English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ Ç ] / Çocugu

Çocugu Çeviri Portekizce

26,911 parallel translation
- Çocuğu buraya getirebilir.
Ele pode trazer o bebé aqui.
İnsanların her gün çocuğu oluyor sonuçta.
As pessoas têm filhos todos os dias.
Bu çocuğu büyüteceksem para kazanmak için büyük bir fikir bulmalıyım.
Se queres ter alguma hipótese de conseguires criar esse bebé, tenho de ter alguma boa ideia para ganhar muito dinheiro.
Eğer çalışmak istiyorsan, Neden evlilik ve çocuğu tercih ettin?
Se querias uma carreira, porque casaste e tiveste filhos?
Ritesh ile konuştum. Karısı ve çocuğu üstgeçitte ölen...
Falei com Ritesh, cuja mulher e filha morreram no viaduto.
Üç yetişkin çocuğu varmış. Onlara haber veriliyor.
Tinha três filhos adultos e estão todos a ser notificados.
- Çocuğu var mı?
Ela tinha filhos?
Elli yaşındaki doktor olan oğlu Alan yakınlarda yaşayan tek çocuğu.
O filho de 50 anos, Alan, é o único que vive nesta zona.
İki ebeveyni öldürmüş, karışık bir ritüel gerçekleştirmiş ve çocuğu başarıyla kaçırmış.
Conseguiu matar os dois pais, realizar um ritual complicado e raptar o miúdo com sucesso.
Çocuğu okula giderken kaçırmak daha kolay olmaz mıydı?
Não seria mais simples apanhar o miúdo no caminho da escola?
Çocuğu güvenli sayılan bir yerden kaçırmak ritüelin öneml bir parçası olmalı.
O rapto da criança de um lugar que se pensa ser seguro deve ser uma parte essencial do seu ritual. Quem sabe?
Belki cinsel tatmin çocuğu boğmaktı.
A não ser que estrangular o rapaz seja o que lhe dá prazer.
Ya da ilk kez birini kaçırıyordu ve panikleyip çocuğu ele geçirir geçirmez ondan kurtuldu.
Ou pode ter sido o 1º sequestro do suspeito e entrou em pânico e livrou-se da criança assim que a teve.
Çocuğu tehlikedeyken bir saate yakın çaresiz kalmaya zorlanıyor.
Ela é obrigada a suportar uma sensação de impotência durante quase uma hora, enquanto a criança está perigo.
Yani anne ölmeden çocuğu öldürmeyecek.
Então, até a mãe morrer, ele não pode matar a criança.
Chazz ve Rosemary Montolo'nun tek çocuğu.
O único filho vivo de Chazz e Rosemary Montolo.
Alman çocuğu.
Um miúdo Alemão.
Her neyse, Ernie'yi yere koydum ve gidip çocuğu nehrin kenarına sürükledim.
Seja como for, deitei... o Ernie no chão, aproximei-me e arrastei o miúdo para a beira da água.
Bir çocuğu vardı değil mi?
Ele tinha um filho, certo?
- O rospu çocuğu!
Filho da mãe!
Gel beni al seni orospu çocuğu!
Anda apanhar-me, filho da mãe.
Benden uzak dur seni orospu çocuğu!
Afasta-te de mim, seu filho da mãe.
- Orospu çocuğu!
- Aquele filho da puta...
- Çocuğu sevgi dolu bir aileye vermeyi ayarladım bile.
Eu já decidi dar a criança a uma família amorosa.
Orospu çocuğu.
Filho da mãe.
Belden aşağısı aslan yelesi saç modeli gibi ön taraf klas arka taraf parti çocuğu.
Da cintura para baixo, ela é como um cabaré : Negócios à frente, festa de arromba atrás.
Sevdiğim kadın, onun çocuğu vesaire.
Tenho a minha gaja, tenho o miúdo e tudo isso.
Burayı işletmeye çalışırken beş tane çocuğu sen mi büyüttün Meg?
Criaram cinco filhos enquanto tentavam gerir um negócio, Meg?
Böyle olmasına üzüldüm ama bu çocuğu doğuracağım.
Lamento que tenha sido assim, mas o facto é que vou ter esta criança.
Bu orospu çocuğu 10 raunttur bizi yumruklarken nakavt edici yumruğunu bekleme niyetinde değilim ben.
Esse filho da mãe tem andado a atacar-nos diversas vezes, e não estou com grande vontade de esperar pelo golpe final.
Yani onlardan birinin çocuğu olması muhtemel.
É então possível que um deles tenha sido pai de uma criança?
Çocuğu terk ettiğin için.
Por abandonar a criança?
- Bu çocuğu ben koruyabilirim.
Eu posso proteger esta criança.
Happy, o çocuğu subatandan kurtarmak için tasarladığın mikro kriko aletini okudum... çok zekiceydi.
Happy, li sobre o micro macaco que fez para salvar aquele rapaz no sumidouro. Foi brilhante.
Yani bazen bu çocuğu zihninde canlandırıp tahrik oluyorsun.
Então, algumas vezes você acha a memória desse rapaz excitante.
Orospu çocuğu!
Filho da mãe.
Şu yüzünde şeytani dövme olan çocuğu hatırladın mı?
Lembras-te daquele tipo com uma tatuagem satânica na cara?
Nasıl oldu da büyük şehir çocuğu buraya Kara Rozet'te çalışmaya geldi?
Como é que um rapaz de cidade acaba aqui, a trabalhar para o Distintivo Negro?
Sinsi orospu çocuğu!
Aquele filho da mãe matreiro.
- Orospu çocuğu. Senin için çalışmıyorum.
- Seu filho da mãe, não trabalho para ti.
İstediğim şey çok fazla ama Helen'ı sevdiğim için istiyorum bunu ve sevgiden de öte, biz bu çocuğu dünyaya getirdik.
É demais o que eu te peço mas vou perguntar na mesma, porque eu amava a Helen, e foi por amor, que trouxemos essa criança ao mundo.
Ben bir çocuğu ikimiz için de sevebilirdim.
Eu poderia amar essa criança por nós os dois.
Annesi ve yetkililer babanın çocuğu Meksika'ya kaçırdığını düşünüyordu.
A mãe dele e as autoridades acreditavam que tinha sido raptado pelo pai e levado para o México.
- Çocuğu bırak.
- Liberte o rapaz.
Eğer çocuğu tehlikedeyse- -
A miúda está em perigo.
Ama çitin içinde küçük bir erkek çocuğu varmış.
Mas do lado de dentro da vedação havia um menino.
Seni orospu çocuğu.
Meu desgraçado.
Dale ve karısının üç küçük çocuğu var. Dükkândaki fazla meyvelere benden daha çok ihtiyaçları olur diye düşündüm.
O Dale e a mulher têm três filhos pequenos e achei que iam precisar mais da fruta extra do que eu.
Bu dünyaya bir çocuğu nasıl getirirsen getir yaşam gücünü emip alıyor senden.
Seja lá como trazemos um filho para este mundo, ele suga-nos a vida.
Derek'le Meredith'in cerrahi aşk çocuğu olması gereken bir kadın ve ben bunu da berbat edeceğim.
E hoje, encontrei esta mulher com uma granada viva na cabeça, que é a "filha cirúrgica" do Derek e da Meredith, e posso estragar isto também, eu...
Bir sonraki görev şu çocuğu takip etmek. Porta-Boat'ı bulana kadar.
A próxima tarefa é segui-lo até ele encontrar o navio porta-contentores.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]