English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ Y ] / Yüzü

Yüzü Çeviri Portekizce

4,382 parallel translation
Ve onun yüzü işaret edildi.
E o rosto dele apareceu.
Yüzü bandajlı adam kampın önünde...
Um homem à frente do acampamento, com um curativo na bochecha.
O korkunç yüzü, o cansız bakışları asla unutamam.
Nunca esquecerei aquela cara horrível, aqueles... olhos mortos.
Bu işin resmî yüzü benim!
Eu sou o que dou a cara para falar com a polícia!
Diyorum ki sinirsel ara yüzü oldukça komplike.
Só estou a dizer que a interface neural é bem sofisticada.
Yüzü olan her şeyi.
Qualquer coisa com rosto.
İnsanlar, Queen Consolidated'in CEO'su olarak öne çıktığını bu davanın yüzü olarak sorumluluk aldığını görüyor.
Se as pessoas o virem... Se o virem como presidente da Queen Consolidated, a assumir a responsabilidade e ser a face desta causa pública,
Yıllar önce ormanda bulmuştuk. Yüzü kesikler içindeydi.
Há anos atrás, encontramo-la na floresta, com o seu rosto e o seu corpo todo dilacerado.
"Bu onun gerçek yüzü mü?"
"Será aquele o rosto verdadeiro dela?"
"... onun gerçek yüzü mü? " diye düşünmüyorsundur.
"Ela é mesmo assim?"
Ve şirketin yüzü de sensin.
E tu és a sua imagem.
İlk aklına gelen işkence gördüğü olmalı. Yüzü ateşle bu hâle getirilmiş ve parmağını da bir aletle koparmışlar.
A primeira coisa que notaste foi que ele foi torturado com fogo, ou o que quer que seja, que o pessoal use para cortar dedos a alguém.
Mellie dünyaya senin başkasıyla ilişkin olduğunu zaten açıkladı, ve benim ismim dışarı sızdı, o yüzden şu an o kişinin halk yüzü benim.
A Mellie já contou ao mundo que tiveste um caso com alguém, e o meu nome foi divulgado. Agora eu sou a cara desse'alguém'.
Yüzü güzelmiş.
Ele tem um bom rosto.
Bak üzgünüm oradan bir sürü çocuk gelip geçti ve her ismi, yüzü hatırlamak zor.
Olha, desculpa. Mas é que... Há tantos rapazes que passam por aquele sitio, é dificil lembrar-nos de cada... cada nome e rosto.
6 ay önce "Hayal Dünyası'nın İç Yüzü" adında bir makale yayınlamaya çalışmış.
Há 6 meses, tentou publicar um artigo chamado "Na Terra dos Sonhos", mas foi abafado devido a preocupações
Yüzü fena yaralanmıştı. Her yeri kanıyordu. Bilincini kaybetmek üzereydi.
Tinha feridas graves no rosto e estava toda a sangrar e quase inconsciente.
Yüzü gözleri ağzı.
O rosto. Os olhos. A boca.
Yüzü de büyük.
Tem também a cara grande.
- Yüzü tanıdık geliyor mu?
Ela é-lhe familiar?
Bu beyin-bilgisayar ara yüzü, Mickey gibi elleri ve ayakları felç olan kişilere robot protez imkânı sağlayan yeni olanakların anahtarıdır.
Por serem próteses robóticas para tetraplégicos como o Micky...
Beyin-bilgisayar ara yüzü araştırmasında daha fazla zaman geçirmek istiyorum.
Quero passar mais tempo nesta pesquisa.
Aynı paranın iki yüzü gibi hayatım.
Dois lados da mesma moeda, querida.
Gördüğünüz üzere insanın yüzü, kafatasına yapışık falan değil.
Como pode ver, a cara humana não está presa ao crânio.
Eziyet gören ruhlarla. Yüzü mahvolmuş bir kız.
Almas torturadas, uma rapariga cujo rosto está arruinado.
Bu sert yüzü takıntığın sürece bir şey söylememeyi tercih ediyorum.
Prefiro não dizer, quando fazes a tua cara séria.
Tülerikse saçların, yüzü büzüşür beyazların. Doğru diyorsun.
Se for com carapinha, os brancos não gostam.
Düşmanımızın bir yüzü var ve ben o yüzü gördüm.
O nosso inimigo tem cara e eu vi-lha.
Gördüğüm şey Daniel'ın yüzü değildi.
O que eu vi não era o rosto do Daniel.
Gövdesinin üstü ve yüzü asıl darbeyi almış.
O torso superior e o rosto sofreram o impacto da explosão.
Yüzü Amara'nın yüzü olduğundan, ben de iyice kendime gelirim. Görüşürüz hadi.
Com um rosto igual ao da Amara, pode ser catártico.
Ağzı yüzü dağıldığı için artık ona bakmama gerek kalmadı.
Agora que a cara dela não está boa, já não preciso de olhar para aquilo.
Bölüm "Şeytanın Yüzü Var"
ItalianSubs + legendas _ movies
3D-yazıcının yüzü olan yüzü değiştirdiğimi söylersem neşelenir misin?
Animava-te se dissesse que mudei, a cara da impressora 3D?
Sanal alem terörizmin yüzü bu ha.
Então, esta é a cara do ciberterrorismo.
Atkuyruğu ve resepsiyonda yüzü dövmeli olan adamların bunun olmasına izin verdiğine inanamıyorum.
Não acredito que o tipo com o rabo de cavalo e a tatuagem na cara... - deixasse isto acontecer.
Bu buz dağının görünen yüzü.
Isso é só parte da sua fachada.
- Küçücük yüzü...
- A carinha dele...
Böylece yüzü benimki gibi daha geniş olmuş. - Tamam.
Isso deixou-lhe o rosto mais largo, como o meu.
Yüzü, saçının kesimi derken şimdi de benim gibi konuşmak istediği mi çıktı ortaya?
O rosto dele, o modo de cortar o cabelo, agora ele também fala como eu?
Yüzü.
O rosto dele.
- Bu yüzü bir yerlerden hatırlıyorum.
Reconheço esta cara de qualquer lado.
Yüzü parçalanmış.
A cara foi esmagado.
Garcia, Parker Mills işinin iç yüzü nedir?
Garcia, alguma coisa suja sobre Parker Mills?
Pink Floyd'un "Ay'ın Karanlık Yüzü" nü annemin yumurtalarını yerken dinlersen sözler tam oturacaktır.
Se ouvires "O Lado Negro da Lua" dos Pink Floyd enquanto comes os seus ovos, tudo se encaixa na perfeição.
Eğer fotoğraf çekebilirsen, adamın yüzü için temiz bir görüntü alabilirsin.
Vamos ver se consegues juntar, obter uma imagem limpa do rosto.
Sadece kaybedersek tabi. Madolyonun bir de diğer yüzü var.
Isso tem um outro lado.
Charlie sende yüzü olmayan bir tedarikçi var.
Charlie, o teu fornecedor não tem cara.
Yüzü...
A cara dele...
Yüzü ve karnına fiziksel zarar verdi. Boğazını sıktı ve cinsel tacizde bulundu. Doğru mu?
Cerca das 8 : 30 da manhã do dia 19 de Julho, o réu arrastou a vítima de oito anos para um estaleiro próximo, atacou-a no rosto e no abdómen, sufocou-a, depois atacou-a sexualmente nas partes genitais.
Gözlerde hüzün. Bu leydinin yüzü bir acı hikayesini barındırıyor.
O rosto desta senhora mostra-nos uma história de dor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]