineses ainda estão a convergir.
Yaklaşık iki yüz dolara satılıyor.
Custa uns 200 dólares.
Cam bu olaya diğer davalar gibi yaklaşıyor.
A Cam está a tratar isto como se fosse um caso qualquer.
Kardeşim Jor-El'in teorisine göre gezegenimiz doğal sonuna yaklaşıyor.
O meu irmão, Jor-El, tem as suas teorias sobre o fim natural do nosso próprio planeta.
Yaklaşıyor.
Está quase a chegar.
Kordonları çekme vaktimiz yaklaşıyor.
Parece que está quase na hora para puxarmos a corda.
Sezonun son buluşması yaklaşıyor.
O encontro final da época está a aproximar-se.
Doğrulama için yaklaşıyor.
Movemo-nos para verificação.
Birisi yaklaşıyor, çok yakınınızda!
Alguém se aproxima, está muito próximo...
Af Heyeti tarihi yaklaşıyor.
O meu indulto está quase aí.
Yaklaşıyor.
Oh, Deus, ele está se a aproximar.
Konuşma zamanı yaklaşıyor. Birkaç kart hazırladım.
Está quase na hora do brinde e eu fiz uns cartões.
Her dönüm ormandan yılda yaklaşık... 19 bin litre su buharı çıkıyor.
Cada hectare de floresta produz, na forma de vapor, quase 190 mil litros de água por ano.
Öğle vakti yaklaşıyor.
Estamos a aproximar-nos do meio dia.
Parkta yaklaşık 1500 fil yaşıyor.
O parque é o lar de cerca de 1.500 elefantes.
Her dönüm ağaçtan yılda yaklaşık... 19,000 litre su buharı çıkıyor.
Cada hectare de árvores liberta, em vapor, quase 190 mil litros de água por ano.
Araç yaklaşıyor.
Vem na nossa direcção.
Ordu İstihkâm Sınıfı'nın tahminine göre kubbe, Chester's Mill'in yaklaşık 6 km yukarısına kadar çıkıyor.
O melhor palpite dos engenheiros do exército coloca a cúpula situada em Chester's Mill com diâmetro aproximado de 6000m...
Yaklaşıyor. Nesne ışık hızının dörtte birine ulaştı.
Vamos... o objeto ultrapassou a segunda velocidade cósmica,
Düşman donanması yaklaşıyor!
Não estão se aproximando da frota inimiga.
Bir şey yaklaşıyor.
Espere! Um navio solitário está se aproximando...
İkisi, kuzeybatı köşesinden yaklaşıyor.
Dois deles aproximam-se da esquina mais ao norte.
Yılın sonu yaklaşıyor biz de son birkaç ayı inceliyoruz.
O nosso fim de ano está a chegar, estamos a rever os últimos meses.
Duruşması yaklaşıyor.
A tua mãe está na prisão, Oliver. O julgamento está próximo.
Rastgele cinayetlere eşit yaklaşıyor.
É um assassino de oportunidades iguais.
Bulutlar yaklaşıyor.
As nuvens estão vindo dentro
- Kötü bir kasırga yaklaşıyor ve ben -
Não é uma má furacão rolando e eu quero -
Fırtına yaklaşıyor hem de çok hızlı şekilde.
A tempestade está vindo e está vindo rápido.
Büyük bir fırtına yaklaşıyor. Burası güvenli değil.
Há uma grande tempestade que vem dentro Não é seguro aqui.
Git gide yaklaşıyor.
Está ficando cada vez mais perto.
- Halkın son olaylarla gizli İstila Filomuzu öğrenmeleri sebebiyle oluşan kötü şöhreti düşünürsek eğer, Kuklana bu kadar olumlu yaklaşıyor olmaları hoş doğrusu.
Dada a recente publicidade negativa, sobre a nossa frota escondida, é uma sorte que o teu fantoche seja apreciado.
Olaya şüpheyle yaklaşıyor, gülüp geçiyordum.
Ri-me da história.
Sizin bildiğiniz gibi dünya sona yaklaşıyor.
O mundo como o conhece vai acabar.
yaklaşıyor 99
yaklaşıyoruz 63
yaklaşıyorum 20
yaklaşıyorlar 62
yaklaşıyorsun 21
yaklaşık 83
yaklaşın 139
yaklaş 303
yaklaşma 142
yaklaştık 32
yaklaşıyoruz 63
yaklaşıyorum 20
yaklaşıyorlar 62
yaklaşıyorsun 21
yaklaşık 83
yaklaşın 139
yaklaş 303
yaklaşma 142
yaklaştık 32