English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ Ç ] / Çoçuk

Çoçuk Çeviri Portekizce

67,417 parallel translation
Altı çocuk.
Seis.
Canım çocuk, kızı boğmaya çalıştı.
Querida... Ele tentou sufocá-la.
Bir çocuk psikoloğuna gittiğini bilmek zorunda değil.
E ela não precisa de saber que está com um psicólogo infantil.
En iyi çocuk psikologların bazıları palyaço gibi giyiniyorlar.
Alguns dos melhores agora vestem-se de palhaço.
Tarihte bunu başaran ilk çocuk olabilirsin.
Acho que és o primeiro miúdo da história a fazer isso!
- Çocuk doğuramam.
- Sabes bem que não posso. - Não é nada tarde de mais.
Benim Ziggy hakkındaki görüşüm çok şeker bir çocuk olduğu yönünde.
E, segundo a minha experiência, o Ziggy é um menino muito doce.
Bakın, eğer bir çocuk fiziksel veya duygusal olarak suistimal ediliyorsa bu konuda her şeyden önce ebeveynlere haber vermek benim görevim.
Oiça, se eu achar que uma criança está a ser atacada em termos físicos ou emocionais, o meu dever é, antes de mais nada, falar com os pais.
Çocuk psikoloğuna gideceksin.
Vais falar com um psicólogo infantil.
Çok akıllı bir çocuk.
É um rapazinho muito esperto.
Az önce dediğim gibi, bence çocuğunuz karşısındakini umursayan ve nazik bir çocuk.
Como já disse, acho que tem um filho doce e amoroso.
Hele de bu kasabada, beni Çocuk Sosyal Hizmetler Kurumu'na şikayet ediverirler.
Nesta cidade, iam logo fazer queixa.
Sana onu çocuk psikoloğuna götürelim dedim.
Eu disse para a levarmos a um psicólogo infantil.
- Bilmiyorum. Çocuk bir anda karşımıza çıktı.
Não sei, o miúdo queimou um Stop e apareceu do nada.
- Yanımızda oturan şu tatlı çocuk var ya balataları fena sıyırmış.
O tipo giro sentado ao nosso lado. Aparentemente é louco.
Çocuk yanında değil.
O rapaz não está contigo?
Herkesin sinirlerini zıplatan çocuk bu mu?
Este é o rapaz que deixou toda a gente em polvorosa?
Teşekkürler. Connor bizim lakros takımından, tamam mı? Devasa çocuk, 1.90 falan var.
Ele é da minha equipa de lacrosse, rapaz enorme, muito alto e muito burro.
- Tamam be tamam. Doğruya doğru, ilk öpücüğümdü ve çocuk dilini çok kullanıyordu. Ben de bunu beklemiyordum.
Na verdade, foi o meu primeiro beijo e a língua dele entrou na minha boca de repente, foi um reflexo, desculpa.
Küçük bir çocuk.
Um rapazinho.
O... tatlı bir çocuk.
Ele é... É um bom miúdo.
Şimdi 25 yaşındayım, çocuk sahibi olmak için birkaç senem daha var.
Neste momento, tenho 25 anos, por isso, tenho mais uns anos antes de querer ter filhos.
O zamanlar İtalyanlar bana "jig" derdi, dansçı çocuk yani.
quando os italianos me chamavam "jiga", que é uma dança, não é?
Sonra bir oğlum oldu. Erkekler, oğlan çocuk sahibi olunca ne olur bilirsiniz.
Depois disso, tive um filho e sabem o que acontece aos homens quando têm filhos.
Seni ahlaksız çocuk.
Seu menino maroto.
Bullock ve kocası, Lindemulder'ı uyuşturucu kullanımından, çocuk ihmaline dek her şeyle suçladı ve tek velayet peşindeler.
Mas Bullock e o marido, Jesse James, acusaram-na de tudo, desde consumo de droga a negligência, e pretendem obter a guarda total.
Çocuk taş gibi bir sporcu.
Ele é... um atleta viciante.
Sıska çocuk.
Magricela.
Hatırladım, sessiz çocuk.
Sim, o rapaz calado.
O derste kesin seksi ve sorunlu bir belalı çocuk vardır.
Mas aposto que há um bonzão perturbado no apoio à Matemática.
Son seans dokuzda, hızlıca temizlik yaparsak, ki yapabiliriz çünkü o İngiliz filmi sıkıcı olduğu için hiçbir çocuk gelmiyor, zamanında çıkabiliriz ve sana onu gösteririm.
A última sessão é às nove. Se limparmos depressa, o que é possível, já que poucos miúdos vão ver aquele filme inglês chato... Podíamos sair a tempo e eu talvez to pudesse mostrar.
Çocuk yıllardır süt kutusu bile kaldırmamış.
Esse puto nem um pacote de leite consegue levantar.
O çocuk arkadaşın değil.
Ele não é teu amigo.
- Hangi cehennemde bu çocuk?
- Onde está ele, caralho?
Hayır anne, çocuk değilim.
Credo, não tenho sete anos.
İyi çocuk.
Ele é dos bons.
Bir sürü sevgilisi olmayan seksi çocuk gelecek.
Vão lá estar muitos gajos bons e livres.
Sana mesaj atıp duran çocuk mu bu?
É o puto que te manda mensagens?
Belki hiçbir çocuk iyi değildir.
Talvez não haja bons miúdos.
Diğer çocuk üç gün uzaklaştırılmış.
Diz que o outro rapaz foi suspenso três dias.
De la Cruz denen çocuk hatalıymış.
Aquele de la Cruz estava errado.
Fikir belirttiğin için sağ ol dâhi çocuk.
Obrigada pelo esclarecimento, génio.
Sıska çocuk, çık şu sahadan.
Magricela, sai do campo, porra.
Amma gergin bir çocuk.
Que gajo tão intenso.
Buraya gelip cezalandırılmayı isteyen çocuk oluyor mu?
Tem muitos miúdos a vir cá pedir castigo?
Öncelikle bir sürü yetenekli çocuk hikâyesine hiç girmeyeceğim.
Primeiro, há umas tretas de criança sobredotada que nem vou referir.
Ya tek arzuları bir çocuk merdivenine tırmanmaksa
E se tudo o que desejam São brinquedos para escalar
Peki şu Brad denen çocuk şimdiki erkek arkadaşın mı?
Então aquele Brad é teu namorado agora?
Silah. Çocuk pornosu.
Pornografia infantil.
Çocuk musun sen?
Tens seis anos ou quê?
Davası olan asi çocuk havalarındasın.
Pareces um rebelde com uma causa.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]