English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ Y ] / Yaramaz çocuk

Yaramaz çocuk Çeviri Portekizce

210 parallel translation
Seni yaramaz çocuk.
És um garoto mau.
Flike, seni yaramaz çocuk.
Flike, seu pestinha!
Yaramaz çocuk!
- Que mal comportados!
Seni yaramaz çocuk.
Que menino sagaz!
Yaramaz çocuk.
És terrível.
Hiç şarap banyosu yapmak istemez, yaramaz çocuk...
O tímido não quer tomar banho no vinho.
- Yaramaz çocuk!
- Que menino mau!
Yaramaz çocuk mu oldun.
Portaste-te mal.
Yaramaz çocuk gibi de ne demek?
Que significa isso selvagem atrevido?
Şimdi ben küçük, masum sütçü kızım. Sen de ahırdaki yaramaz çocuk ol.
Eu vou ser a inocente e pequena leiteira e tu serás o menino mal comportado do estábulo.
Seni yaramaz çocuk!
Seu malandreco!
Yaramaz çocuk!
Maroto!
Neredesin seni yaramaz çocuk?
Onde tens estado?
Kim olduğunu çok iyi biliyorsun seni yaramaz çocuk!
Como se você não soubesse!
- Bekliyordum yaramaz çocuk.
- Deixaste-me à espera, malandro.
- Bu yaramaz çocuk ağacı indirecek.
Esta menina era capaz de deitar uma árvore abaixo.
Kolay bir yol bulmuşsun, yaramaz çocuk!
Tomando o caminho mais curto. Menino travesso!
Seni gidi, yaramaz çocuk, seni!
Que rapaz tão mau!
Yaramaz çocuk.
- Rapazinho mau.
Gerry yaramaz çocuk!
O Gerry é mau!
Bu sene çok az yaramaz çocuk var.
Não há quase crianças más este ano.
Flynn, Flynn! Yaramaz çocuk!
Menino mau.
Seni yaramaz çocuk.
Seu maroto.
Biri bütün içleri yiyip geri kalanını atmasaydı Oreos'suz kalmazdık yaramaz çocuk.
era suposto termos se alguem nao tivesse comido os recheios e deitado o resto fora, seu maroto.
- Yaramaz çocuk gibi.
- Como um menino feio.
Yaramaz çocuk Gerçek olabilir misin?
Oh, meu malandreco És mesmo real?
Yaramaz çocuk Cotton.
Que malandro, Cotton!
Asla öğrenmene izin vermem ki, seni yaramaz çocuk.
- Impossível, nunca o saberias. - Não gozes comigo, Carla.
Tıpkı yaramaz bir çocuk gibiydin.
Foste como um rapaz malvado.
- Kendisi çok yaramaz bir çocuk.
Passa-se alguma coisa, Sra. Woodry?
Yaramaz bir çocuk.
Está igual a uma selvagem.
O küçük bir çocuk, yaramaz bir kız.
Ela é uma menina, uma criança. Uma menina marota.
Clyde, bu çocuk bize yaramaz.
Clyde, ele não serve.
Sanki vahşi yaramaz bir çocuk.
É um selvagem atrevido.
Yaramaz bir çocuk değilim.
Não sou nada.
İki küçük yaramaz, kötü çocuk gitti.
Duas criancinhas más que se foram.
Tanrım, sanki bir nevi çocuk gibi... devasa büyüklükte, huysuz ve yaramaz.
Parece uma criança a fazer uma birra medonha.
- Yanında çocuk olan bir Fransız arıyoruz. Ayılı bir Fransız işimize yaramaz.
Nós procuramos um francês com uma criança, não com um urso.
Küçük yaramaz bir çocuk gibi köşede dur.
Fica no canto como um pequeno miúdo malcomportado.
Tamam mı? Çünkü yaramaz bir çocuk olmaya başladın.
Estás a portar-te muito mal!
Tommy yaramaz biri, uslanmaz bir çocuk.
O Tommy é má rés.
Ne kadar yaramaz bi çocuk bu.
Que rapazinho tão mau.
Zarzavat saçlı, biraz üşütük biraz da yaramaz bir çocuk
Bad Boy Bubby louco de cabelo selvagem...
Bu Bubby çok yaramaz bir çocuk, hem de yaramaz mı yaramaz
Bad Boy Bubby Bad Boy Bubby Blues...
Yaramaz, yaramaz çocuk!
Menino muito mau.
- Çok daha yaramaz iki yaşında olan çok çocuk gördüm.
- Já vi crianças dessa idade muito ágeis.
- Neden, seni yaramaz, haylaz çocuk.
Seu pequeno delinquente juvenil!
Doğal değil, ama Donald'ın sperm hareketliliği... bilinen şekilde çocuk sahibi olamayacağınız anlamına geliyor. Amuda kalksanız bile işe yaramaz.
Não parece natural, mas com a fraca mobilidade do Donald, não poderão ter este bebé da maneira tradicional, nem fazendo o pino.
Çok yaramaz bir çocuk.
Um rapaz muito malandro.
Yaramaz, kötü bir çocuk.
Um malandro viciado!
İşe yaramaz, çocuk.
Não tens saída, miúdo!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]